Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
Özdemir ERDOĞAN dinliyorum. Naif sesi ile okuyor: Baharda kuşlar gibi geldin kondun dalıma, Susamıştın sevgiye Çiçekler sundum sana, Seversin diye, seversin diye…
Baharın erişilmez huzurunu yaşamayan var mıdır? Hangi coğrafyada olursa olsun bahar hep aydınlığı, tazelenmeyi, yeniden doğuşu simgeler. Yeşilin her tonu içerisindeki güzellikler, yüreğimizdeki kıpırtıları da harekete geçiriverir. Sanki ruhumuz kendini yeniler baharda.
Birçoğumuzun gördüğü bir rüya vardır. Psikologlar farklı açıklamalar getirmekle beraber ben hep içimizdeki zehiri akıtmak gibi yorumlamışımdır. Rüya şu: Bir uçurumdan ya da gökyüzünden aşağı doğru pervasızca yuvarlanırız. Bu yuvarlanış öyle güçlüdür ki nefesimizin kesildiğini hissederiz. Yere çakılış ve sonsuz huzur.
Bitişler; her zaman gereklidir yeni başlangıçlara yer açabilmek adına. Her şey bitti diyen birisine; -Umarım öyledir ve kesinlikle her şey bitmiştir; dediğiniz anda aklınız başınızda mı diye size dikkatlice biraz da şaşkınlıkla bakarlar. Oysa yeniden başlamak için bitirmek, tüketmek gerek. Bir denizin içindesiniz. Boğuluyorsunuz. Çırpındıkça daha fazla batıyorsunuz. Ayak parmaklarınız dahi dibe değemiyor. Birden çırpınmanız duruyor ve dibe doğru hızla gidiyorsunuz. Şimdi diptesiniz. Tüm gücünüzle son hamleyi yapıyorsunuz ve yerden kuvvet alarak en muhteşem sıçrayışınızı gerçekleştiriyorsunuz ve ellerinizle ayaklarınızla kısacası tüm vücudunuzla denizin üstüne ulaşmaya ve atmosferin oksijenini almaya doğru mücadele ediyorsunuz. Kazandınız. Artık denizin üstündesiniz. Derin derin nefes alıyorsunuz. Karaya çıkmanız için henüz zaman var. Bir bakıyorsunuz ki elleriniz, kollarınız, bacaklarınız; yosunlarla, denizin içindeki ganimetlerle dolu. İşte biz bu ganimetlere kazanılmış tecrübeler diyoruz. Ne kadar yorulsak ta her zaman bir solukluk nefes için mücadeleyi bırakmamak; insanın yaradılışı gereğidir. Ve yeniden gökyüzüne kavuşabilmek için mutlaka en dibe çakmak gerekir. Başka türlü kuvvet alınamaz yeni sıçrayışlar için. O nedenle ‘ben bittim’ demek, ‘yeniden başlıyorum ’demenin başka söylenme biçimidir.
En büyük ekonomik krizi yaşamakta olabilirsiniz ve cebinizde bir adet ekmek alacak paranız olmayabilir. Bir hastanenin soğuk koğuşunda hastasınızdır ya da canınızdan bir parçanın canı için endişelisinizdir. En sevdiğinizi kaybetmişsinizdir. Dost darbesi yemişsinizdir. Terkedilmiş ya da terk etmişsinizdir. Mazide ki yaralarınızı bir türlü iyileştirememişsinizdir. İşsizsinizdir. Evlisinizdir, bekârsınızdır, çocuğunuz olmuyordur, çocuğunuz vardır ve çok sorunludur… Bu liste öyle çok uzatılabilir ki… Evet, bunların her biri problemdir, çözülmesi gereklidir. Ama dikkatlice baktığınızda göreceksiniz ki; hepsi insanidir. Yani insana aittir. Dünyanın ne sonu ne de başıdır. Çözülmediğinde de bizi bitirmeyecektir. Bilakis eğer bir acı bizi yıkmayı başaramadı ise kesinlikle güçlendirerek hayata devamı sağlayacaktır.
‘Eğer kış , baharı yüreğimde saklıyorum deseydi, ona kim inanırdı…? ‘ diyor Halil Cibran. Ne doğru söz… Çünkü hiç birimiz acı çekerken ya da en büyük sorunlarımızla boğuşurken ‘geçecek’ fikrine sıcak bakmayız. Anı yaşarken kayboluveririz kendi içimizde. En tehlikeli an budur. Suskunluklar; isyanın en asil şeklidir. Hele suskunluk sonrası yüzdeki tebessüm, başarmaya inancın simgesidir.
Hadi gelin, Özdemir Hoca’nın şarkısını sözlerinde birazcık değişiklik yaparak mırıldanalım. Baharda kuşlar gibi geldim kondum dalına Susamıştım sevgiye Çiçekler sundum sana Seversin diye, seversin diye.
Bu şarkıyı dinlerken tutacağınız bir el varsa; çok şanslı olduğunuz; dipnottur…
Aşk ile eyvallah
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları