logo

OKULLAR AÇILIRKEN ÇOCUKLARIN AŞILARI İHMAL ETMEYİN!

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com


Toplumsal hayatta olduğu gibi onun bir parçası olan okulda da iyi ve kötü, yanlış ve doğru, güzel ve çirkin birlikte bulunur. Nasıl bakteri ve virüslere karşı temizlik, aşı ve ilaçlar ile çeşitli tedbirler alıyorsak toplumsal virüslerin her birinin kol gezdiği, okulların kirli ortamından çocuklarımızın etkilenmemeleri veya bu etkinin asgari düzeyde kalması için birtakım tedbirler almak gerekir.

Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan her ebeveyn çocuğunu en iyi bir şekilde yetiştirmek ister. Bunun için en iyi okulu, en başarılı öğretmeni arar. Sağı solu araştırır, bilenlere sorar. İster ki çocuğu okusun,ilim, irfan ve meslek sahibi olsun.Bunun için bütün imkanlarını zorlayarak kendisine en iyi olarak lanse edilen okula çocuğunun kaydını yaptırır. Bütçesini zorlasa da en kalitelisinden çantasını, kıyafetini, okul malzemesini alır.

Çocuk okula, okul çocuğa kavuşmuştur artık. Veli bir süre sonra farkına varır ki çocuk okulda öğrendiği, daha önce yapmadığı hoş olmayan tavır ve davranışlar gelişmeye başlamıştır. Panik yapar, okula koşar. Durumdan şikayetçi olur. Bilmez ki okulda farklı farklı aile yapısına sahip çocuklar var. Onlar aile kültürlerini okula taşıyor. Okul açısından duruma bakarsak; çocuklar robot değil ki bir yazılımla düzeltilsin. Diğer taraftan televizyon, tablet, bilgisayarların egemen olduğu günümüz dünyasında okul ne kadar etkili olabilir.

Doğruluk, dürüstlük, paylaşım, samimiyet, güzel söz, güler yüz, nezaket gibi insani vasıfların ilk öğreticisi ailelerdir. Her ailenin bu güzel vasıflara sahip olduğunu düşünmek toplumsal gerçeklerle bağdaşmaz. Kaldı ki muhafazakâr aile yapısına sahip çocukların bile uyuşturucunun, farklı cinsel eğilimlerin, çeşitli bağımlılıkların, sapkın inançların pençesine düştüğü ile ilgili haberler medyada ve sosyal medyada sık sık yer bulmaktadır.

Okulun virüslü ortamından etkilenmemesi veya en az oranda etkilenmesi için her ailenin ilk olarak iman esaslarını, yaş ve gelişimlerine uygun olarak çocuklarına kavratması, yukarıda sıraladığımız ileride karşılaşılması muhtemel problemlere karşı koruyucu olacaktır.

Bunun için kendisinde güzel örnekler bulunduğu ayetler ile sabit olan peygamberimizin bu konudaki tutum ve davranışlarına bakmakta yarar vardır.  Bu manada on üç yaşına kadar Hz. Peygamber (sav)’in yanında kalan Abdullah b. Abbas’la aralarında geçen şu konuşma dikkat çekicidir: Bir gün Peygamberimiz devesine binmiş, ben de onun terkisindeyim. Bana şöyle buyurdu: “Abdullah! Öncelikle sana şunları söylemek isterim. Genişlik zamanında kendini Allah’a sevdir ki, O da seni sıkıntılı zamanında sevsin. Allah’ın emir ve yasaklarına önem ver ki, Allah da sana önem versin, seni gözetsin. Allah’ın hakkını gözet ki, O’nu yanı başında bulasın. Bir şey istediğin zaman Allah’tan iste. Yardım dilediğinde Allah’tan dile… Şunu bil ki bütün varlıklar elbirliği ile sana zarar vermek isteseler, Allah’ın takdir ettiğinden başkasını yapamazlar. Kaderi yazan kalemin işi bitmiş, yazılanlar ise kurumuştur. Bilmiş ol ki, Allah’ın yardımı ancak sabredenler içindir ve her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylık vardır.”1

İmanın bir göstergesi olan ibadet eğitimi ile inancın desteklenmesi bu noktada önemlidir. Orucun sabır ve empati, zakat’ın paylaşma ve dayanışma, namazın kötülüklerden alıkoyma gibi etkilerini yaparak-yaşayarak öğrenen çocuğun ikinci aşısı da tamam olacaktır.

Koruyucu aşılardan bir diğeri ise Kur’an-ı Kerim’in kelam ve manasının öğretilmesidir.  Hz. Peygamber (sav)’in şu sözleri, çocuklara Kur’an öğretmenin gereğini açıkça ortaya koymaktadırlar: “Çocukları üç hususta yetiştirin; Peygamber sevgisi, Ehl-i Beyt’in sevgisi ve Kur’an okutulması, çünkü Kur’an hafızları hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet günü, Peygamberlerle ve Asfiyalarla beraber Allah’ın gölgesindedirler.”2

Çocuklarımıza milli ve manevi değerleri kazandırma noktasında göstereceğimiz zafiyetler zihinsel, psikolojik ve sosyal yönden problemli bir nesil ile karşılaşmamıza neden olacaktır.

Yaşlılarına saygı göstermeyen, yemek adabını bilmeyen, mukaddesata değer vermeyen, atalarını küçümseyen bir nesil istemiyorsak çocuklarımızın manevi aşılarını yapmaya önem verelim.

Tirmizi,  Kıyamet 60.

Münavi, Feyzü’l-Kadir, 1/225.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...