logo

ESNAFIMIZIN AHLAKI

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com


Ticaret dünyasının en büyük düşmanı ahlaki erdemlerini yitirmiş kişi ve kurumlardır. Toplumda güven duygusunu zedeleyen bu durum,tek başına ülkeyi felakete sürüklemeye yeter.

Döviz krizi ile başlayan stokçuluk sonrası, her kesimden yapılanların ahlaksızlık olduğu ile ilgili seseler yükselmeye başladı. Tabi herkesin kendine göre gerekçeleri var. Esnaf sattığı malı yerine koyamayacağı  ve fiyat artışlarının öngörülemez olmasının arkasına sığınırken diğer kesimler de Dolar ve Avro ile  iş yapmayanların bile fiyat artışı yaptıklarından yakınıyordu.

Bu kriz öncesi bizim esnaf, zanaatkar ve tacirlerimiz ahlaklı idi de kriz sonrası mı ahlaklarını ve ticari güvenirliliklerini yitirdiler.

Kesinlikle “hayır.” Beş on yıl önce lokanta, fırın vb. yerlerin gayri hijyeni durumunu gösteren programlar televizyonların klasikleri arasındaydı.

Ülkemizde esnaf ve zanaatkarların ahlaki bakımdan son derece olumsuz bir durumda olduklarını söylemek abartı olmaz. Geçenlerde bozulan tost makinemi götürdüğüm tamirci değiştirmediği parçaların parasını, değiştirdim diyerek aldı. Kendisine yaptığının haram olduğunu söyleyince pişkinliğe vurdu.  Maalesef ülkemizdeki küçük esnaf ve zanaatkarların genel durumu bu.

Peki neden esnafımız bu halde?

Geçmişte ahlaki bakımdan zirvede olan, bu sayede İslam dininİ Endonezya’ya kadar yayan, ahilik teşkilatını kurup dünyaya örnek olan esnaf ve zanaatkarlarımıznasıl bu hale düştü.

Önceleri usta çırak ilişkisi içinde işin ahlakını öğreten yapının bozulması, köyden kente göç nedeni ile servete ulaşmaya çalışan ve ahlaki hiçbir değeri umursamayan bir kesimin ortaya çıkması, sonuç alıcı şikayet mekanizmalarının işlememesi, esnafın kendi iç yapısında cezalandırıcı bir sistemin olmaması, hile yapan kuruluşların küçük cezalar ile paçayı kurtarmaları ve aynı ahlaksızlığa devam etmeleri, vatandaşın haklarını bilmemesi, belge düzenleme alışkanlığının yeterince yerleşmemesi vb. onlarca nedeni sayabiliriz. Yapılan şikayetlerle ilgili işlemlerin uzun sürmesi, vatandaşların haklarını bilmemesi, denetimlerin yetersiz olması bu kesimin başına buyruk davranmasını desteklemektedir. Durum böyle olunca yapılan usulsüzlükler sıradanlaşıp kanıksanarak normal bir durum gibi görülmeye başlandı.

Ülkemizde yatırımcı ve tasarruf bakımından fakir bir ülke olduğundan, yatırımcının korunması vatandaşın korunmasında daha önceliklidir. ABD’de Wolkswagen skandalının ardından, şirket hem devlete hem de mağdur ettiği kesime büyük bir ceza ödemiştir. Türkiye’de ise bizim mevzuata uygun denilerek geçiştirilmiştir. ABD ‘de firmalar ürünlerine onlarca uyarı yazarlar ceza almamak için. Bizde ise yatırımcıyı koruma adına vatandaşı mağdur edilir. Mahkemelerin süresi bile zaten başlı başına şikâyetten vazgeçmeye yeter.

Öyleyse birbirimizi kazıklamaya devam mı edelim?

Birilerinin bu kişi ve kurumlara müşterinin teşekkürünü tekrar alışveriş yaparak gösterdiğini hatırlatması gerek.

Her şeyden önce ehil kesim tarafından esnaf ve tacir olanların işletme açmadan önce ahlaki  bir eğitimden geçirilmeleri, yapılan yanlışların kendilerine zarar vereceğinin ders haline getirilerek anlatılması, işletmelerini açmadan önce “formalite olmayan” en az  15 günlük bir eğitimden geçirilmeleri iyi bir adım olacaktır.  Bu eğitimlerin bir defalık değil belli periyotlarla devam etmesi de yerinde bir adım olacaktır. Esnaf ve sanatkar odalarının sadece sicil kaydı tutmak yerine daha fazla sorumluluk alması da bu açıdan önemli.

Cezaların ağırlaştırılması, şikayetlerin kısa sürede sonuçlandırılması, usulsüzlük yapanların halka ilan edilmesi ivedilikle yapılması gerekenler arasında. Sanal alış-veriş merkezlerinin yorum ve memnuniyetlerini gösteren sistemin benzerlerinin, iş yerleri için de yapılması bile ahlaksızlıkları önleme ve müşteri memnuniyetini sağlama adına önemli bir adım olacaktır.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...
  • NE OLDU BİZE

    05 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Çok önem verdiğim bir deyimi, bilginize sunarak, düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. “Geçmiş geleceğe yön verir.”  Evet, yön vermeli de. Peki, Bu nasıl olacak. Kendiliğinden veya birisinin işaretiyle değil tabi. Geçmişimizi iyi araştırmakla, inanarak incelemekle ve geçmişe saygı duyup, örnek almakla, geçmişin geleceğe yön vereceğine inanıyorum. Bizler; geçmişimizden övgü ile söz ederken, sosyal-siyasi-ticari konularda, geçmişimizden iftihar ettiğimizi, her vesile ile dile getirmişizdir. Bu kadar övgü ve iftiharla yadetmemize rağm...