logo

Yeryüzüne ’’ İmansız Müslümanlık’’ Dini Hakim

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Rahmet, mağfiret ve azaptan kurtuluş olan mübarek üç aylarımıza girmiş bulunmaktayız. Manevi iklimin zirveye çıktığı bu aylarda kendimizi hesaba çekmek için Allah,  yine bizlere bu sebeple bir fırsat daha  verdi.

‘’ Şark kültürünün kutsalı boldur … Kutsala sarılarak cennet beklenir … Akıl ve eleştirel düşünceye yer yoktur… Din yaşam projesi değil sevap kazanma aracıdır … Maksada giden yolda muazzam bir maskedir’’ der bir yazar. İşte dini sevap kazanma aracı olarak değil de bir yaşam biçimi olarak ele alsak dünyanın hiçbir yerinde sorun kalmaz. Kaldı ki ; yaşam biçimi olarak aldığımız da   yine sevap kazanmıyor muyuz.  Zaten bütün peygamberlerin de geliş nedeni bu değimlidir. Peygamberler Tarihini okuduğumda bunu açıkça gördüm. Tüm peygamberler, öncelikle geldikleri coğrafya ve kavimlerde sömürü ve vahşet düzenlerini değiştirmek için uğraş verdiler. Allah’ın öncelikli çözülmesini istediği sorun  buydu onlardan…

Adalet, eşitlik, emaneti ehline verme, istişare gibi önemli kavramları yerleştirmek için bir çok peygamber canıyla bedel ödedi. Sınıfsız,  sömürüsüz, sınırsız, savaşsız bir düzen kurmak istiyorlardı. Bu başlı başına  zor bir işti. Ama onlar Allah’ın buyruğunu yerine getirmek için öldüler, sürgün, edildiler, işkenceler altında inim inim inlediler ama vaz geçmediler. Çünkü ‘’sadece sana kulluk eder, senden yardım dileriz’’ (Fatiha Suresi) diyerek kölelik zincirlerini kırıyorlardı.

Onlar Kur’an’da buyrulduğu  gibi sadece kardeşlik projesini inşa etmeye çalışıyorlardı. İnsanlık; kardeş olmayı reddetti … Sınıfsal üstünlüğünden vaz geçmedi. Sömürmeyi ilkesel haline getirdi. Birlikte kardeşçe eşit, adaletli bir şekilde yaşamayı  elinin tersiyle bir kenara itti. Halbu ki Kur’an peygamberi,  S.A.V babası bile belli olmayan  mübarek köle,  HZ. Bilal ile Kureyş’in en zengin ve itibarlılarından 1.  Halife Ebubekr’i eşit hale getirerek tüm dünyaya mesaj verdi. İşte benim dinim bu…

İslam Dini’nin yaşam projesi budur. Maalesef İslam Coğrafyası’ndaki toplumların çok büyük bir bölümü bu dini anlıyormuş gibi görünerek sadece  bireysel ibadet ve kutsallara  sarılarak geçiriyorlar.

Ve dinin özünü değil de ritüellerini kabullenerek rahat yaşamlarından, konumlarından asla taviz vermiyorlar. Hayatta tek gerçeğin ölüm olduğunu unutarak ‘’ İmansız Müslümanlık’’  dinini en güzel bir şekilde yerine getiriyorlar. Örneğin 80 küsur milyonluk bu ülkede kime sorsanız  ben Müslüman’ım der. Bura da hiçbir sorun yoktur. Ama hakikaten dini yaşam alanı görerek tatbik edenlerin sayısı kaç kişidir.

Hucurat Suresi 14. Ayetten  bir örnek vermek istiyorum; ‘’Bedevî Araplar, her kafadan bir ses çıkararak:
“İman ettik.” dediler. Onlara;
“İman etmediniz. Fakat boyun eğerek İslâm toplumuna girdik, diyebilirsiniz.” de. Henüz iman kalplerinize, kafalarınıza yerleşmedi. Eğer Allah’a ve Rasulüne itaat ederseniz, Kur’ân’ı ve sünneti uygularsanız Allah, amellerinizin sevaplarından hiçbir şey eksiltmeden sizi mükâfatlandırır. Allah kullarını koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir’’

Sonuçta; Üç aylarımıza girdik… İnşallah bolca Kur’an ve Mealini okuyalım. Allah ile doğrudan mektubu aracılığı temas kurup   kendimize çeki düzen verelim. Samimice kardeş olup, yardımlaşıp, paylaşalım, dayanışarak kardeş olalım.

Not:  Birkaç gün önce sahabe gibi yaşayan değerli ağabeyim Sezai Tuğla Bey’i

kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadık. Rabbim gani gani rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun İnşallah. Tüm dostlara, akrabalarına ve camiaya sabırlar diliyorum.

Üç Aylarımız Mübarek, Regaip Kandilimiz Kutlu Olsun

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...