Son Dakika
Kağıthane’de Uyuşturucu Operasyonu
Kağıthane’de motosiklet yayaya çarptı
Kağıthane’de İETT otobüsünü parçalarken yakalandılar!
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Bireysel özgürlük ve haklar için insanlar yıllarca mücadele ediyor. Bu uğurda bedel ödeyen, ölen, heder edilen milyonlarca insan var. İnsanların en temel ihtiyaçlarını Kuran’ı Kerim belirlemiş. Kuran’ın belirlediği hakları insan hakları evrensel beyannamesinde temel hak olarak yazmış. Dünyadaki tüm ülkelerde imza atmış. Nedir bu haklar; yaşama, inanç, mülkiyet, sağlık, eğitim, seyahat, hak arama, eşitlik savunma gibi.
Artık bu hakları konuşmak, tartışmak bu çağda komik oluyor. Nere gelmek istiyorum: Elbette başörtüsüne… Memur-sen özgürlük için 10 milyon imza kampanyası başlattı. Amaçları başörtüsü yasağının kamu kuruluşlarından kaldırılması, yani memur olup da devlet dairelerinde başörtüsü takmanın serbest olmasını istiyor. Bundan doğal ne olabilir. Hala şekil şema üzerinden siyaset yapmak ve bu uğurda insanları kutuplaştırarak oy devşirmek etik kurallarıyla bağdaşır mı? Ayıptır, günahtır bu Türkiye’deki başörtüsü takan kadınlara hakarettir. Onları ikinci sınıf vatandaş yapmaktır, bana göre edepsizliktir.
Bilindiği gibi başörtülüler kamuda sadece hademe olarak, temizlik işçisi olarak çalışabiliyor. Temizlik işçilerini küçümsediğim falan yoktur. Aksine takdir ediyor, alın teri ile helal rızık peşinde koştukları için önlerinde eğiliyorum, saygı duyuyorum. Ama bu tıpkı Amerika’nın yarım yüzyıl önce “Buraya zenciler ve köpekler giremez” mantığına benzemektedir. Başörtülünün oğlu şehit olacak, vergi verecek, vatanın ve milletin bekası için en önde koşacak sen onları dışlayacaksın, milletin meclisine bile sokmayacaksın. O faşist diktatör dedikleri Suriye’de bile bizdeki anlayış ve yasak yoktur.
Şu halde ne beklenmektedir, kimden çekinip korkulmaktadır. Bu konuda toplumsal mutabakat dedikleri palavra zaten oluşmuştur.BDP’li Altan Tan olumlu yönde bu işin çözülmesi için önerge bile vermiştir. Yani BDP geçmişte de destek vermişti. Millyetçi Hareket Partisi dünden razıdır ve köklü çözümler üreterek her zaman destek olmuş ve AK Parti Hükümetinin yanında olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi Üniversitelerdeki baş örtüsüyle ilgili düzenlemeleri Anayasa mahkemesine götürmeyerek, sessiz kalmış CHP’nin bu yeni yönetimi bir bakıma gizli destek vererek sorunun çözülmesini sağlamıştır.
Şu halde ne bekleniyor? Neden bu zulüm devam ediyor. Siz Yüzbinlerce başörtülüyü okutacaksınız ama en temel hakkı olan kamunda çalışmasını yasaklayacaksınız. Böyle bir şey olamaz.
Toplumun her kesiminde çalışma hayatının her sektöründe medyada, belediyelerde, bir çok bakanlıklarda, özel hastanelerde başörtülüler az da olsa zaten hizmet veriyorlar. O zaman bu yasaklar neden var? Milleti cambaza baktırarak oy devşirmek için mi hala sorun devam ediyor.
Ayıptır, günahtır, zalimliktir. Artık bu toplumu şekil şema ile yormayalım. Artık başörtülüleri kullanmaktan vaz geçelim.
Bu iğrenç sakızı çiğnemeyi bırakalım , bırakalım insanlar istedikleri gibi giyinsin, konuşsun, yaşasın fikirler çatışsın, mücadele etsin, küfürler değil.
Sonuç yasaklara karşı mücadele veren Memur-sen’in kampanyasına herkes başı açık, kapalı iştirak etmeli 10 milyon değil, 50 milyon imza toplanarak sorunun çözümü için katkı sağlanmalıdır. Türkiye’de en çok kullanılarak siyasetçilerin oy devşirdiği bu argümanda ellerinden alınmalıdır.
Artık başörtüsü bu ülkenin gündeminden düşmelidir. Yüksek öğretim kurumu ilk adımı atarak önemli bir kapı aralamıştır. Kimsenin de tenkit etmediği gibi gündem oluşturulamamıştır.
Kamuda da sorun çözüldüğünde bir iki marjinal çıkışın dışında hiçbir şey olmayacaktır. Çözülmesi dileğiyle tüm okurlarımızın Mevlit Kandilini Tebrik Ederim.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları