Son Dakika
Tarikat Mensuplarının Tenkitleri ve Şirk Düzeni (2)
Erzincanlı Terzi Baba;’’Vallahi Dünya için Allah Demem’’der. Kul Nesimi ise,
Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzere gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem.
Oy nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet
Ya Yunus Emre nasıl döktürmüş;
ÖIümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın. Ben geImedim kavga için, benim işim sevgi için … Bir kez gönüI yıktın ise bu kıIdığın namaz değiI. Yetmiş iki millet dahi elin’ yüzün’ yumaz değil.
Mevlana ile noktalayalım; Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zanneder.
Bazen Diyorum ki; ‘’ne olacak söyle gitsin’sonra diyorum ki; söyleyince ne olacak sus bitsin
Gazetemizin geçen sayısında; ‘’Bir Şirk Düzeni Kurulmuş ta Kimse Farkında Değil’’ başlıklı yazımdan dolayı bazı tarikat mensuplarının hücumuna uğradım… Sağ olsunlar bazıları medenice tartışıp görüşlerini ifade ederken bazıları tehditler savurdular. Medenice tartıştıklarımızla sonuç ta anlaştık. Kendilerince haklıydılar. Medenice tartışıp helalleştiklerimizin sayısı oldukça fazlaydı.
Özellikle İsmail Ağa Cemaatine mensup insanlar aradılar. Cemaat ve tarikatlara yönelik eleştirilerimi dile getirdiler.
Yukarıda sözlerinden örneklerini verdiğim insanların tamamı mutasavvıf ehli … Hepsini kendime düstur edinir, saygı ve hürmetle anarım. Bu insanlar, Anadolu da İslam’ın kök salması için dünyaya örnek olmuş, güzel dinimizin yer yüzüne yayılmasına büyük katkı sağlamış, hoşgörü ve Ahlakın ekolü olmuş, Kur’an’ı rehber edinmiş mutasavvıflardan bazılarıdır. Allah onlardan razı olsun. Hal böyle iken, benim Allah rızası için çalışan, toplumu Kur’an ve Sünnete yönelten hiçbir oluşumla bir problemim olamaz, haddime de değil. Türkiye’de her oluşumda olduğu gibi bazı cemaat ve tarikat adı altında yapılanmalarında zamanla kullanıldığı ve güzel dinimize zara verdikleri bilinmektedir. 28 Şubat sürecindeki Ali Kalkancıların, Aczi Mendilerin, Müslüm Gündüzlerin devlet içindeki çetelerle iş tutup nasıl iktidarı alaşağı ettikleri ve bu dine nasıl zarar verdikleri bilinmektedir. Son gelinen noktada Fetö Terör Örgütü’de Türkiye’nin en büyük ve sözde seçkin cemaatiydi. Benim makalemdeki ana tema bu cemaattir.
Ben makalemde Şirk üzerinde durdum… İnsanlar belli yapılanmalar içerisinde olabilir. Cemaat ve Tarikat mensubu olabilirler. Hiç bir sakıncası da yoktur. Türkiye’de Milyonlarca insanın bu oluşumlara bağlılıkları ve sempatileri zaten söz konusudur. Allah için çalışıp, insanları şirk bataklığına sokmadan baskı yapmadan ahlak ve maneviyat üzerine toplum inşası başım gözüm üzeredir. Durum bu iken benim yıllardır bu uğurda hizmet veren, hedeflemesi sadece Kur’an ve sünnet olan hiçbir tarikat ve cemaate söylenecek olumsuz bir sözüm yoktur.Samimice Allah diyen herkese canım feda …Fatiha Suresi’ni temel ilke edinen her oluşama Allah için canım kurban.
Makalemden cımbızla seçip bazı cümlelerle bana saldıran ve kendilerine mal edenler, beni tanımadıkları gibi, yazının özünü de kaçırmışlar. Ben orada Hazreti Peygamberimiz den de örnekler vererek Tasavvuf akidesinden ve takvalığın, alçak gönüllülüğün en güzel örneğini veriyorum. Ben hiçbir zaman bu yapılanmaların topluma faydalarını inkar etmedim.Toplumun ahlak ve maneviyatlarına yönelik projelerini,Kur’an Hadis tedrisatlarını es geçmedim. Bu uğurda yıllarca emek sarf edenleri takdirle karşıladım. Ama Fetö’de olduğu gibi gizli ajandalarıyla devleti ele geçirip, cemaatlerini ticaret organizasyonuna çeviren adeta kitlesini mankurtlaşatıran … Her şeyi mübah sayarak adaleti yerle bir eden, ve bunu da cemaat ve din adına yapan bu darbeci yapıdan bahsettim. Ve bu yapılanmada da görüldü ki; cemaat liderine, tam bir bağlılık şirk söz konusudur.
Sonuç’ta benim ne İsmail Ağa, ne Menzil ne, Süleymancı, Kadiri, Rufai,Nakşi,Nurcu ya da bir başka yapılanmayla ilgili sorunum yoktur.İnsanlar her zaman birilerini dinler, kendi yol haritalarını çizebilirler. Kur’an ve Sünnet ışığında herkes birilerini sever. Takdir eder.
Lakin; sevgi ve bağlılık gösterilen önderler, Allah muhafaza; Şirk düzeyinde oldu mu kurtuluş yoktur. Onlarca defa Kur’an Meali ve tefsiri okuyan biri olarak sadece bir Müslüman olarak uyarı mı yaptım ve Özellikle bu makalede bu konu üzerinde durdum. Tüm dostlarımın Zümer 3,Araf 3 Ayetlerini bir kez daha okuyarak kendilerini çek etmelerini temenni ederim.Biliyorsunuz her günah affoluna bilir ama Şirk asla … Bu Kur’an’ın beyanıdır.
Yanlış anlaşılmalara sebep verdiğim tüm okurlarımdan da haklarını helal etmelerin rica eder, bayramlarını tebrik ederim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları
05 Ekim 2024 Köşe Yazıları