logo

24 Temmuz 2024

GÜZEL OLAN GEÇMİŞE ÖZLEM..

Metin Zor

Metin Zor
metinzor58@gmail.com

Sevgili okurum. Bu yazımızda, geçmişte ve günümüzde yaşanılan, komşu ve komşuluk ilişkilerine değinmeye çalışacağız. Bu konuyu, hemen her zeminde vurguluyor ve geçmişe özlem duygularımızı dile getiriyoruz. Önceki yazılarımızda olduğu gibi, bir takım örnekler vererek, mevcut ve gelecek nesillere, yaşanılan gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Bu gerçeklerden hareketle, insani görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Evet; toplum içindeysen, birlikte yaşama bilincine ulaşmış olmanız gerekiyor. Paylaşmayı bilmen gerekiyor. Saygıyı ve muhabbeti bilmen gerekiyor. İlgiyi, yardımlaşmayı, komşun ağlarken ağlamayı, gülerken gülmeyi, bilmen gerekiyor. Bireysel ve insani sorumluluğunu yerine getirmen gerekiyor. En önemlisi de, geçmişte yaşadığın olumsuz yaşam tarzları, iyi olmayan kötü huy ve adetleri, yerel yasa değil, geçerli olan evrensel davranış hukukuna riayet ve uyman gerekiyor. Bencillikten uzaklaşıp, çevrendekilere, saygın ve sevgini hissettirmen gerekiyor. Bu hatırlatmalardan hareketle, site veya apartman yaşamından örnekler vermeye çalışacağız. Sokakta, caddede, otobüste, metro büste, dolmuşlarda, tramvayda, metroda, kahvehanelerde, çay ocaklarında, aklınıza gelebilecek her sohbet ortamlarında, mevcut komşuluk ilişkilerin devamlı olarak eleştiririz. Komşuluk ilişkilerinden şikayetçi olur, eleştiririz. Serzenişte bulunuruz. Şöyle ki; Nerede kaldı eski komşuluklar. Ah eski komşu ve komşuluklar, geçmişte komşularla yaşanılan Bayramlar, o güzel anlar nerede kaldı nidaları, dilimizden eksilmez oldu. Bu özlem duyguları, geçmişte yaşanılan güzel komşulukları, bayramları bayram gibi yaşanmışlıkları dile getirmektedir. Büyük kentlere, Anadolu’nun çeşitli illerinden ve mecralarından gelen bireyler, büyük topluluklar oluşturmuşlar, bir şekilde, yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bu durum, doğal alarak, her birey ve toplumun yaşam hakkıdır. Kimse engel olamaz, hakkı da yok zaten. Fakat, burada önemli bir gerçeği dile getirmemiz gerekiyor. Bira önce, ifade etmeye çalıştığımız, özlem nidaları, büyük kentlerde toplu yaşama uyum sağlanamadığından kaynaklandığı gerçeğini bilmemiz gerekiyor. Daha doğrusu kişisel kural ve alışkanlıkların, toplu yaşama kuralının önüne geçmesidir. Bazı konular dışında, uyum sağlamada, zorlandığımızın neticesidir bu serzenişler. Geçmişte, beraberce idrak ettiğimiz bayramlar, şimdi de var. Komşular da var ve aynı. Eskiden, barındığımız konutlar, bu gün olduğu gibi, kutucuklar gibi, üst üste dizilmiş değildi. Bu kadar yakın konumda ve iç içe olan aileler, tam tersi olarak, birbirlerine uzakmış gibi yaşamlarını sürdürüyorlar. Kimse kimseyle konuşmuyor, apartman girişlerinde veya asansörde karşılaştıklarında bile, selamlaşmayı, tebessüm etmeyi kimse düşünmüyor. Hep asık surat, hep yere bakışlar veya telefonla oynamalar… Peki ne oldu da, birbirimizden uzaklaştık. Geçmişte, komşuluğu komşu gibi yaşamış, yardımlaşmış, komşusu ağlarken ağlamış, gülerken gülmüş, dertlerini birbirleriyle paylaşmış, bayramları bayram gibi yaşamış, nesillerin devamı bizler değimliyiz. Ne oldu da, alt kattaki komşunun cenazesinden haberi olmayan veya önemsemeyerek, yüksek volümlü müzikle eğlenen zamane komşuları oluverdik. Ne oldu da, bu kadar öz benliğimizden uzaklaşarak yozlaştık. Ne oldu da, aynı binada yaşadığımız halde tanışmıyoruz. Ne oldu da, komşunu hastasından, acı gününden, mutlu gününden haberimiz olmuyor. Ne oldu da, dün yaşanılan güzellikler bu gün yaşanmıyor. Niçin, birbirimize karşı bu kadar duyarsız olduk. Ne oldu da, komşu komşunun külüne muhtaç iken, bir selama dahi muhtaç olur hale geldik. Ne oldu da, gerçeklerden bu kadar kaçar olduk. Komşuluğu özümseyememiş, komşuluk görevini yerine getirememiş insanlardan, nasıl bir toplum oluşur. Yukarıdan itibaren, anlatmaya çalıştığım örnekler ışığında, sonucu siz değerlendiriniz lütfen.

Tabi ki; Büyük kentte yaşanmış olmayı, iş yoğunluğu ve zaman darlığı gibi, unsurları sebep göstermeye çalışmadan, mazeret üretmeden……. Komşulu günler diliyorum. Vesselam

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNFAK’TA YARIŞ İNSANI ÖZGÜRLEŞTİR

    28 Mart 2025 Köşe Yazıları

    Sahabe İnfakı imanın en önemli gerçeği olarak kabul etmiş bu uğurda birbirleriyle yarışmıştır.  ‘’Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe  asla iyiliğe erişemezsiniz şüphesiz ne infak ederseniz Allah onu bilir’’  ayeti,  sahabenin İnfak anlayışının temelini oluşturmuştur.  Ayet, iyiliğe ve hayra erişmek için sadece  iman etmenin yeterli olmayacağını ifade ederken İnfak etmeninin dinde en belirgin ölçü olduğunu vurgulamıştır. Bu ayet aynı zamanda Müslümanları sınamaya tabi tutarak onların iman ölçülerini test etmiştir...
  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...