Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
Yeryüzünde birbirine dönüp; ‘Dünyayı sen mi kurtaracaksın’ diyen 7 milyar insana karşı 10 milyon zalim, zorba var… Yedi Milyar insan slogan hamallığı yaparak 10 milyon insanın saadet ve refahı için alkış tutuyor… Birbirlerine bakarak aynı söylemi tekrarlıyorlar; Dünyayı sen mi kurtaracaksın?
Halbuki Allah; Mülkün ve Erkin sahibi benim, benim sizlere bahşettiğim nimetlerden eşitçe, hakça, paylaşın, yiyin için biriktirmeyin, kenz etmeyin, infak edin aranızda yoksul, fakir kimse kalmasın. Zulme uğramayın, kula kul olmayın diyerek Kur’an’da yüzlerce kez uyarı yapıyor.
Ama 7 Milyar insan yine de Dünyayı sen mi kurtaracaksın diyerek Allah’ın yerine her şeyi modern çağın Krallarından, Firavunlarından bekliyor. Firavunlar geçmişte olduğu gibi yine zulmediyorlar. Allah’ın insanlara eşitçe paylaşın dediği nimetlerini gasp ederek paylaşmıyorlar, çalıyorlar. Mülk ve Erk üzerine kurdukları sistemle eski firavunların dediği gibi mecazi de olsa sizin Rabbınız biziz diyorlar.Tıpkı Nemrut’un İbrahim’e Firavun’un Musa’ya, Ebu Leheb, Ebu Cehil ve Mekke Çetesi’nin Hz Muhammed’e yaptıkları gibi…
Metropolleri, talan ediyorlar, servet transferleri yapıyorlar, yer altı ve yerüstü kaynakları paylaşarak iç ediyorlar. Açıkçası Allah’ın benim nimetlerimden eşitçe paylaşın emrini dinlemeyerek çalıyorlar inkar ediyorlar. Neredeyse Güneşi Havayı, Suyu bile milyarlarca insana çok görecekler.
Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. Deki: İhtiyaçtan fazlasını …. (Bakara : 219) Altını ve Gümüşü biriktirenler ateşte böğürlerinden dağlanacaktır (Tevbe 34-34) ayetlerini inkar ederek servet yığıyorlar.
Nemrut İbrahim’e mucizeleri görünce tamam senin Allah’ına inandım, lakin ben bu güçten ve servetten vazgeçemem demişti. Firavun da benzer şeyler söylemişti. Mekke nin soysuz Godamanları da servetlerinden ve sömürgelerinden vazgeçmeyerek Hazreti Peygambere mal, mülk, koltuk ve kadın vaat ettiler. Biz senin dinine ve Allah ına inanıyoruz dediler. Ancak atalarımızdan kalan bu sistemi bozma, ne dilersen bizden dile diyorlardı. Bunların en azılılarından Ebu Lehep; kendisinin muhafazakar mütedeyyin olarak tanımlıyor, namaz,oruç, hac gibi ibadetlerini titiz bir şekilde yapıyordu. Taptıkları putları Allaha giden yaklaştıran bir sembol, yol olarak algılıyorlardı. Yani Ritüelci bir dindardı.
O zamanın güçlü medyası Şairler ve onların okudukları şiirlerdi. Halk Şair ve şiirlerle etkilenir, yönlendirilir, manipüle edilirdi. Ebu Lehep ve eşrafı yönetici sınıfının tamamı muhafazakardı. Ebu Lehep’in medyası şairlerdi. Lehep ve eşrafı para karşılığı şairleri kullanırdı. Halkı etkileyerek marjinal durumdaki muhalefeti susturuyorlardı. Şairlik ve şiir o kadar etkiliydi ki aleyhte propagandayı yok ederken iktidar seçkinlerini yani Ebu Cehil Ebu Lehep Mugire ve benzer yönetim çetesini överlerdi. Buğünün medyası ve sözde aydınları gibi o zamanda Şairler yalakalıkta yarışırlardı. Halk cahil olduğu için çabuk etkilenirdi.En iyi yalakalığı yapan Şairin sözleri Kabe Duvarına asılır halk okurdu Orada duyurulanlar birkaç gün sonra Şam’da herkesin dilinde olurdu.
Ebu Lehep’i bu şairler, muhafazakarlığı, hayırseverliliği, mütedeyyinliği ile över halkı kandırırlardı. Sonuçta bunlar kadar muhafazakar mütedeyyin insan yoktu. Ancak iktidarlarını paylaşmak istemiyor, ticaretin merkezi, şehirlerin anası, Mekke’de toplumu köleleştirerek Mekke ye gelen tüccarların bir kısım mallarına el koyuyorlardı . Hatta gelen hacılara hem su dağıtıyor hem de hediyelerini iç ediyorlardı. Faizle tefecilikle insanları sömürüyor, köleleştirerek haciz ediyorlardı. O zaman buğün ki gibi mala mülke haciz konmuyor kadın ve kızlar ailelerin ellerinde haciz malı olarak alınıyordu. İşte yeni doğan kız çocuklarını diri diri torağa gömmenin nedeni bu sebeptendir. Hangi baba, hangi vicdan bebeğini öldürür. Sırf bu çocuklar bu canilerin ellerine geçmesin diye bu cinayetler işleniyordu. Çünkü bu kadın ve kızlar Cahiliye döneminde modern kerhanelerde satılarak fuhuş yaptırılıyor sözde muhafazakar ve mütedeyyin Ebu Lehep ve çetesi tarafından büyük kazanç elde ediliyordu.
Asırlardır sistem değişmedi. O yıllar çağ dışı klasik yöntemler, modeller uygulanırken, bu ğün sonu Nizmle biten, insanların yaptığı yönetim biçimleriyle daha modern biçimde sömürge sistemi devam ediyor. O günkü Firavunlar baskıyla zulümle buğünkiler ise narkozlaştırarak, faturalandırarak manipüle ederek, soysuzlaştırarak yapıyorlar. İnsanlar, farkında olmadan Bankalarla, Kredi kartlarıyla, modernleşme, özgürlük ,demokrasi bireyselleşme adına, Firavunların çizdiği Şablon’un dışına çıkamıyor. Hem bedenini, hem karakterini, kişiliğini satıyor. Bilerek tapınağını değiştiriyor, Taptığı Firavununa alkış tutuyor. Sistemin devamını istiyor, Ardından da dönüp bakarak aynı cümleyi tekrar ediyor. Dünyayı sen mi kurtaracaksın, bu işler eskidende oluyordu diyerek her şeyden vazgeçiyor, kapatıyor.
Dünyadaki on milyon metropol hırsızın sınıfına enteğre olarak köleliğe devam ediyorlar. Metropolleri talan edenlerin zaten isteği insanları dini ritüellere bağlı bırakarak narkozlaştırmak kaderci haline getirerek hak adalet ve paylaşım eşitlik ve özgürlük ihtiyaçlarını hissettirmemektir, Ritüel İbadetlerin yaşandığı en güzel ülke Suudi Arabistan’dır ama en çok sömürgenin adaletsizliğin olduğu, Dünyadaki 1 milyar aç insanın doyacağı paranın sahibi de bu ülkelerin krallarındadır. Halbuki Aynı Topraklarda doğan Peygamberimizin söylediği; komşusu aç iken tok yatan bizden değildir sözü de ortadadır.
Sonuçta; Ritüellere yani mevlitlere namazlara umre yarışlarına mezarlık ziyaretlerine Cuma ve oruca bayramlaşmalarla kandillere devam. Bunların yapılmasını sadece bizim imamlar müftüler isteniyor, Amerikalı Avrupalı ve İsrailliler de istiyor.Çünkü bu durum onların sömürgelerini engellemiyor.
Kaldı ki bunların yapılması dinin direği değil gereğidir elbette yapılacaktır. Dinin direği adalettir, Hakça ve eşitçe paylaşımdır, kul hakkının ve zulmün ortadan kalkması bir tek insanın gece aç yatmamasıdır.
Hz İbrahim de İsa da Musa’da Hz. Muhammed’te bu kavramların tesisi için görevlendirilmiştir. Asla ritüeller için değil… Allahın birliğine mülkün ve erkin tek sahibinin O
Olduğuna, kimsenin ilahlık taslayamayacağına, insanların insanları sömüremeyeceğinin adaletin tesisi için gönderilmişlerdir.
Ama 7 milyar insan hala Allah’a gerçek manada inanmayıp fani firavunlara taparak dünyayı sen mi kurtaracaksın sözünden vazgeçmiyorlar. Bu sözden vazgeçmedikleri takdirde asla bu dünyada huzur ve refah olmayacak, kan ve göz yaşı dinmeyecektir. Bu Firavun sistemleriyle de dünyada yoksul fakir, modern köle sayısında sürekli artış olacaktır
Saygıyla.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları