logo

BATI BİZDEN NE İSTİYOR

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com

Bu savaşı biz başlatmadık.

Erkek ve kadınlarını vahşi birer hayvanmış gibi zincirleyerek, tarlalarımızda köle olarak çalıştırmadık. Bağışıklıkları olmadığını bildiğimiz kendi hastalıklarımızı, yayıp ölümlerini seyretmedik. Mikroplu battaniyeler dağıtıp salgın hastalıklara maruz bırakmadık.  

Beşikteki çocuklarını, hamile kadınlarını süngülemedik. Aralarındaki düşmanlıkları körükleyip birbirine kırdırmadık.Göz yaşları ile yıkanmış topraklarının servetlerini ülkelerimize taşımadık.Sattığımız silahlarla vurulanların ölümlerine sevinmedik.Soylarını kurutmadık için elimizden geleni yapmadık.

Ellerindeki toprakları alıp zorla dinlerini değiştirmedik. Maddi kaynaklarının üzerine çöreklenmedik. Kendi aramızda anlaşıp topraklarını bölüşmedik.

Gençlerinin beynini maddiyattan beslenen fikirlerimizle doldurup mankurtlaştırmadık.  İdeolojilerimizle zehirleyip birbirlerine düşman etmedik. Kendi aramızdaki sömürge savaşlarında kullanmak amacıyla,gemilerle taşıyıp düşmanlarımızın üzerine salmadık.

Bütün bunlara rağmen cahil, yobaz, kaba, görgüsüz,vahşi olan Müslümanlar, hümanist, görgülü, bilgili, medeni olanlar ise Batılılar.

Huzur içinde yaşadığımız topraklara ayak bastıkları günden beri sadece canlarımıza değil imanımıza da kastettiler. İnançlarımızı tarumar etmek için kitaplarımıza hurafeler ektiler. Yetinmediler Peygamber Efendimizi ve sünnetlerini ümmetin gözünde değersizleştirdiler. Ajanlarını gönderip inançlarımızı ters yüz ettiler. Öyle bir noktaya çekildik ki kendi inançlarımızdan şüphe duyar hatta aşağılar hale geldik.

Bütün olanlara rağmen şuursuzluk girdabından kurtulamıyor İslam dünyası.  Bilinci, deli gömleği ile bağlanmış gibi. Batılı askerlerin topraklarında cirit atması gururlarına ve onurlarına dokunmuyor.  Ömer Muhtar’ın torunları acınacak halde. Suriye yerle bir olmuş, harap. Irak parçalara bölünmüş birbirini kemiren kurtlar gibi.

Batı medeniyeti itici gücü, dünyayı yaşanmaz hale getiren doymak bilmez iktidar ve servet oburluğu. Eğer durdurulamazsa, gözünü kar hırsı bürümüş bu canavar hem kendi hem de diğer medeniyetleri yok edecek.

İslam dünyası,mutlaka yeniden bir diriliş ve onur mücadelesini başlatmak, aşağılık duygusundan sıyrılmak, batılı ülkelerin ektiği düşmanlık tohumlarının farkına varmak zorunda. Suriyelimültecileri ülkelerine sokmamak için sergiledikleri tavırlar bizden ve medeniyetimizden ne kadar nefret ettiklerinin göstergesi aslında.

İslam dünyası aralarındaki sorunlara harcadığı enerjiyi, bilim, sanat, teknolojiye, üretime yönlendirmediği sürece,içine düştüğü sarmaldan kurtulamayacaktır. Bunun için birlikte hareket etme yollarını bulması, aralarındaki ihtilafları çözebilecek (Batılı devletleri karıştırmadan)kendi içinde mekanizmalar kurması şart.

Hali hazırdaki İslam dünyasındaki iktidarların Batının tasallutundan çıkması zor gözükmektedir. Bir buçuk milyara yakın Müslüman’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde kendilerini temsil edecek bir daimi üyesi bile yok. Bu durumdan tek rahatsızlık duyan ülke Türkiye. Diğer İslam ülkeleri ise enerjilerini birbirini yemeye harcamaktadırlar.

Durumu çok vahim görünse de en azından, asırlar bile sürecek olsa, geleceğin yeniden inşasını sağlayacak fikir tohumlarını şimdiden çocuklarımızın beyinlerine atmalıyız. Eğitim sistemimizi, medyamızı, sivil toplum örgütlerimizi bu yöne doğru kanalize etmeliyiz.Yoksa sonumuz Kızılderililer gibi olacak.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...