logo

Yedek İlahlarla Müslümancılık Oyunları

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Ne hikmetse, kimse bu dünyada kalmayacağını, öbür aleme giderken tek bir kuruş götüremeyeceğini bildiği halde zenginleşerek biriktirme sevdasından, sınıf- sınır imtiyazından kurtulamıyor. Ne hikmetse, zenginler fakirlerle eşit hale gelmek istemiyor. İnsanların sadece takva bakımından üstün oldukları Kur’an ayetini   inkar edercesine ayrışıyor, Gettolaşarak üstünlük kurmaya çalışıyor.

Abdestli kapitalist kafa. tıpkı dünya insanı gibi düşünmeye başlarken bütün değerlerini yitiriyor. Tıpkı Karun gibi ‘’ben kazanıyorum, ben zeki insanım’’ diyerek Allah’ın verdiği nimetleri kendine mal ederek Allah’a şirk koşan sözde Müslümanlar;  ‘’Müslümancılık oyunu oynayarak yedek ilahlara tapıyor’’  farkında bile değiller. Zenginler her geçen gün servetlerine servet katarak adeta sömürge sistemi kurmuş, halihazır gidişatları için her şeyi Mübah sayarken,  İslam’ın sadece ritüel kısmıyla                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               ilgilenip Dünya’ya tapıyorlar  …  Sarıkla cübbeyle, kokuyla, misvakla, yalan yanlış ritüellerle,  ilahiler dinleyip,  mevlitler okutmakla, şeyhlerden, türbelerden medet umarak şefaat beklemekle 40. 7. geceleri aksatmayarak mevlitler okutup,  geceleri sabahlara kadar ‘’süb’’ çekenler, kendilerinin iyi Müslüman olduklarının sanarak, Müslümancılık oynadıklarının farkında değiller.

 Altın, gümüş, para, döviz, tapu,tahvil,bono, hisse senedi, yat,kat özel uçak, kule,yalı, villa peşinde koşarak tıpkı bir av hayvanı gibi hayatı yaşayanlar, yoksula yukardan bakan haramzade Müslümanların istisnalar hariç yedek tapınakları bu dünyalıklar değilmi?

Özel Gettolarında Kaşhanelerinde, Saray ve villalarında zırhlı araçlarıyla 50- 100 kamerayla kendilerini koruma altına alan abdestli, Nüsukçü, istismarcı sözde son zamanların abdestli kapitalistleri, hangi fakirin, yoksulun çaresizin aç’ın derdine deva olup, beraber paylaşıp, beraber yiyip içmişler, kardeşliğin vasıflarını yerine getirmişlerdir.Kaldı ki  nerede bir yoksul, fakir,mazlum var, dışlanarak hor görülmüyor mu

Bunlar tıpkı zengin Mekke müşriklerine  benzemiyorlar mı ;

Peygamberlere ilk inananlar genellikle, toplumun alt kesim­lerini oluşturan köleler, fakirler, güçsüzler, kimsesizler… olmuş­tur.  Kur’ân’ın “Mustaz’aflar diye belirttiği bu zayıf insanlar, bir de çeşitli sebeplerle peygamberlere karşı direnen zengin ve güçlü­ler tarafından dışlanıp horlanınca, çok daha büyük zorluklara, hatta işkencelere maruz kalmışlardır. Peygamberlerin böyle in­sanlara sağladığı maddî ve manevi destek hem onları korumuş, hem de, benzer durumdakilerin yeni dine girmelerine imkân sağ­lamış, hatta onları buna teşvik etmiştir.

Her hak dinde olduğu gibi  İslâm’ın yayılmasında da aynı du­rum görülmüş, Mekke’nin ileri gelenleri (Kureyş) kölelerin, ve sıradan insanların, Hz. Peygamber’in yakınında bulun­malarına tahammül edememişler, hatta onların yakınlığını,  dine girmelerini engelleyen bir mazeret olarak ileri sürmüşlerdir, ilk Müslümanlardan olan Abdullah Ibn Mes’ud, Bılâl-ı Habeşi, Süheyb-i Rûmî, Habbâb b. Erett, Ammar b. Yasir, Mıkdat b. Es-ved    gibi zayıf ve güçsüz, çoğu Mekke dışından olan müminler, sık sık Hz. Peygamberle buluşuyor, O’ nunla oturup kalkıyorlar­dı. İleri gelen müşriklerin hiç hoşuna gitmeyen bu durum, itiraz­larına sebep oldu, şöyle dediler: “Biz gelince onları uzaklaştır, bizi yanına al, seninle oturup konuşalım, belki sana tâbi de oluruz.

 Hatta çoğu köle olan bu Müslümanların pis pis koktuğunu söyleyerek küçümsediklerini onlarla asla yan yana oturamayacaklarını söyleyen müşrikler ve Müslümanlar bile vardı.  Hz. Peygamber, onların bu teklifini düşünürken, Hz. Ömer de böyle düşünüyordu— şu ayet nazil oldu:

“Rablerinin rızasını isteyerek sabah-akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana, senin hesabından onlara bir sorumluluk yoktur ki, onları kovarak zulmedenlerden olasın.’’

Bugün İslam coğrafyasında bulunan zengin Müslümanlarla fakir Müslüman ilişkisi aynı değimlidir. Necm Suresi 39 da’’ insanın hakkı emeği kadardır’’ der. Hakkı olmayanı elde etmek haramdır başkasının hakkıdır yani ihtiyaç sahibinin…

 Bir başka ayette Bakara 219 da ‘’sana sorarlar neyi infak edeceksin; de ki ihtiyaçtan fazlasını’’ Şu halde bu kadar biriktirme başkalarının hakkını çalmak değimlidir.

Hazreti Ebu Bekir’in zekatı ve sadakayı  vermeyenlere 11 adet ordu hazırlattığı bilinmez mi? Peygamberin ilk Müslüman olan 5. arkadaşından biri olan Ebu Zer  Giffari’nin ‘’ akşam aç yatıp da sabahleyin kılıcına sarılıp hakkını aramayanın, almayanın  aklına şaşarım’’  sözü boşuna mı söylenmiştir.

Sonuç: Bir toplumda zengin yoksul ayrımı, sınıf, sınır ayrımı varsa, gelir adaletsizliği söz konusu ise, insanlar birbirlerini kardeş olarak görmüyorsa orada huzur ve refah olmaz… Orası kıyamete kadar korkuyla cehennemi yaşar. Kaldı ki bir din yoksulu, mazlumu, garibi, aç olanı, sömürüleni koruyamıyorsa o din afyondur, sembollerden ibarettir. Tıpkı bugün uygulandığı gibi Müslümancılık oyunları ile sistem devam eder.

  Müslümanlar Soma’daki manzarayı gördüklerinde elbette kendilerini göreceklerdir. Lakin yine Müslümancılık oyunları oynayarak, ahlar- vahlar çekerek sadece sözlü dualar edeceklerdir. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir diyen Peygamberi inkar edeceklerdir. Tıpkı Hazreti Peygamber vefat ettiğinde bir kısım Arap kabilelerinin başkaldırarak asla zekatı vermeyiz, Lakin namazı kılar orucu tutarız dedikleri gibi.

 Alın teri ve emekle helal kazancın nasıl elde edildiğini bize öğreten Soma Şehitlerine Allah’tan rahmet diliyorum … Onlar; Türkiye’ye çok güzel bir ders vererek bu dünyadan göç ettiler. Selam olsun onlara

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...