logo

Biz Ölmeye Hazır Olmadıkça; Onlar Öldürmekten Asla Vazgeçmeyecekler

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Biz Müslümanlar artık alıştık kan göletlerini görmeye … Ama son gelen Myanmar görüntüleri  artık canıma tak dedi … Dayanamıyorum … Bir insan bir Müslüman olarak ne yapsam, ne  etsem, nasıl mücadele içerisine girsem …  Doğrusu bir çıkar yol bulamıyorum…  Yol gösterecek kimseleri de göremiyorum. Müslümanlığımdan, insanlığımdan utanıyorum.

 Bir gerçeği de ifade etmek istiyorum …  Tıpkı benim yaptığım  gibi  Müslüman toplumlar olarak vıdı vıdı yapıyoruz. Sosyal medyayı kullanıyoruz, kınıyoruz, sözde dua ediyor kendi bünyemizde bireysel olarak sadece  haykırıyoruz …  Yani her zaman olduğu gibi göstermelik nafile çabalar içerisindeyiz.

Değerli dostlar; biz ölmeye hazır olmadığımız müddetçe onlar asla öldürmekten vazgeçmeyeceklerdir. Hareket lazım, eylem lazım, mekanizma lazım, örgütlenerek akan Müslüman kan göletlerini kurutmak lazım.

Artık vıdı vıdı yapmanın zamanı geçmiştir. Artık şu denge işlerini bırakalım. NATO ne der, Avrupa ne yapar, Amerika hangi duruşu sergiler. Tink tank kuruluşları, ekonominin zinde güçleri canımıza okur mu? Ambargoya tabi tutarlar mı? Hangi planlar içerisine girerler … Yok olur muyuz, korkularını artık terk etmeli  mutlaka  bir plan oluşturmalıyız.  Bizim bu korkularımızı sinsi sinsi zaten uyguluyor, tüm İslam coğrafyasını yavaş yavaş imha ediyorlar ama farkında bile değiliz.

Hep İslam ülkelerini suçluyor, hala batıdan medet umuyor, yardım bekliyoruz. Yok böyle bir şey… Sözde  İslam İşbirliği Teşkilatı kurulmuş oradan bir hamle bekliyoruz.  ‘’Geçin onu’’.   İslam İşbirliği değil İslam İşbirlikçisi Teşkilatı dense daha yerinde olur… Hal böyleyken  artık satılmış, işbirlikçi  Arap kralları ile bir yere gidilmez. Türkiye başta olmak üzere 3-5 güçlü İslam ülkesi bir araya gelerek bir mekanizma mutlaka kurularak direk bu olaylara korkmadan cesurca dik bir duruşla müdahale edilmelidir.

   Nerede bir Müslüman kanı akıyor; Arakan’da mı, Çeçenistan,  Eritre, Mora , Filistin,  Bosna’da mı;  derhal müdahale edilmelidir. Bizler, Müslümanlar  korkuları yenerek atraksiyon yapmak zorundayız. Yaptığımız duaların, haykırışların yani her zamanki uyguladığımız tembelliklerin bu düzende hiçbir geçerliliği yoktur. İstisnalar hariç münafıkça davranmanın, tembelliğin  bir getirisi olmadığı gibi bizim düşmanlarımızın, zalimlerinde doğrusu işine gelmektedir.

    Ağlamak sızlamak vakti geçti.  Ölmeye hazır olmalıyız. Müslümanlığımızın gereği budur. Kısacık ömürde servetler, evlatlar, mallar, makam ve koltuk tapınaklarından vazgeçmeliyiz…  Şirk içinde debelen bir kimlikten sıyrılmalı bireysel menfaatlerimizi ayaklar altına alarak, kibir ve  hırs hasletinden kurtulmak  durumundayız. Bizleri yaptığımız ibadetler; namazlar, oruçlar, umreler, mevlitler, hatimler,mezarlık ziyaretleri asla kurtarmayacaktır. Sırat-ı Mustakim de;  Allah, bizlere Arakan, Filistin, Bosna, Suriye, Irak, Çeçenistan ve diğer Müslümanların çığlıklarını soracaktır.

Biliniz ki; Allah,  tüm peygamberlerini  ve kutsal kitaplarını adaletin bittiği, kan ve göz yaşının oluk oluk aktığı, çığlıkların arşa yükseldiği, körpe kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, zalim firavunların insanlığı köleleştirdiği, insanların bir hiç olarak görüldüğü, kibir, talan ve  sömürünün zirveye çıktığı, insan onurunun ayaklar altına alındığı dönemlerde kurtarıcı olarak göndermiştir. Peygamberlerin asıl geliş nedenleri bu sebepledir.

  Bugün İslam toplumlarına aynı durum uygulanırken bir başka peygamber ve kitabın gelmemesi söz konusu iken  biz daha neyin hesabını yapıyor neyi bekliyoruz. Hiç eyleme geçmeden, mekanizma oluşturmadan Allah’ın yardımı gelir mi?

Sonuç;  kınama, haykırma, sızlanma, vb. acziyetleri  bırakıp illa eylem, illa mekanizma, illa bir duruş sergilemek zorundayız. Aksi takdirde yok olur gider ne bu dünya da ne de öbür alemde hesap veremeyip helak oluruz. Unutmayalım 5 bin yıl önce Anadolu’da Hititler diye bir kavim vardı…  Şimdi  yoklar

Değerli dostlar; hamaset  yapmıyorum … Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Korkular,dengeler, hesaplar bir tarafa bırakılmalı araziye bir şekilde inilmelidir. Hatırlayın bir Rus uçağı düşmüş kıyametler kopmuştu.  Ama  ortada bir dirayet vardı. Sonuçta her şey düzeldi. Hal bu iken Türkiye’yi  küçük görmeyelim. Avrupalı, batılı tarihten gelen bir gücümüz ve imanımızla bizlerden hala korkmakta, çekinmekte onlarda denge yaparak sinsi planlarla bizi bitirme peşindeler.

  Kardeşler, Yeter ki ufak bir hamle yapalım, büyüklüğümüzü hissettirelim…  Ben inanıyorum o zaman  bu akan kanlar, zulümler duracaktır. Samimi olduğumuz müddetçe bir eyleme giriştiğimiz zaman Allah’ta bizlerle olacaktır. Bu korkak batı ve diğer yandaşları belki de bu şekilde yok olacaktır. Tarih seyrini değiştirecektir. Yeter ki  gerçek manada iman edip, Müslüman olup  şu kısacık ömürde oyun ve oynaş dünyasından vazgeçelim.

Kansız, sağlıklı ve huzurlu  bir bayram geçirmek dileğiyle, Kurban Bayramınız Mübarek Olsun

                                                                                      CEMİL ÖĞÜTCÜ

                                                                                           30/8/2017

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...