logo

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Mezarlıklar Vazgeçilmez Diye Anılan İnsanlarla Doludur

Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle,  gitmelerle dolup boşalıyor.  Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle konulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor.

 ‘’Bu vesile ile geçen hafta değerli bir dostumuzu kaybettik, uzun yıllar birlikte hak yolda siyaset yaptığımız, Milli Görüş emekçilerinden Eyüp Doğan kardeşimiz rahmana  kavuştu. Yıllarca Refah ve Fazilet partilerinde seçim koordinasyon merkezi başkanlığı yaptım.  Eyüp kardeşim de bu konularda bana çok yardımcı olur çalışmalarımıza renk katardı . O’ na doçentim lakabı takmıştım.  Eyüp kardeşim de bu ifademden çok mutlu olurdu. Genç yaşta bizleri bırakarak gitmesi hepimizi  çok üzdü.  Allah ondan razı olsun,  rahmetiyle muamele eylesin

  Pandemi döneminde de çok arkadaşımızı kaybettik … Birlikte çalıştığımız arkadaşların neredeyse yarısı bu dünyadan göçüp gitti. Ama dünyanın fani, sadece bir imtihan ve kısa bir oyun alanı olduğunu bir türlü hazmedemiyoruz.  Aşık Veysel’e sormuşlar… ‘üstad dünyadan ne anladın?’ Say ki bir pazar yeri dolaştım.
Üç metre bez aldım, gidiyorum Gözünü açıyorsun’doğdu’ Gözünü kapatıyorsun’ öldü’ diyorlar.
İşte bu göz kırpışa ömür’ diyorlar..  Ne güzel özetlemiş Veysel… İşte dünya yaşamı tam da böyle bir şey.

Ezcümle:

Yarın dünyanın ne olacağı asla belli olmuyor … İnsanoğlunun da yarın ne yapacağından kimse haberdar olamıyor, kestiremiyor. 6  Şubat 2023’ öncesi  Güneydoğu günlük gülistanlık huzur dolu bir bölgeydi. 6 Şubatta ise 11 ili kapsayan o güzel bölge yerle bir oldu yaklaşık resmi rakamlara göre 55 bin insan hayatını yitirdi. İnsanlar soğuktan enkaz altında donarak öldü . Bu asrın felaketiydi… Elbette Allah’ın hikmetidir deyip teselli olmaya çalıştık.

GEBERECEKSİNİZ …  SAKLANACAK DELİK BULAMAYAAKSINIZ

7 Ekim’den önce Gazze, huzur dolu bir kentti. 7 Ekimden sonra cehennemi yaşattılar.  İnsanlar, kendi dünya hayatlarını mütevazi bir şekilde sürdürüyordu. Güzelim yurtları ateşe çevirdiler. Yüreklerimiz dağlanmaya devam ediyor. 20 Bin çocuğu toplamda 50 biden fazla kardeşimizi şehit ettiler, hunharca, yakarak, yıkarak, bombalayarak lime lime ederek unutulmayacak izler bırakarak…  Hala vahşete devam ediyorlar. Akıl, vicdan, mantık bu zulme  dur diyemiyor.  Herkes sadece  bir film gibi seyrediyor.

Ama Ey İsrail! Bu yaptığınız zulüm bitişinizin habercisi …  Çöküyorsunuz, ekonomik olarak tükeniyorsunuz … Ülkenizi terk ederek kaçmaya başladınız. Toplumunuzun yarısı psikolojik tedavi görüyor. İnsanlık kin ve nefretle sizin batışınızı sabırsızlıkla bekliyor. Doğudan batıya, Güneyden kuzeye tüm vicdanlara nefretiniz nakış nakış işleniyor. Gebereceksiniz…  Çok yakın zamanda Kur’an tabiriyle saklanacak, çalı arkası veya bir delik dahi bulamayacaksınız.

Bitiyorsunuz ! Yeryüzünde dolaşamayacak gasp ettiğiniz topraklarda esaret içerisinde birbirinizi yiyerek öleceksiniz. Adalet sahibi Allah’ım sizin için mutlak imha planını geç te olsa hazırlayacak helak edecektir. Çünkü  İnsanlık tarihi boyunca hiçbir  gün, gün  yüzü görmediniz yine öyle olacaktır.

Bizlere gelince: servet yığma, kariyer yapma  hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan,  evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. İstisnalar hariç hangi İlah’a taptığımız belli  olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam  ederken, hırslarımızın esiri olmuş debelenip duruyoruz.  Önümüzde bu kadar vahşetler varken, kardeşlerimiz dünyanın her yerinde katliamlara maruz kalırken ders almıyor, ders çıkarmıyoruz. Adeta Müslümancılık oyunlarını oynamaya devam ediyoruz. Halbuki  3 günlük dünyada  ‘’HİÇ’’lik  mücadelesi versek ne olur. Kaybetmeyiz, kazanırız.

Bir söz vardır: ‘’insanı  ağzından giren değil, ağzından çıkan  kirletir. Maalesef istisnalar hariç  o kadar kirliyiz ki; kapılmışız dünyanın cazibelerine her şeyi mübah görüp kalpleri kırmayı istikrarlı hale getirmişiz. İftira yalan, dolan, dedikodu, sömürü, vazgeçilmez yaşam biçimimiz olmuş. Hz. Kur’an ve Hz. Peygamber; ‘’Mal, mülk ve oğullar  dünya hayatının süsüdür’’ diyor … Kalıcı olan iyilik, güzellik, doğruluk, ise Rabbinin katında çok değerlidir ümit var olmak içinde yeter sebeptir demesine  rağmen  Lakin ümit var olamıyoruz. Rızkın sahibi benim, benim garantim altındasınız diyen Allah’a inanıyormuş gibi yapıyor, dünyalık tapınaklara tüm benliğimizle bağlanıyoruz.

Velhasıl :

Üstünlük sadece takvadadır … Herkesin ham maddesi aynıdır. Allah, herkesi eşit yaratmıştır. Ve bu dünya da herkesin anlatacak bir  hikayesi vardır. Adaletli davranarak insanlara değer vermek, sınıfsal imtiyazları ortadan kaldırmak, fakiri, yoksulu gözeterek paylaşmak, yardımlaşmak,  mütevazi bir hayat yaşayarak ömrümüzü tamamlamak temel doktrinimiz olmalıdır. Allah’ın kabul ettiği insan da budur.   Mezarlıklar vazgeçilmez diye anılan insanlarla doludur. Hepsi toprağın altında eşitlenmiş hesap gününü beklemektedir.

Paylaşmak, Yardımlaşmak, Kaynaşmak Dileğiyle Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...