logo

EMEKLİ BAHÇELERİ

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com

Bu ülkenin yaklaşık on iki milyon emeklisi var. Siyasi rant uğruna, sosyal güvenlik sistemimize büyük bir yük ve sistemi sürdürülemez hale getiren bir yapının ürünü olan genç emeklilerimizin sayısı da oldukça fazla.

Komik ama emekliler arasında 38 sekiz yaşında emekli olanlar bile var. Bu kadar genç yaşta emekli olanların becerebilenleri, ikinci işlerini kurdular ve hayat standartlarını yükseltmek için iş hayatında yerlerini aldılar. Genç emeklilerimizin büyük bir kısmı günlerini kahvehane köşelerinde veya camilerin çay ocaklarında öldürmektedir.

Küçük bir azınlık ise köyüne dönüp ömrünün geri kalan kısmını bağ, bahçe işleri ile geçirir. Hayvan besler.Ama emeklilerin büyük bir kısmı bundan mahrum.

Toplumumuzun hayat felsefesi, çocuklarımıza bir şeyler bırakabilmek üzerine kurulduğu için batılılar gibi dünya turuna çıkacak hayat anlayışına sahip emeklilerimizin sayısı bir elin parmağını geçmez. Dolayısı ile emeklilerimizin önünü açmamız gerek.

Boş durmak, üretememek kadar insanı yaşlandıran başka bir şey yoktur. Gayesi olmayan insan önce ruhen sonra bedenen çöker. Daha hızlı yaşlanır, hastalıkları tetiklenir. Bunun sonucunda o doktordan bu doktora, o hastaneden bu hastaneye koşuşturup durur.

Bu durumun hem gereksiz sağlık harcamasına hem de ilaç tüketimine neden olacağı aşikâr. İlaç yurt dışından geldiği için bu şahısların mali yükü ekonomimizi ikinci kez vurur.

Çözüm mü?

Millet bahçelerinin bir kısmını emekli bahçelerine çevirmek. Yüz, ikiyüz metre karelik alanlar şeklinde düzenlenen, yan yana yüzlerce yemyeşil bahçeyi hayal edin. Kimisinde çiçek yetiştiriciliği yapılırken kimisinde ise sebze yetiştiriciliği yapılabilen.

Emekli olan bir kimse belediyenin göstermiş olduğu ve kendisine tahsis edilen bahçede üretim yapabilecek. (Sera veya açık alanda üretim yapılabilir.) Tarım il müdürlüklerinde boş duran ziraat mühendisleri buralarda görevlendirilip halka rehberlik etmesi sağlanabilir. Kadın emekliler için daha farklı ve cazip sistemler de geliştirilebilir.

Kullanımı tamamen ücretsiz olan sulama, ısıtma sistemleri ve tohum tedariki belediyelerce sağlanan bu bahçelerdeki üretimin yarısı yetiştiriciye yarısı ise belediyece aş evleri vb. kurumlar için kullanılarak sosyal fayda da sağlanmış olur.Böylece emeklilerimiz üretmenin ve işe yarar olmanın mutluluğunu yaşarlar. Daha az hastaneye gider dolayısı ile daha az ilaç ve doktor masrafı olur. Dedikodu gibi hastalıklar kısmen azalır. Ev ekonomisine küçük de olsa bir katkıları olur.

Kim bilir küçük bir adım, ekonomimiz üzerinde “kelebek etkisi” bile meydana getirebilir.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...