logo

SONUNU BİLMEDİĞİN SENARYODA FİGÜRAN ROLÜ ALMA

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


1980  Yılı  başı  … Darbe öncesi terör olaylarının zirveye çıktığı, kardeş kanının nehir gibi aktığı, Türkiye’yi yaşayanlardan biriyim. O yıllarda  bir baba ODTÜ’ de okuyan oğluna özetle şöyle bir mektup yazar. ‘Oğlum sonunu bilmediğin senaryo’da figüran rolü alma’’. İşte bizim Ortadoğu ve Mezopotamya Coğrafyası’nda yaşayan Müslüman halklar, asırlardır sonunu  bilmedikleri senaryonun kurbanı olarak figüran rolünü üstlenip ölüyor ve senaryo sahiplerine hizmet ediyorlar. İşte senaristlerin Ortadoğu’su;

Kan ve gözyaşın bitmediği, yeraltı zenginliklerinin talan edildiği, firavunların Garunların İlahlık tasladığı, zevkin,sefanın, israfın Arşı Ala’ya yükseldiği, insan kanının çok ucuz olduğu, kalleşliğin adam satmanın dalavere ve yalanın bol olduğu, vahşetin zulmün hiç durmadan istikrarlı olarak devam ettiği, casusların, ajanların sürekli kol gezdiği, Amerikalıların, Avrupalıların karınlarını doyurduğu, sömürerek zenginlediği, Kapitalistlerin sürekli savaş çıkardığı, fakirlerinde zenginlerin doyması için öldüğü, mezhep savaşlarının bitmediği, cehaletin merkezi, silah tüccarlarını çarsısı, kodamanların üretim merkezi, tüm mazlum halkların kaybettiği ORTADOĞU ….

Özlenen Ortadoğu ise;

 Peygamberlerin diyarı, İlahi kitapların indiği, alimlerin felsefecilerin fen ilimlerinin kaynağı, yeraltı zenginliklerinin üssü, paylaşmanın kaynaşmanın, dayanışmanın,  kardeşliğin, merkezi .

Alçak gönüllülüğün, misafir ve konukseverliliğin, ikram ve izzetin yurdu, her kültürü,ırkı dini, mezhebi,bünyesinde taşıyan coğrafya …. Bereket, nimet,şefkat’in sahibi … Tüm dünya halklarının aşk ve heyecan duyduğu bir belde  ORTADOĞU

Kıyamet mi yaklaştı nedir …  Bu coğrafya da artık işler iyice raydan çıktı … Kimin eli kimin cebinde, belli değil. Kürtler, Araplar, Türkler, Süryaniler,  Ezidiler, Nusayriler, Şiiler,Suniler, Selefiler,  Aleviler,  Vahhabiler, Hariciler, alkımınıza ne kadar Müslüman dinine mensup ırk, mezhep, tarikat varsa hepsi birbirleriyle kan davası olmuş, birbirlerinin kanını akıtıyor, akıtmak istemeyenlerde kin ve nefretle bekliyor. Halbu ki Allah’ın gönderdiği Kur’an ve görevlendirdiği  Rasul, sadece; ‘’ey Müslümanlar, kardeş olun, birleşin,  eşitçe nimetlerimi paylaşın, dayanışın, birbirinizi sevin’’ diyor

KİM KAZANIYOR?

Yıllardır derinleştirilen sorunlar daha da çıkmaz hale getirilerek bölgedeki tüm ülkeler ekonomik yönden 100 yıl geriye götürüldü .Yeraltı kaynakları  başta petrol, doğalgaz gibi madenler 50- yüz yıl ipotek altına alınarak paylaşıldı, el konuldu.Milyonları aşan insan öldürülürken bir o kadarda yetim ve dul bırakıldı. Ülkelerin toprakları küçültülerek etnik parçalara ayrıldı. Mezhep savaşları derinleştirilerek İslam toplumunu kin ve düşman aşılandı. İslam Dini ve Müslümanlar tüm dünyaya terörist ilan edilip medya ve diğer iletişim araçlarıyla korkulan bir canavar ve sistem olarak tanıtıldı. Bu sayede batıda her yıl Müslüman olmak isteyen  yüz binlerce insanın  önü kesildi.

Gelecekte ise fuhuş, esrar, katil, cani, sağlıksız ve sapık toplumun merkezi olacak bu bölge. Dinden diyanetten, maneviyat ve ahlaktan milli ve geleneklerden uzak bir toplum inşa edilecek bu coğrafyada … Ardından tam imha düğmesine basılacak. Farkındamısınız; zaten bu yöne doğru büyük bir teveccüh ve gidiş var.

Sonuçta  dün olduğu gibi bu gün de onlar kazanıyorlar. Amerikalılar, Avrupalılar, Ve İsrail … Güçsüz bir İslam coğrafyası ile İsrail dalga geçmeye başladı bile …

Allah İslam toplumunun aklını başına getirsin . Felaketin büyüğü kapımıza dayandı da farkında değiliz. Bu toplumlar tez elden mezhep, tarikat, cemaat farklılıklarını ve detaylarını terk edip derhal Kur’an’a ve Peygambere, indirilen dine uymalıdır. Uydurulanı hemen terk etmeli ritüellerle vakit geçirmemelidir.

Gün kardeşlik ve barışın tesisi için gayret sarf etme ve bu uğurda ateş bacayı iyice sarmadan tedbirler alma zamanıdır. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’na bugün çok ihtiyaç vardır. Diyanet, umre Hac Organizasyonlarıyla cukka doldurma peşini bırakıp, tıpkı kurtuluş savaşındaki din alimlerinin misyonunu taşımalı, 100 binden fazla ibadethanesini milyona yaklaşan diyanet personelini seferber etmelidir.

Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...