logo

Başbakan Geç Olsa’da Nihayet İtiraf Etti

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Tunus’la başlayan  Irak, Libya ve Suriye ile devam eden son olarak Mısır’da vahşete dönüşen ‘Arap Kışı’ İslam Coğrafyası’nı kan gölüne çevirdi. Suriye’de 100 bin insan öldürüldü. Irak’ta her gün öldürülen 50- 100 kişi haber değeri bile taşımamakta… Suriye, Irak, Mısır,Libya’nın kaynakları  Emperyalist Batılılar tarafından paylaşıldı … Bu ülkelerin alt- üst yapıları tahrip edilerek 50 yıl geriye itildi. Olan halklara ve mazlum insanlara oldu. Ancak burada en büyük yanlışlığı batının özellikle Amerika’nın gazına gelen Türkiye yaptı. Türkiye’nin Suriye Politikası baştan sona yanlıştı. Kaldık ki inandırıcılığı da yoktu. Kamuoyu araştırmaları da bu durumu ortaya koyuyordu. Türkiye 2 ayda Batının,  ABD’nin Suriye’nin işini bitireceğini zannederek Suriye’ye balıklama daldı ve büyük bataklığa saplandı. Üstelik muhalifleri destekleyerek bölgede El- Nusra, El- Kaide  gibi iki vahşi terör örgütünün kucağımıza oturmasına neden oldu. Şimdi bölgenin en tehlikeli satılık örgütleri gelecek için büyük tehditler oluşturduğu şimdiden belli olmaya başladı. Nitekim Davutoğlu,  Nusra terör örgütünü itiraf ederek yanlışlıklarını deşifre etti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın itirafı ise daha ilginçti.  Azerbaycan ziyareti esnasında uçakta gazetecilere şöyle dedi. ‘ Amerika, Batı, bize Arapların iç işlerine karışmayın diyorlar;  peki aynı uyarıları Suriye konusunda niye yapmadılar sözü acı ve gerçek bir itiraftır. Huzur içinde demokratikleşme adımlarını atmaya çalışan bir Suriye için çok acele edildi ve  Esat cellat haline getirilirken, Esat’la   köprülerde  çabuk atıldı. Açıkçası Türkiye’nin Mısır politikası ne kadar doğru ise Suriye politikası o kadar yanlıştı. Başbakan Erdoğan, Mısır’da Müslüman Kardeşlere yani İhvan Teşkilatı’na; sakın ha silahlı direnişe girmeyin, sivil protestolar yapın diye sürekli telkin ve uyarılarda bulunurken,  aynı uyarıları Suriye İhvanına da yapabilirdi. Ancak Suriye’de hemen silaha sarılıp vahşet tabloları ortaya çıktı.   Kanımca; başbakan Erdoğan’da, onun Hükümeti de Suriye politikasından çok pişman lakin açıkça itiraf etmek politik açıdan zaaflar getireceğinden manipüle etmekteler.

 Suriye Politikası’nın yanlışlığını daha işin başında eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’de her platformda dile getirdi. Şener’in neredeyse dilinde tüy bitti.  hem bölgeyi hem sinsi planları yüzlerce defa anlatarak bu işin arkasında İsrail’in olduğunu ve İsrail’e yaradığını söyledi. Ama Sayın Şener’i başka kalıplara sokarak itibarsızlaştırmak istedikleri için sesini kestiler, dinlemediler.

 Şimdi Türkiye hem Batılı hem de İslam Coğrafyası’ndaki dostları tarafından çabucak satıldı. Yalnızlaşan ülke Tayyip Bey’siz bir Türkiye  istenmektedir …  Bunun içinde her türlü atraksiyonlar başladı. Yeni filmin senaryosunun ilk bölümü belli ama sonunu henüz göremiyorum. Bu durumun farkında olan Tayyip Bey ne yapacak bilinmiyor. Lakin Milli Görüş Söylemine döndüğü, Erbakan Hoca gibi konuştuğu görülmektedir. Batıya, İsrail’e Hatta ebedi müttefikimiz Amerika’ya (!) bile saltolar göndermekteler,  aynı sertlikle de tüm dünyadan cevaplar almaktalar.

 Sonuç; önümüzdeki süreci Türkiye açısından hayırlı göremiyorum. Ekonomik göstergelerdeki olumsuzluklar, Kürt sorunu, Gezi’de başlayan toplumsal hareketler ve batının atraksiyonları en önemli tehdit unsurları

İSLAM COĞRAFYASI YANIYOR ATEŞİ SÖNDÜRECEK İTFAİYE YOK

Bizler  hala Batıdan Amerika’dan, Avrupa Birliği,  hatta Birleşmiş Milletlerden medet umuyor ateşin söndürülmesini istiyoruz.  Halbu ki  ateşi yakan da tüm coğrafyaya işbirlikçileri aracılığı ile ateşi yayanda onlar ve onların planları… Hal böyleyken,  neden ateşin sönmesini istesinler.  20’ye  yakın Arap Ülkesi’ni parçalara ayırarak bölen ve sömüren bir başkası mı ?   Bir damla Petrol,  Bir damla kandan daha değerlidir  diyen  Churchill değimlidir.

    Bağırmak, çağırmak , isyan edip kamuoyu oluşturmak yetmez… Benzer protestoları yıllar yılı kendini Müslüman diye tanımlayanlar zaten yaptılar ama çözüm bulamadılar. Yıllarca bu konularda camilerin önü panayır yerine çevrilerek sesler yükseltildi. Ama O zamanın iktidarları bir şey yapamadı. Şimdi ortada güçlü bir iktidar var onlarda eskilerin klasik söylemlerini devam ettiriyorlar.  Bu Hükümet gereken icraatları yaparak kanın durmasını sağlamalı. Gerekli tehditlerde bulunmalıdır. Hükümet dünya da yalnız kalsa da  arkasında büyük bir halk ve Kamuoyu desteği var.

 İlginç olan ise aynı camide ibadet eden aynı mezarlığa defnedilen, aynı türküleri mırıldanan insanların bir birlerini acımasızca ciğerlerini sökerek katletmesidir. Bu vahşet ne cahilliye döneminde ne de İslamın   ilk doğuşunda, yayılma döneminde bile görülmedi.

 Allah Müslümanlara akıl fikir verip tüm zulüm ve vahşetlerden korusun

       CEMİL ÖĞÜTCÜ

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...