Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
Tunus’la başlayan Irak, Libya ve Suriye ile devam eden son olarak Mısır’da vahşete dönüşen ‘Arap Kışı’ İslam Coğrafyası’nı kan gölüne çevirdi. Suriye’de 100 bin insan öldürüldü. Irak’ta her gün öldürülen 50- 100 kişi haber değeri bile taşımamakta… Suriye, Irak, Mısır,Libya’nın kaynakları Emperyalist Batılılar tarafından paylaşıldı … Bu ülkelerin alt- üst yapıları tahrip edilerek 50 yıl geriye itildi. Olan halklara ve mazlum insanlara oldu. Ancak burada en büyük yanlışlığı batının özellikle Amerika’nın gazına gelen Türkiye yaptı. Türkiye’nin Suriye Politikası baştan sona yanlıştı. Kaldık ki inandırıcılığı da yoktu. Kamuoyu araştırmaları da bu durumu ortaya koyuyordu. Türkiye 2 ayda Batının, ABD’nin Suriye’nin işini bitireceğini zannederek Suriye’ye balıklama daldı ve büyük bataklığa saplandı. Üstelik muhalifleri destekleyerek bölgede El- Nusra, El- Kaide gibi iki vahşi terör örgütünün kucağımıza oturmasına neden oldu. Şimdi bölgenin en tehlikeli satılık örgütleri gelecek için büyük tehditler oluşturduğu şimdiden belli olmaya başladı. Nitekim Davutoğlu, Nusra terör örgütünü itiraf ederek yanlışlıklarını deşifre etti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın itirafı ise daha ilginçti. Azerbaycan ziyareti esnasında uçakta gazetecilere şöyle dedi. ‘ Amerika, Batı, bize Arapların iç işlerine karışmayın diyorlar; peki aynı uyarıları Suriye konusunda niye yapmadılar sözü acı ve gerçek bir itiraftır. Huzur içinde demokratikleşme adımlarını atmaya çalışan bir Suriye için çok acele edildi ve Esat cellat haline getirilirken, Esat’la köprülerde çabuk atıldı. Açıkçası Türkiye’nin Mısır politikası ne kadar doğru ise Suriye politikası o kadar yanlıştı. Başbakan Erdoğan, Mısır’da Müslüman Kardeşlere yani İhvan Teşkilatı’na; sakın ha silahlı direnişe girmeyin, sivil protestolar yapın diye sürekli telkin ve uyarılarda bulunurken, aynı uyarıları Suriye İhvanına da yapabilirdi. Ancak Suriye’de hemen silaha sarılıp vahşet tabloları ortaya çıktı. Kanımca; başbakan Erdoğan’da, onun Hükümeti de Suriye politikasından çok pişman lakin açıkça itiraf etmek politik açıdan zaaflar getireceğinden manipüle etmekteler.
Suriye Politikası’nın yanlışlığını daha işin başında eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’de her platformda dile getirdi. Şener’in neredeyse dilinde tüy bitti. hem bölgeyi hem sinsi planları yüzlerce defa anlatarak bu işin arkasında İsrail’in olduğunu ve İsrail’e yaradığını söyledi. Ama Sayın Şener’i başka kalıplara sokarak itibarsızlaştırmak istedikleri için sesini kestiler, dinlemediler.
Şimdi Türkiye hem Batılı hem de İslam Coğrafyası’ndaki dostları tarafından çabucak satıldı. Yalnızlaşan ülke Tayyip Bey’siz bir Türkiye istenmektedir … Bunun içinde her türlü atraksiyonlar başladı. Yeni filmin senaryosunun ilk bölümü belli ama sonunu henüz göremiyorum. Bu durumun farkında olan Tayyip Bey ne yapacak bilinmiyor. Lakin Milli Görüş Söylemine döndüğü, Erbakan Hoca gibi konuştuğu görülmektedir. Batıya, İsrail’e Hatta ebedi müttefikimiz Amerika’ya (!) bile saltolar göndermekteler, aynı sertlikle de tüm dünyadan cevaplar almaktalar.
Sonuç; önümüzdeki süreci Türkiye açısından hayırlı göremiyorum. Ekonomik göstergelerdeki olumsuzluklar, Kürt sorunu, Gezi’de başlayan toplumsal hareketler ve batının atraksiyonları en önemli tehdit unsurları
İSLAM COĞRAFYASI YANIYOR ATEŞİ SÖNDÜRECEK İTFAİYE YOK
Bizler hala Batıdan Amerika’dan, Avrupa Birliği, hatta Birleşmiş Milletlerden medet umuyor ateşin söndürülmesini istiyoruz. Halbu ki ateşi yakan da tüm coğrafyaya işbirlikçileri aracılığı ile ateşi yayanda onlar ve onların planları… Hal böyleyken, neden ateşin sönmesini istesinler. 20’ye yakın Arap Ülkesi’ni parçalara ayırarak bölen ve sömüren bir başkası mı ? Bir damla Petrol, Bir damla kandan daha değerlidir diyen Churchill değimlidir.
Bağırmak, çağırmak , isyan edip kamuoyu oluşturmak yetmez… Benzer protestoları yıllar yılı kendini Müslüman diye tanımlayanlar zaten yaptılar ama çözüm bulamadılar. Yıllarca bu konularda camilerin önü panayır yerine çevrilerek sesler yükseltildi. Ama O zamanın iktidarları bir şey yapamadı. Şimdi ortada güçlü bir iktidar var onlarda eskilerin klasik söylemlerini devam ettiriyorlar. Bu Hükümet gereken icraatları yaparak kanın durmasını sağlamalı. Gerekli tehditlerde bulunmalıdır. Hükümet dünya da yalnız kalsa da arkasında büyük bir halk ve Kamuoyu desteği var.
İlginç olan ise aynı camide ibadet eden aynı mezarlığa defnedilen, aynı türküleri mırıldanan insanların bir birlerini acımasızca ciğerlerini sökerek katletmesidir. Bu vahşet ne cahilliye döneminde ne de İslamın ilk doğuşunda, yayılma döneminde bile görülmedi.
Allah Müslümanlara akıl fikir verip tüm zulüm ve vahşetlerden korusun
CEMİL ÖĞÜTCÜ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları