logo

‘’ Babam Cennet Bahçesini İki Buğdaya Sattı. Dünya Mülkünü 1 Arpaya Niçin Satmam Ben’’

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


1300’lerde yaşamış ne kadar tasavvuf ehli, felsefeci, din alimi,  Filozof varsa hemen hepsi beni etkilemiş ve onları  hep saygıyla anmışımdır. Mevlana, Yunus Emre, Hafız Şirazi,  Kul Nesimi , Hacı Bektaşi Veli  bunlardan sadece bir kaçıdır.

Kur’an’ı Kerim’i  4 defa mealini satır satır altlarını çizerek inceleyen biri olarak o mübarek kitabı okurken  hep bu isimler  gözümün önüme gelmiştir. Kur’an;   sürekli şirkten uzak kalmayı, kula kul olmamayı, tapınağın sadece Allah olacağını, adalet, eşitlik, liyakati öne çıkarırken, yüzlerce ayette de paylaşmayı ,  vermeyi hatta zenginleri , biriktirenleri, servet stokçularını ateşle müjdeler.

Dünyanın oyundan oynaştan( tiyatrodan ) ibaret olduğunu ifade eden Kur’an, malların ve evlatların dünya hayatının süsü olduğunu beyan ederek aldanmayın der. Onun için Hz. Ebubekir,  Kureyş’in en zenginlerinden olmasına rağmen serveti sıfırlayarak bu dünyadan göç etmiştir. Hz. Peygamber ise kızı Fatıma’nın elinde küçük bir altını ya da gümüşü  gördüğünde ‘’ at onu elinden ey Fatıma,  yoksa seni yakar demiştir.

İslam öyle adaletçi ( eşitlikçi)  bir dindir ki: babası bile belli olmayan köle  Hz. Bilal  ile Kureyş’in en zengini ve itibarlısı Hz. Ebubekir’i eşit hale getirmiştir. Özetle;  Kur’an,  sınıf,sınır, ayrımına karşı çıkarken savaşsız, saldırısız sömürüsüz  bir dünya ister. Bütün peygamberlerin;  Nebilerin, Resullerin  geliş sebebi de budur.

Esas konuma gelirsem 1200- 1350 yılları arsında yaşayan ve çok eziyet çeken zamanın toplum önderlerini incelediğim zaman hep Kur’an’ın özünü yansıttıkların  ve bu uğurda yaşadıklarını ve mücadele ettiklerini gördüm. İnsanları sadece ritüellerle meşgul edip hakiki dinden uzaklaştırdıklarını değil de dinin yaşam alanını ve Ahlak’ı öne çıkardıklarını gördüm. Dünyanın sadece bir imtihandan ibaret olduğunu  en güzel bu zatların sözlerinden ve her birinden ders çıkarılarak bugüne damgasını vurmasına şahit oldum. Ve her zaman zevkle okudum.

Erzincan Turu esnasında, Terzi Baba’nın mezarını ziyaret ettiğimde;  kabrinin baş üstünde koca ifadelerle şöyle yazıyordu;  ’’  Vallahi Dünya İçin Allah Demem’’ Yani dünyanın hiçbir menfaati için Allah demeyeceğini  temel ilke edinmişti. Bugüne ışık tuttuğu için Allah ondan razı olsun.

İran gezisinde Şiraz kentinde Hafız Şirazi’nin mezarını ziyaret ettim.  Bir çok insan Şadi Şirazi ile Hafız Şirazi’yi karıştırmaktadır. İranlılar daha çok Hafız’ı severler. Türkiye’de ise Şadi Şirazi daha çok tanınır. Beni , Hafız’ın şu sözü çok etkilemişti.

 ‘’ Babam Cennet Bahçesini İki Buğdaya Sattı. Dünya Mülkünü 2 Arpaya Niçin Satmam Ben’’Hafız’ın kastettiği babam herhalde  Hz. Adem  olsa gerek. Hafız,  bu cümlesiyle bütün dünya  nimetlerini ayaklar altına alıyor.

Şu geçici dünyada mal ve para hırsıyla insanlıktan çıkan  ve malı tıpkı Karun gibi tapınak haline getiren kişilerin durumunu ise en iyi Yunus Emre değerlendiriyor… “Mal da yalan, mülk de yalan, gel biraz da sen oyalan.” Yunus Emre’nin  daha dehşet  cümlesi ise şöyle; Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz.

Bakalım Mevlana mal için ne demiş?  ‘’ Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?’’

Bir de Hacı Bektaşi Veli’yi hatırlayalım: ‘’Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et. ‘’ “Eline, beline, diline sahip ol”

Hallacı Mansur ise çok kimsenin bildiği şu sözü söylemiş: ‘’Allah yolunda ne verdin ise öz malın odur’

 Kul Nesimi ile tamamlayıp Hz. Ali ile bitirelim

Bir acayip derde düştüm herkes gider karına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem


Allah ondan razı olsun Hz. Ali son noktayı koyuyor

Kazanç 2 çeşittir. Mal ve evlat dünya kazancı,  Salih amel ise ahret kazancıdır. Allah, bazı kullarına bu ikisinden de verir.

Evet değerli dostlar, Victor Hugo’nun dediği gibi doğarken dünyaya hiçbir şey  getiremediğimiz gibi,  ölürken de dünyadan hiçbir şey götüremeyiz. Allah bizleri dünya malına ve mevkisine kavuşmak için  uğraşıp ta ansızın boş beleş gidenlerden olmayı nasip etmesin.

 Not: Kur’an’daki  Nahl Suresi 71, Tevbe  34-35, Bakara, 219 Beled,  13 Abese,Maun ve Hümeze suresinin tamamını , Nisa 58 surelerindeki ayetleri okumanızı tavsiye ederim. Bu muhtevada onlarca ayet var ama siz okurlarımız yormak istemedim. İçerikleri ise servet sahiplerini uyaran, köleliği ortadan kaldıran,  azcık imtiyaz da dahi Peygamberini bile uyaran,  Kabe’nin ortasında Peygamberine adaleti tesis et emri gelen,  eşitliği ve liyakati öne çıkaran Allah’ın kesin buyruklarıdır. Yani  esas Farzlardır.

30 Ağustos Bayramınız Kutlu Olsun

CEMİL ÖĞÜTCÜ 24/ 8/2019 CUMARTESİ

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...