Son Dakika
Herkesin kendi açısından baktığı bir duygudur aşk. Yaşanma şekli farklı olsa da yaşananlar aynıdır aslında. Mutluluk, hüzün, hasret, acı, keder, heyecan hepsi aşka dairdir. Tek kişilik olan ayrılıktır ama aşkta bazen tek kişilik yaşanır. Karşılıksız ya da platonik aşkı yaşamayan var mıdır acaba? Kadın duyarak, erkek görerek sever. İnsanlar, hormonlardan örülü duygu devinimleri yaşarlar. Erkekler ve kadınlarda bu duygular farklıdır. Bunu görmezden gelmek her iki cinse de zaman zaman sıkıntı yaşatmaktadır. Oysa her birimiz diğerini olduğu gibi kabul edebilse keşke. Ama biz hep kafamızda çizdiğimiz senaryoyu yaşamak isteriz ve bu senaryodaki tek bir replik değişikliği bile huzursuz eder.
Bir kadın; yıllar sonra sevdiği adama serzenişte bulunurken diyordu ki;’’ Öyle büyük sevmiştim ki seni, senin sevgin küçük gelmişti bana’’. Anlamsız ayrılıklarına yıllar sonra duyduğu bu cümle ile neden bulduğunu düşünen adamın gözlerinden yaşlar akıyordu. Çünkü adam da kadını büyük sevdiğini düşünüyordu. O halde ne olmuştu da ayrılmışlardı? İşte cevap burada yatıyordu: Farklı seviyor, farklı düşünüyor, farklı bakıyoruz hayata. Tam da bu sebeple insanız, tam da bu sebeple kurulu robotlar değiliz.
Büyük yanılgılarımızdan birisi de kendimizin vazgeçilmez olduğumuzu sanmaktır. Hâlbuki bir an gelir ve bir güvercinin karda bıraktığı ayak izlerine dönersin. Sonra azıcık kar yağar, silinirsin.Ve bazen öyle uzaklaşırsın ki; ne derse desin sesini duyamazsın, karşında dursa da göremezsin. Kalbin ona karşı kapanmıştır artık.
Ancak yine de;içimizde ki büyük gürültüyü dindirmek kolay olmaz. Gitme ile kalma arasında gider geliriz. Başlamaya mı korkarız yoksa gitmeye mi en çok, bilmiyorum.
Yaşayabilmek için bir ilişkiyi ki bu ilişkinin adı her ne olursa olsun(anne-evlat ilişkisi, aile ilişkisi, aşk ilişkisi, nişanlılık, evlilik v.b.) kelimeler bir insana işlemeli. Başkasının yüreğine girmek için o kelimelerin ağızdan çıkmaları gerek. Ben söylemem, ben erkeğim, kolay söylenen ucuzdur, biz maçoyuz gibi sığ ve bir o kadar acizce limanlara sığınmak ancak zavallılaştırır insanı. Hz. Muhammed’in dediği gibi; seven sevdiğine sevdiğini söylemeli mutlak…
O mu beni bırakmadı yoksa ben mi gitmedim? Bu soruyu sormayın kendinize. Çünkü her yakınlıkta kaybetme korkusu, uzaklıkta ise kavuşma ümidi vardır.
Aşk ile eyvallah…
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
28 Aralık 2024 Köşe Yazıları
09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları