Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
Bilgi çağı, insanoğlunun sırlarını vermek istemeyen doğayla süren mücadelesinin ürünü. Bilgi kara bir büyü gibi, size verdiği kadar sizden alıyor. Sizden almasa çocuklarınızdan alıyor.
Çok gerilere gitmeye gerek yok. Daha yüzyıl önce dedelerimizin yaşantısı bizden oldukça farklıydı. Beden gücüne dayanan işlerde, sabahın ilk ışıkları ile işe başlanır, hava kararıncaya kadar çalışılır, mevsimlere göre giyinilir, yenilir, içilirdi. Zaman mevhumunun bir anlamı ve önemi vardı. Ne zaman yağmurların başlayacağını, mevsimsel fırtınaların zamanlarını ve adlarını, bizim bir takvim yaprağına bakarak öğrenebileceğimiz birçok bilgiyi beyinlerinde saklar ve yaşamlarını buna göre tanzim ederlerdi. Televizyon, radyo, bilgisayar gibi kendisine baktıracak araçları olmadığı için, birbirlerinin yüzlerine bakarak konuşur ve anlatılanları da can kulağı ile dinlerlerdi. Çocuklar, çocuk oyunları oynarlar, oynadıkları oyundan zevk alırlar ve en önemlisi küçük şeylerle mutlu olurlardı.
Şimdi yapay olarak aydınlatılan gecelerimiz bizim isteğimizle kararıyor. Seralarda yetişen, mevsimlerinin yanı sıra tatlarını ve kokularını da kaybetmiş sebzeleri istediğimiz zaman yiyebiliyoruz. Eskiden kendi çevremizin dertleri bize yeterken şimdi dünyanın derdi bindi omuzlarımıza. Bir tıkla bırakın mahallemizi, dünyanın diğer ucundaki insanların başına neler geldiğini öğrenebiliyoruz. Çocuklarımız da artık çocuk gibi değil. Başkaları ile iletişim kurmayı, dertleşmeyi, arkadaş olmayı unutmuş, her şeye sahip olmanın verdiği hazımsızlıkla çalışma ve çabalama istekleri tükenmiş, bilgisayar dünyasının büyülü oyunlarına hapsolmuş birer mahkûm gibiler.
Değişim o kadar hayatımızı sardı ki. Galiba hazırlıksız yakalandık. Zekamızı, deneyimlerimizi, yeteneklerimizi ve zamanımızın büyük bir kısmını değişime ayak uydurmak için harcıyoruz. Fizik, kimya, biyoloji vb. bilim alanlarındaki gelişmeler, sosyal bilimlerdeki gelişmelerin önünde gidiyor. İnsanı doğası ve yetenekleri üzerine yapılan araştırmalar diğer bilim dallarında yapılan araştırmaların yanında devede kulak gibi. Yapılan araştırmaların çoğu da ticari amaçlı.
Ülkelerin durumu da insanlardan pek farklı değil. Bir tarafta eğitim öğretim anlamında ilerleme kaydetmiş ülkeler diğer tarafta hızla artan nüfuslarının derslik ihtiyacını karşılamakta bile zorlanan ülkeler. Bir tarafta açlık, yoksulluk diğer tarafta diz boyu israf. Bir tarafta küçülen dünyada haksızlığı ve umutsuzluğu ve insanoğlunun doymak bilmez hırsını gören insanlar diğer tarafta bir gün her şey çok güzel olacak diyen insanlar.
Bu çağa, bilgi çağı değil de karmaşa çağı adı verseydik daha isabetli bir adlandırma yapmış olurduk.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları