logo

ÇAĞIN İNSANI AV HAYVANINA BENZİYOR

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Çağın insanı kendisini kentli ve modern olarak tanımlasa da esasen ilk Çağ’ın insan karekterine döndüğünün farkında bile değil. Allah azıp sapan ne kadar kavim varsa hepsini helak etti. Çağlar öncesinin insanlarının ortak özellikleri Allah’ı inkar, ortak koşma, Nebi ve Peygamberleri yalanlama  ve sapkınlıktı. Öyle ki Lut Kavmi’nde, bir aile sayısı kadar Müslüman ancak vardı. Bu kavim  fuhuşta  sapıklığın zirvesine ulaşmış Hz. Lut’u yalanlayarak onun tebliğ ettiklerine eskilerin masalları diyerek alaya almışlardı. Sonunda dondurularak hepsi taş kesildi. Nuh Kavmi’nde de bir gemiye sığacak kadar Müslüman vardı.

  Bugün yeni ve sözde modern dünyanın insanı eski kavimlere göre çok daha zalim, acımasız, bireysel düşünen, adaletten yoksun  sömürgeci … Sapıklıkta, adaletsizlikte, talanda her türlü azgınlıkta  Kur’an da kesin dille yasaklanan ve bu dünyada uygulanması gerekli suçlarda bile zirve yapmaktadır günün kentli modern insanı ..

Sabahları uyanır uyanmaz evinden dışarı çıkan insanlar, dünya ya  av hayvanı perspektifinden bakan bir kişilik oluşturmaktadır. Yeni dünya  insanın tüm bakış açısı ve hedeflemesi; Kadın, para, araba, konformizm, kariyer ve güçtür. Sözde modern  insan, sabah evden çıkınca gördüğü her şeye sahip olmak istiyor… Tıpkı  av hayvanları  gibi.   Dünyalık hedeflemesine kavuşmak içinde her şeyi mubah sayıp sapkınlığın, ahlaksızlığın her türlüsünü deniyor

İsrafta yarış, kibir, övünme kazanmak illa da kazanmak için adeta her şeyi mübah sayarak Kapitalizm’in temel ilkelerine yerine getirirken gerçek tapınağını belirlemiş oluyor. Görünürde tapmasa bile açık şirk içinde olduğunu çok iyi biliyor günümüzün insanı …  Saçıp savuranlar, özgürlük adına her türlü sapkınlığı yapan yine günümüz insanı … Acıma duygusundan yoksun, kalbi taş, adeta hayvanlara benzeyen yine günümüz insanı … Öldüren, canavarlaşan av hayvanları gibi gözünü kırpmadan insanları katleden yine günümüz insanı …

 Dünyalık menfaatler için her şeyini feda ederek ucuza satılan ilkesi inancı, imanı olmayan günümüz insanları sözde Allaha’a inandıklarını söyleseler de şeytanın esiri olarak şeytana taptıklarının her gün Allaha’a ortak koştuklarının farkında bile değiller.

Eğer Allah son din, son peygamber, son kitabını göndermemiş olsa.   Kıyamet Gününü müjdelememiş olsa idi yeni dünyanın tüm toplumlarını helak ederdi. Çünkü geçmişteki toplumlara önce mühlet verdi ardından helak etti.

 Bu gün Dünya’da yaşanan zulüm ve zalimlik geçmiş te yaşananlardan az değil. Kur’an’ı okuduğunuzda buna açıkça şahit olacaksınız.  Dün körpe kız çocukları diri diri toprağa gömülürken onların babaları gerekçe olarak; kodaman Mekke Müşriklerinin eline düşmesin, gençlik çağlarında satılmasın, köle olmasın diyorlardı.

Bugün ise Dünyada 2 milyar aç yaşamakta her yıl 200 milyon insan açlıktan ölmektedir. Bu insanların yüzde 80’i de Müslüman dır. Filistin de  Doğu Türkistan’da Uygur’ da Çin’ de Arakan’da hunharca katledilen, ciğerleri sökülen, kafatasları parçalanan körpe bedenlerin, çocukların, diri diri toprağa gömülen çocuklardan ne farkı var?

 Dünya ya av hayvanı perspektifinden bakan sözde Arap Kralları Müslümanlar, İsviçre ve ABD Bankalarına yatırdıkları milyar dolarlarla kendi ümmetlerinin çocuklarını öldürdüklerini bilmiyorlar mı. Onlarla işbirliği yaparak mazlumların yok olmalarını sağlamıyorlar mı?

 Servetleri Karun ve  Firavununkinden daha fazla olan bu adamların onlardan ne farkı var… Farkları sadece fistan giyip 2 metre sarıkla ara sıra ritüelcilik yapıp bu dünyayı kendilerine cennet edinmek mi dir.

Bu ritüelci Firavunların hangisi  ‘’Müslüman Müslüman’ın Kardeşidir, Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’’ temel ilkelerimize uymakta ve düşünmektedirler.

 Sonuç: İstisnalar hariç yeni dünyanın insanı av hayvanıdır. Tapınağı ise Kapitalizm’dir yani Para tanrısı ( Mamon’dur) HZ. İsa’nın dediği gibi iki tanrıya tapılmaz ya Allah’a, ya Mamon’a tapacaksınız.

 Gerisi Laf_ı Güzardır. Bu ayrımı yapmadan kimse hesap veremez.

Çağın insanı buna karar vermelidir. Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yoktur. Çünkü her şey ortadadır. Gelecek Mamon cularla  gerçekten Allah’a tapan insanların, ezilen toplumlar arsındaki savaşla sonlanacaktır.Hal böyle olunca; sağcı Müslüman toplumlardan bir cacık olmaz .. İslam gerçek mecrasını, Yaşayan Kuran’ın hakimiyetini, ancak ezilenlerle bulur. Tıpkı Mekke ve Medine’in ilk toplumlarında olduğu gibi. Bilallerle, Yasirlerle Ammarlarla, Çünkü onların  dünyanın süsü olan övünecek servetleri  ve oğulları yoktu.Onlar adalet diye haykıran insanlığın en şereflilerinden; kölelerdi.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...