logo

‘’Ben Hormonsuz Bir Anadolu Çocuğuyum’’

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Bu söz, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na ait …  Doğrusu bu sözünü pek kimse bilmez  … Allah ondan razı olsun. Vefatının 7. yılında rahmetle anıyorum.

Rahmetli dik duran,  düz yürüyen bir insandı. Onda kibir gurur, şatafat yoktu. Mazlumların sığınacağı bir limandı. Alçak gönüllü, sevgi doluydu. Hep milletini, Anadolu çocuklarını düşünür bu uğurda mücadele ederdi. İmanlıydı, ahlaklıydı, paktı,  can yoldaşı, iyi bir dost, arkadaş, cesur yürekti.  Özetle Anadolu tabiriyle deli kanlı adamdı, kamil bir insandı.

 Muhsin Yazıcıoğlu mert,net ve Yiğit bir liderdi. Hoca Ahmet Yesevi Ekolü üzerinde sapmadan yürüyen ilkeli bir siyasetçiydi . Türk cumhuriyetlerinde sevilen sözüne itibar edilen ve dinlenen Yazıcıoğlu’nun zaten hedefi de; Adriyatik’ten Çin Yurduna kadar Müslüman Türk birliğini oluşturmaktı.

Öyle ki; hayatının tamamını bu coğrafyalardaki Mazlum Müslüman  Türk milletinin mutluluğu için harcadı. Kendi partisinin Genel Merkez Binası’nın kalöriferleri bile yanmazken  o,  bulur buluşturur Çeçenistan’a Türkmenistan’a ve diğer mazlum Türk soydaşlarına para gönderirdi.

   Rahmetlinin 28 Şubattaki duruşu kıyamete kadar sürecek, tarih sayfalarında hep yer edinecektir. Herkesin korkudan sindiği, milletvekili borsalarının kurulduğu , dolarlarla vekillerin satın alındığı, fırıldak Kubi enflasyonunun yaşandığı darbe döneminde; Askere kafa tutan imanlı bir Anadolu çocuğunun adıdır Muhsin Yazıcıoğlu …

 O nu yakın tanıyanlar onunla çalışanlar ne kadar ahlaklı ve imanı olduğundan bahsederler. Abdestsiz yer basmadığından, geceleri 3-4 saati geçmeyen uykusundan, hiçbir zaman doyarak sofradan kalkmadığından, namazın vaktini geçirmediğinden, bir tabak yemeğini tek başına yemeyerek yanındakilerle mutlaka paylaştığından bahsederler.

 İmkanları, çevresi, eşrafı  olduğu halde asla parti çalışmalarına  zenginden, sermaye sahiplerinden, özetle haram para katmadığını,  titiz davranarak sürekli teşkilatlarını uyardığını, bu uğurda sadece çalışma arkadaşlarının yardımlarıyla mücadele ettiğini hemen herkes bilmektedir. O nun bu tutumu genel merkezde ki parti binasının durumundan da zaten belli oluyordu.

 Sonuçta iyi bir Alperendi Yazıcıoğlu … O nun düşmanları bile takdir ediyor her zaman hayırla yad ediyordu.

Ankara’da kaldırılan cenazesine bende katılmış o insan selinin şahitliğini duymuştum. Caddeler, sokalar dolmuş taşmış, pencerelerden insanlar sarkmış haklarını helal ediyor ; ‘’biz ondan razıydık Allah’ta ondan razı olsun’’ diye haykırıyorlardı. Ankara’da, her kesimden insan doğru şahitlik ederken, göz yaşları inanın pınarlara dönüşmüştü. Yollarda kadını, erkeği,  çocuğu, yaşlısı tüm insanlar  Muhsin Yazıcıoğlu’na tıpkı babaları, anneleri, kardeşleri vefat etmiş gibi ağlıyorlard.

  Rahmetliyi burada anlatmak için sayfalar yetmez … Bende kendisini tanıyan yakından takip eden bir hemşehrisi olarak vefat yılı nedeniyle hayırda yad etmek istedim. Allah ondan razı olsun … Tek temennim bu suikastın aydınlatılarak ortay çıkarılmasıdır.

  İŞTE ONUN SÖZLERİNDEN BAZILARI

ZuIüm AzraiI oIsa da hep Hakk’ı tutacağım. Mukaddes, davaIarda öIüm biIe güzeIdir.

Bir eIinde BiIgisayar, Bir eIinde KUR’AN oIsun.

 NamIusunu miIIete çeviren tanka seIam durmam.

 ÖIüm inançsız insanIar için korkunç bir sondur ama inananIar için ne kadar zevkIi bir başIangıçtır!

Benim adım Muhsin YazıcıoğIu ! Bana baskı sökmez ! Bizim AIIah’tan başka kimseden korkumuz yok.

 Bir saniyesine biIe hakim oIamadığınız bir dünya için;bu kadar fırıIdak oImanın anIamı yoktur.

Ben Türk’üm, Türk esir oImaz. Ben Türk’üm, Türk DevIetsiz oImaz. Ben Türk’üm, Türk Bayraksız oImaz. Ben Türk’üm, Türk Ezansız oImaz. Ben Türk’üm, Türk Hürriyetsiz oImaz.

Ben Avrupa BirIiği kapısında zorIanan, aşağıIanan Türkiye istemiyorum. Ben kendi medeniyetimIe oIurum. Ben yeniden Tük-İsIam medeniyetinin inşaatını istiyorum.

İki saniye sonrasına garantimiz oImayan bir hayatımız için fırıIdak oImaya gerek yok.

Haksız bir dava uğruna suItanIık yapacağıma, gerekirse hakIı davada tek başıma yürüyeceğimi söyIüyorum.

Ben; toprağı saksıda, köylüyü sinemada, çileyi edebiyat kitaplarında okumadım. İçinde yaşadım, içinden geldim.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...