Bem-Bir-Sen El Değiştiren Belediyelerde Yaşanan Hukuksuz Baskılara Karşı Basın Bildirisi Yayımladı

Bem-Bir-Sen 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında, el değiştiren belediyelerde ortaya çıkan üyelerine yönelik istifa ettirme baskıları ve mobbinge karşı “Mücadelenin Destanı Başarının Sırrı” Haklarımızı Korumakta, Kazanımları Artırmakta Kararlıyız!” başlıklı basın bildirisi yayımladı. Yayımlanan bildiride el değiştiren belediyelerde Bem-Bir-Sen üyelerine yönelik sendikal baskılara ve zulümlere boyun eğilmeyeceği en güçlü şekilde vurgulandı.

Sendika üyelerinin el değiştiren belediyelerde istifaya zorlanmalarının Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil ettiğini hatırlatan Bem-Bir-Sen Anayasa’nın 51. Maddesini hatırlatarak; “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.” olduğunu belirtti.

Bu minvalde üyelerine yönelik istifa baskılarına karşı her türlü meşru tepkiyi ortaya konulacağının altı çizildi, yaşanan haksız ve hukuksuz muamelelerin yargıya taşınılacağı ifade edildi.

Yapılan açıklamada; Bem-Bir-Sen yerel yönetim çalışanları için elde edilen önemli kazanımların adresi olduğu vurgulanarak “Bem-Bir-Sen teşkilatları kurulduğu 1994 yılından bugüne olduğu gibi bir ve bütün olarak güçlü bir şekilde görevinin başındadır. 18 yıldır yerel yönetim çalışanlarının Genel Yetkili Sendikası olan Bem-Bir-Sen 19. yılda da Genel Yetkiyi alacak, sendikal mücadelesine devam edecektir.” denildi.

Bem-Bir-Sen

“Mücadelenin Destanı Başarının Sırrı”

Haklarımızı Korumakta, Kazanımları Artırmakta Kararlıyız!

Şehirlerimizi yaşanabilir kılma yolunda alın ve akıl teri akıtarak gece gündüz çalışan fedakâr Üyelerimiz ve kıymetli Memurlarımız,

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerini sükûnet ve milletimize yakışır bir olgunlukla geride bırakmış bulunuyoruz. Neticenin Milletimiz ve kamu çalışanları için hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

Ortaya çıkan seçim sonuçlardan bağımsız olarakBem-Bir-Sen teşkilatları her zaman olduğu gibi bir ve bütün olarak güçlü bir şekilde görevinin başındadır. 18 yıldır yerel yönetim çalışanlarının Genel Yetkili Sendikası olan Bem-Bir-Sen 19. yılda da Genel Yetkiyi alacak, sendikal mücadelesine devam edecektir.

Herkesin yakından tanık olduğu bir gerçektir ki; yerel yönetim çalışanlarının aldığı hakların tamamında Bem-Bir-Sen’in mücadelesi, azmi, kararlılığı ve imzası vardır. Toplu sözleşmelerle, Belediyeler ve Özel İdarelerde aldığımız hakların yanı sıra Sosyal Denge Sözleşmesi, İtfaiye ve Zabıta çalışanlarına yönelik haklar, sözleşmeli personelin kadro almasıilk akla gelen önemli sendikal kazanımlarımızdır. Kurulduğumuz 1994 yılından beri 30 yıldır, Belediye ve Özel İdare Çalışanlarının Sendikamıza gösterdiği yoğun teveccüh emeğin ve gayretin takdiri, kamu görevlileri için gösterdiğimiz samimi çabaların da karinesi hükmündedir.

Yerel Yönetim çalışanlarının yetkili sendikası olarak, Milletimize ve insanlığa vefamızın gereği olarak iyi günde kötü günde hep emekçilerimizin yanında olduk. Özellikle şiddete uğrayan, haksız ve hukuksuz muameleye tabi tutulan, yanı sıra selde, depremde ve yangında mağdur olanMilletimizin ve üyelerimizin her daim yanında yer aldık, onları yalnız bırakmadık.

Geride bıraktığımız seçimlerden sonra, maalesef 2019 seçimlerinden sonra yapıldığı gibi, politik gücü arkasına alarak hak ve hukuku çiğnemeye heveslenenleri, yaşanması muhtemel haksızlıklara karşı şimdiden açıkça uyarıyoruz! 2019 yılında gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimlerinin akabinde ortaya çıkan ve sendikacılık tarihine kara bir leke olarak geçen utanç tablolarının yeniden oluşturulmaması, baskı ve şantajlarla üyeleri istifa ettirme süreçlerinin bir kere daha yaşanmaması için herkes gereken özeni göstermeli, hukuka riayet etmelidir. Aksi durumda başta hukuki olmak üzere her türlü meşru haklarımızı kullanmakta, tepkimizi ortaya koymakta, çekincesiz mücadele vermekte kararlı olduğumuzu açık bir şekilde ilan ediyoruz!

Türkiye’nin de imza attığı ILO ve diğer uluslararası sözleşmelerde örgütlenme özgürlüğü güvence altına alınmış, Türk Ceza Kanunu’nda da cezai hüküm konularak özgürlük koruma altına alınmıştır. DolayısıylaÜyelerimizin istifaya zorlanmaları hem uluslararası sözleşmelere aykırılık, hem de Türk Ceza Kanunu’nun 118/1 maddesi kapsamında suç teşkil etmektedir. Bunu görmezden gelerek antidemokratik bir tavır sergileme niyetinde olanlar bilsinler ki; yerel yönetim çalışanları için verdiğimiz emek mücadelesini sekteye uğratamayacaklardır. Çünkü Bem-Bir-Sen üyesi olan Memurlarımız haklarını bilme ve koruma noktasında bilinç ve kararlılık sahibidirler.

Biz, ahlaksızca yürütülen hukuksuz süreçleri 2019 yılından beri yaşadık.Verdiğimiz mücadeleyle kirli oyunları, hukuksuzlukları, baskı ve şantajı boşa çıkarmakla kalmadık, geçen beş yılda Genel Yetkiyi koruduğumuz gibi üye sayısını da artırarak büyük başarılara imza attık. Bunda yiğit ve cesur teşkilat mensuplarımızın ve haklarına sahip çıkmada bilinci kuşanmış üyelerimizin büyük katkıları vardır.

Algı operasyonlarıyla sahayı karıştırmaya yönelik, yalan yanlış bilgilerle çalışanları aldatmaya kalkışanlara karşı açıkça ifade ediyoruz ki; sendikamızın alametifarikasıolan ve tarihi bir kazanım olarak kamu sendikacılığı tarihine altın harflerle yazdığımız Sosyal Denge Sözleşmelerinde, yetkili olduğumuz belediyelerde imza yetkisi Bem-Bir-Sen’dedir. Evet, 1 Nisan 2024 – 31 Aralık 2025 tarihleri arasını kapsayacak Sosyal Denge Sözleşmelerini imzalama yetkisi Bem-Bir-Sen’dedir. Sahayı kirletmek için uydurulmuş “SDS Alamazsınız” tehditlerine ve yalanlarına hiçkimse itibar etmesin.

Sahada sendikacılığı beceremeyip, Memura hayrı olmayanlar politik gücünü kullanarak ekmeği şantaj malzemesine dönüştürecek kadar alçalan emek düşmanlarını uyarıyoruz: Kimse 2019’daki yanlışa düşmeye, emekçinin ekmeğiyle oynamaya kalkmasın. Bugüne kadar haksızlığa pabuç bırakmadık, bugünden sonra da bırakmayız! Emekle, alın teriyle, ekmekle oynayan kaybetmeye mahkûmdur.

Herkes bilmelidir ki; Bem-Bir-Sen teşkilatları inandıkları kadim değerler doğrultusunda baskılara, yıldırmalara aldırmaksızın mücadelesine yorulmadan, usanmadan, taviz vermeden devam edecektir. 28 Şubat süreci gibi antidemokratik uygulamaların zirve yaptığı bir dönemde dahi mücadelesinden geri adım atmayan bu davanın müntesipleri kutlu bir dava şuuruna ve sağlam bir iradeye sahip olduğunu ispatlamıştır.Milli Şairimiz Mehmed Akif Ersoy’un dediği gibi; “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz / Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!”