logo

BEDELLİ ASKERLİK

İbrahim Dülgar

İbrahim Dülgar
ibrahim@sadabadhaber.com


Duyduk,duymadık demeyin 13 Şubat 2015’e kadar başvurulmak kaydıyla 01 Ocak 1988 tarihi dahil, bu tarihten önce doğan Askerlik Kanunu’na tabii yükümlüler, istedikleri takdirde,2 ay içerisinde askerlik şubesine başvuru yaparak ve 18.000(ON SEKİZ BİN) TL bedel ödemeleri karşılığında,askerlik eğitimine tabii tutulmaksızın,askerlik vazifesini yerine getirmiş sayılacaklardır.Vatana,millete hayırlı olsun.

            Halbu ki 17 Ekimde Başbakan Ahmet Davutoğlu; “Fakir çocuğun askerlik yapması,zengin çocuğun bedel ödeyerek askerlik yapmaması olmaz. “demişti. Görüldüğü gibi DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR.

             MHP (Milliyetçilik Esaslı Parti):Mhp lideri Bahçeli, “Bedelli Askerlik Konusunda ilke olarak vatan savunmasının bir bedeli yoktur.Ancak bedelli askerlik çağrısına ilgisiz kalmak çok makul değildir.Parası olanın bedelli askerlik imkanından yararlanabileceği,olmayanın dışında tutulduğu algısını kırmak ve adaletsizliğin önüne geçmek lazımdır.NE GÜZEL HEM NALINA HEM MIHINA.

             CHP(Ülkeyi Kuran, Atatürk’ün Partisi): Chp Milletvekillerinden olan Akif Hamzaçebi,Rasim Çakır imzalı Askerlik Kanun Taslağı şu şekildeydi:

— Yıllık geliri;12.000 TL’nin altında olanların bedel ödemeyeceği,

— 12.000-25.000 TL arasında geliri olanların 7.500 TL ödeyeceği,

— 25.000- ve üzerinde geliri olanların ise 15.000 TL bedel ödeyerek;

temel askerlik eğitimini almak koşuluyla askerliklerini yapmış sayılacaklardır.Bu bedel 2 yıl taksitlendirilebilir,toplanan paraların ise Kredi ve Yurtlar Kurumu’na aktarılacaktır.”Biz bu projeye Gençlerin Çalışma Hayatına kazandırılmasını sağlayacak bir proje diyoruz”. YORUMSUZ.

      Mecliste ki 3 partinin bu konuda ki görüşleri birbirlerine yakın görünmekte.Bu da  Milli Hassasiyetimizin zarar görmesi anlamına gelmektedir.Ergenekon da zayıflatılan Türk Silahlı Kuvvetleri algısının,bir ülkenin namusu sayılan Kozmik Odasına girilmesine izin veren komutanın televizyonlarda yapmış olduğu basın açıklamasında “TSK ‘ya yanlış yapılmıştır.Bu yanlışı yapanları  Allah’a havale ediyorum.” demesi, Türk Askerlerinin başlarına çuval geçirilmesi sonrası  beklenen aşamalardır. Çözüm sürecine doğru götürülen Türkiye Cumhuriyeti Halkının beynine vurulan bir darbedir. Hani her Türk asker doğardı. Ailemizde ki bir gelin halen diyor ki “Türk’üm dersen  o da Kürt’üm der. Biz kendmizi Müslümanız diye tanımlayacağız !..” TAMAM!.. Bu 100 yıllık bir kinin Atatürk’ün içteki ve dıştaki Türk ve Türkiye karşıtı oluşumların intikam arzusu içerisinde olduğu ve bu arzu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin muhtemel savunucularını yumuşatıyorlar. Nereye Kadar ? BİLEMEM …

            Ben Donkişot değilim , kimse de Donkişot değil. Ne kadar memnun varsa bende o kadar memnunum.

          Şimdi düşünüyorum da Sinop Boyabat Garandu’lu Osman dede’mi  nereye koyacağız. Kendisi 18 yaşında askere giden Ege’nin bir köyünde yaralı olarak savaş dışı kalan bir vatan evladıydı.

            Cemalettin köylü Mehmet oğlu Hüsnü dedem ise 18-19 yaşında Çanakkale Savaşında şehit düşmüştü. Peki Güneydoğu da ailesinin yanında ensesinden vurulan Astsubay Çavuşu, orada görevini yaparken şehit düşenleri, ve tüm şehitlerimizi nereye koyacağız ?

            Anayasa`nın 10. Maddesi :

          Kanun önünde Eşitlik

           Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.            Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.            Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.            Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...