logo

Hadice Ve Said’in Düğününe Gittiniz mi ?

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Adını; İslam’ın ilk Müslümanı, Hz. Peygamberin hatunu, Mekke’de Müslümanların işkenceye tutularak her türlü ambargonun uygulandığı dönemde tüm servetini bu uğurda harcayan, Müminlerin anası, büyük İslam kadını Hz. Hatice’den aldı

Adını;  Cahiliye devrinde bile puta tapmayan, . Allah’ın varlığı ve birliğine inanan, kız çocuklarının öldürülmesine ve putlara şiddetle karşı çıkan, İnançlı bir babanın evladı olarak büyüyen Said’ bin. Zeyd’ten almıştı.

Peygamberimiz (sav)’in “iman et” teklifini duyar duymaz henüz 19-20 yaşlarında iken hiç tereddüt etmeden Hazreti Ömer’in  kardeşi olan eşi Fatıma ile birlikte ilk iman edenler arasında yer almıştır. Aynı zamanda Hazreti Ömer’le amca çocuklarıdırlar.

İşte Kafkas kökenli  İşadamının oğlu bu ismi  o mübarek sahabeden almıştı.

Said ismi aynı zamanda mübarek kutlu, mesut, bahtiyar, Allah katında makbul anlamlarına da geliyor.

Hadice ve Said geçen gün evlenerek mesut ve bahtiyar oldular. Düğünlerinde tam 1 milyar dolar harcandı.

Rusya’da Kafkas kökenli ünlü milyarder Mihail Gutseriyev’in oğlunun düğününde dünyaca ünlü isimler milyonlarca dolar para alarak sahneye çıktı. 28 yaşındaki Said ile 20 yaşındaki Hadice ile dünya evine girdiği Moskova’daki düğünde; Jennifer Lopez, Sting, Enrique Iglesias, Patricia Kaas gibi dünya starları sahneye çıktı. İşadamı Telman İsmailov’a ait, görkemli düğünler ve törenler için kiraya verilen “Safia” adlı köşkte yapılan, sadece süslemeler için kullanılan çiçeklere 14 milyon ruble, gelinliğe en az 700 bin ruble harcanan düğünde, sahne alan dünyaca ünlü isimlerin her birine ise 1-1.5 milyon euro ödendiği yazıldı.

 Forbes’a göre 6.2 milyar dolarlık serveti olan İnguş kökenli milyarder Gutseriyev; Russ Neft petrol şirketinin, Nasyonal Hotel ve Petrovski Pasaj’a kadar pek çok şirket ve mülkün sahibi.

 Kutlu Doğum Haftasını geride bıraktığımız şu günlerde vay anam vay …  İşte günümüz Müslüman’ının  durumu bu.  Acaba,  Hz Peygamberimiz yaşasaydı bu düğün yapılır mıydı Acaba Müslümanların ilk halifesi Hz. Ebubekir, hayatta olsa oraya ordu göndererek sen ne biçim Müslümansın demez miydi. Ya Ömer; ‘’bu servetin kaynağı nereden, bu kadar aç ve yoksul varken bu israf ne’’ diye;  Medine meydanında halkın huzurunda  kırbaçlattırarak hesap sormaz mıydı

Medeni dünyanın sözde Müslüman ve muhafazakarı, vahşi kapitalizmin en güzel korumasını yaparak ayakta durması için var gücüyle mücadele ediyor. İsraf, şatafat, lüks artık istisnalar hariç Müslümanların sünneti haline gelmiş. Tüm İslam Coğrafyası; İslam dini yerine (Mamon) para dini ve tapınağına sarılmış, bırakmıyor. Esasen İslam’a inandıkları,  Hz. Peygamber’in rejiminin gelmesini isteyen de yoktur. Sadece diğer dini  inançlarda  olduğu gibi  Allah’a ve peygambere  inandık diyorlar. Yani Hristiyanlığın Protestanlığı gibi toplumsal sorumluluk yerine  bireysel ritüel inanç kaideleri ile uyduruk bir ütopyanın peşinden gitme.

Nerede Kaldı;  ‘’Komşusu Açken Tok Yatan Bizden Değildir Peygamber Sözü … Nerede kaldı Kuran’ın emri; İhtiyaçtan Fazlasını dağıtın paylaşın Ayeti.

Milyar dolarlık servetler ve şatafatlı yaşamlarıyla gündem den düşmeyen özellikle Arap Kralları, Akdeniz ve Eğe sahillerinde toplu balık ölümleri gibi sahillere savrulan ceset yığınlarının sorumlusu değil mi?

 Her yıl Somali’de Afrika’da çoğu çocuk on binlerce  açlıktan ölen insanların  çığlıkları,  Arşı Ala’ya yükselirken bu şatafat ve israf içinde yüzen sözde dindarların cennete mi gideceğini sanıyorsunuz.

  Allah tarafından gönderilen insanların  öz hakları olan nimetleri bu vahşi, çoğu Müslüman  kapitalistler tarafından ambargo uygulanırken, abdestlisi de abdestsizi de sistemin ayakta kalması için var güçleriyle mücadele ediyor, doymuyorlar. Bu adamlar, ellerinden gelse,  güçleri yetse Ay ve Güneş’i de tıpkı toprak, elektrik, su, yol, petrol, gaz gibi temel ihtiyaçları  insanlığa  kullanım aracı olarak satacak ve para kazanacaklar.

Düğünden yokla çıkarak konuyu dağıttık. Elbette Zengin Muhafazakarların medyaya yansıyan en güzel deşifreleri düğünleri ile olmaktadır. Türkiye’de de durum aynıdır. İstanbul  Boğazı’nın  yalılarında düğün yaparak caka satan binlerce muhafazakar vardır. Bu düğünlerde yapılan harcamalar onlarca fabrika, ürettim ve istihdam demektir.

Hal bu iken İslam’ın israfa karşı savaş açtığı bilinirken hatta Kur’an’da ‘’saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir’’ denmesine, şeytanla eş değerde tutulmasına rağmen kim kimi kandırmaktadır. 2 metre fistanı, 2 metre sarığı, 50 santim sakalı olan ve sözde şeriatı yaşadıklarını söyleyerek milyarlarca doları saçıp savuran Arap Kralları  ile bizimde artık  bir farkımız kalmadı.

Eski Türkiye’nin imtiyazlı ve seçkin kesimin yaptığı israf ve savurganlığı şimdi Yeni Türkiye’de istisnalar hariç Muhafazakarlar yapmakta … Yatlar, katlar, malikaneler, yalılar, özel uçaklar, Porsche jipler, Sultan Sofraları açık büfe yemekler, 7 yıldızlı oteller, giyim kuşam ve estetik aynı hale geldi. Değişmeyen sadece başörtüsü var.  onunla da örtünenler  bir işçi maaşına tekabül  eden markaları takarak zenginlik şımarıklığı  sunmaktalar.

O halde Müslümanların durumuna üzülüp ah vah çekme yalanını ağızlarda sakız etmeyelim. Sadece şatafatlı düğünlerde harcanan paralar, İslam Coğrafyası’nda bir tek yoksul, hatta yetim bırakmaz.

Tam bu satırları noktalarken Ülkemiz bir Kral’ı ağırladı. Haberlerde; Kral’ın kaldığı otelin Kral Odası’nın tuvaletine Altın dan yapılmış Klozet monte edilmiş. Bu Altın Klozet Kral’ın memleketinden getirilmiş. Pes doğrusu  ….  Yahu nedir bu tüm insanlar aynı dışkıyı çıkarmıyor mu? Diğer israf ve şatafatlarına girmiyor . Acaba Hz. Peygamber olsa bu adamın hali ne olurdu.

Sonuç;  O mübarek insanlar Said ve Hadice’nin üstlendiği misyona ulaşmadıkça da Müslümanların kurtuluşu en azından bu günkü dindarlarla olmayacaktır.

Peygamberimizin Doğumu Tüm İnsanlığa Mübarek Olsun

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...