Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
Aynı ibadethanede buluşan, aynı mezarlığa defnedilen, aynı düğünlerde aynı halayları çeken, acı ve mutlu günlerinde aynı Türküleri mırıldanan bu coğrafyanın insanları kasap gibi birbirlerini kesip doğruyorlar. Üstelik Allah -Allah nidaları ,Allahuekber sesleriyle birbirlerinin ciğerlerini söküyorlar …. Bizlerde bu Coğrafya’ya İslam, bu katliamları yapan ve yaptıranlara da Müslüman diyoruz. Oysa ki bu coğrafyanın adı; Kan Coğrafyası, bu katliamları yapan, yaptıran, sebep olanlara da açıkça katil tanımlaması yaparak lanetlemeliyiz.
Tunus, Mısır, Irak, Libya, hatta Türkiye’de bile kan durmazken bunların Emperyalist ırkçı Kapitalizm’in bir projesi olduğunu anlamazlıktan , hala Demokrasi- Diktatör ikilemleri arasında durup mantıklı gerekçeler uyduruyoruz. Hala Kapitalizmin Demokrasi’yi kullanarak bu coğrafyayı kan gölüne çevirerek sömürdüğünü Kavrayamıyoruz yada öyle işimize gelmekte …
Başımızdakileri hala kurtarıcı, rızkımızı verici, hayat idamemizi onlara bağlarsak bu coğrafya da kan bitmez. Emperyalist İşbirlikçi, satılık atanmış Garun ve firavunlar olduğu müddetçe huzur ve refah göremeyiz. Belki hayatımız kısa dönemlerde rahatlatan şeylerle karşılaşsa bile uzun vadede hem dinimizi hem de neslimizi bitirebiliriz. Bu topraklarda İslam’ı İtibarsızlaştırma, toprakları küçülterek neslimizi tüketme ve kırdırma projesi var … Bu projede saat gibi işlemektedir. İnsanlar duyarsız ve ruhsuz hale gelmiştir. Irak’ta Libya’da her gün 40-50 kişi katledilirken haber değeri bile taşımamaktadır. Medya Can baza bak manipülesi ile Kamuoyunu sadece bir yere yönlendirmektedir . Lakin toprak altımızdan kaymaktadır.
Gecen Hafta Mobilya esnaflığı yapan bir Muhafazakar Demokrat bir arkadaşıma uğradım. Sürekli Libya ya gittiğini ticaret yapmaya çalıştığını söyledi ve ardından kıyaslama yaptı. Dedi’ki ; ‘nerede o eski Libya ile şimdiki Libya … Bir kere devlet diye bir şey yok. Ülkeyi her türlü mafya yönetiyor .Esrarcılar. eroinciler, silah tacirleri almış başını adeta sular seller gibi kan akıtıyor. Can güvenliği yoktur diyor. Ardından da Libyalıların şu sözünü ekliyor.’Keşke Kaddafi olsaydı da her gün ayaklarının altını öpüp yalasaydık. Aynı sözleri Irak Halkı da söylemişti.
Şimdi kan gölüne dönen coğrafyamızda eskiler yani diktatör denilen isimler özleniliyor. Her ne hikmetse bir türlü demokrasi gelmiyor, ya da uygulanamıyor
Ama bizler hala bir birlerimizi suçlayarak kini ve nefreti derinleştirip ritüeller üzerinden basit kavramlar üzerinden siyaset yaparak kutuplaşıyor ya da ayrıştırılıyoruz. En çok barışa kardeşliğe ihtiyaç duyduğumuz şu sıralarda insanlar, fraksiyonlar birbirlerini yiyecek gibi bakarak kin ve nefret tohumları ekiyoruz. Yani planlanan oyunları aynen kabullenip fırka fırka ayrılğa gidiyor, unutulamayacak düşmanlıklara yöneliyoruz. Toplum intikam duygularıyla hesaplaşmaya doğru itiliyor.
Bu işleri yaparken de gündelik düşünüp ucuza gidiyoruz.Gelecek nesiller değil gelecek seçimler düşünülerek her türlü bireysel menfaat atraksiyonlarını hakkımızmış gibi gerçekleştirip adaletten ve sağduyudan hızla kaçıyoruz.
Oysaki ortada bir realite var; karışan karıştırılan işgal edilen hiçbir ülkede huzur ve refah gelmediği gibi her gün kan akmakta bu ülkelerin kaynakları kapitalizmin patronu ülkeler tarafından yağmalanmaktadır .Bu topraklarda yaşayan insanlar açlığa mahkum edilirken, kanları da çok ucuz bir şekilde akıtılmaktadır
Sonuç olarak diyorum ki ; en azından bizler kendi bölgelerimizde dostluk ve kardeşliği pekiştirelim. Kibir kuleleri oluşturarak insanları küçük görmeyelim. Çünkü her insanın bir anlatacak hikayesi vardır. Gücü elinde bulunduranlar zalimlik yapmamalı … Çünkü bu topraklarda güç dengeleri sürekli değişmekte, değiştirilmektedir. Kullanma tarihlerine endeksli güçler oluşturulmaktadır. Hal böyle olunca aynı Türküleri mırıldanan, aynı halay ve horonları oynayan, aynı ibadethanelerde buluşan, ve aynı mezarlığa defnedilen insanlar, faniler olarak bizler birbirimizi sevelim. Bu dünya için hiçbir şeye değmez diyelim
Bayramınız Kutlu olsun
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları