logo

YA SANAT VE BİLİM YA CEHALET VE KAYBOLUŞ…

Derya Deniz Dinç

Derya Deniz Dinç
ddinc@windowslive.com

Bir süredir yozlaşmış, kirlenmiş, pespayeleşmiş hallerimizi büyük üzüntü ile seyreyliyorum. Memlekette ki herkes yazar-çizer, herkes düşünür, herkes sanatçı olmuş. Neredeyse albümü olmayan, kitabı çıkmayan, televizyon programına çıkmayan kalmadı.

   Bu durumda gerçek sanatçılara karşı kendi adıma büyük mahcubiyet içerisindeyim. Çizimler yapabilirsiniz, bir çalgı aleti çalabilirsiniz, şarkı türkü söylemeyi sevebilirsiniz, şiir hikâye roman yazabilirsiniz. Tüm bunları yapıyor olmanız sizi ressam, virtüöz, sanatçı, şair, yazar yapmaz. Ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıyayız.

    Kavramların içi boşaldı derken, boşalmışlık yetmeyip kavramların anlamı değişmeye başladı. Yüzyıllardır sanatçılar evrenin varoluşundan bu yana takdir edildiler. Zira yetenek kimsenin hiçbir şekilde maddi bir güçle sahip olabileceği bir kriter değildi. Herkesin şapka çıkarması gereken bir ayrıcalıktı. Sanatı bilimle birleştirip, ömrünü bu uğurda feda eden nice sanatçılar vardır. Hepsinin önünde saygı ile eğiliyorum. Sanat elit bir yoldur. Bu yolda yürürken mutlaka size eşlik edecek dostlarınız olacaktır. Bir de sizi kullanmak isteyen, şöhret budalası, para düşkünü, göz önünde olmayı seven yalakalar olacaktır. Bu tipleri sanatçılar çok iyi tespit eder ve ona göre davranırlar.

   İnternetin yoğun kullanımı ile birlikte sanatçıların tümü eskisinden çok daha zor günler geçirmekteler. Eskiden para kazanmazlardı, şimdi ceplerinden harcıyorlar. Çünkü albümlerini kendileri yapıyorlar, kitaplarını kendileri bastırıyorlar, sergi ve organizasyonlarını kendileri yapıyorlar. Yalnızca bir avuç popüler isim hariç ne yazık ki herkes aynı durumda… Toplumda inanılmaz bir bencillik, duyarsızlık, bananecilik, gemisini kurtaran kaptan havaları var. Sanata ve bilime gereken değeri vermeyen milletlerin durumu ortada iken bu pespayeliği, bu vurdumduymazlığı anlamak mümkün gözükmüyor.

 Dilerim çok geç olmadan yanlışın farkına varırız da sanat ve bilim olmadan bir arpa boyu yol gidemeyeceğimizi fark ederiz.

Aşk ile eyvallah…

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...