logo

HASTANE KAPISI YERİNE KÖŞK KAPISINA KOŞANLARIN TASFİYESİ

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


” ‘’Siyasette uzun süreli dostluk ve düşmanlıklar olmaz’’ diye önemli bir laf vardır. Ayrıca Evrenin boşluk kabul etmediği tek şeyin siyaset olduğu söylenir. Bu cümleler çok doğru olduğu gibi  bugüne kadar da geçerliliğini sürdürmüştür.

Hz. Peygamber vefat ettiğinde naşı ortadayken mübarek cesedinin yanında amcasının oğlu Ali, amcası Abbas  ve 20’ye yakın aile efradı vardı. Tüm Müslümanlar Sakife  denilen gölgeliğe  koşmuşlardı. Daha peygamber defnedilmeden kavga başlamış Hazreç ve Evs kabileleri birbirine girmiş; lider bizden olacak diye mücadele etmişlerdi. Dört halifeden peygamberin en yakın arkadaşları, Hz. Ali hariç Hz. Ömer,Hz.  Osman ve Hz. Ebu Bekir oradaydı. Sonuçta uzatmayacağım; Hz. Ömer’in girişimleriyle Ebu Bekir’in liderliğine, devlet başkanlığına diğer ifadeyle Halifeliğine karar kılındı.

Alemlerin efendisi, sevgilisi, son uyarıcı, müjdeleyici, tebliğci bir peygambere; en yakın arkadaşları ve ümmeti  böyle yapabiliyorsa gerisi Laftır, hikayedir.

İşte onun için deniliyor ki; ’Siyasette uzun süreli dostluk ve düşmanlıklar olmaz’’ bu söz çok doğrudur … Asırlardır siyasi arenada işler hep böyle yürümüştür. Elbette siyasi birliktelikler anlaşmalar, insan ilişkileri olabilir. Bu durum siyasetçilerin birbirleriyle  samimi ve ihlaslı kardeş olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki Osmanlı Saltanatının durumu bu cümleye en güzel örnek teşkil etmektedir. O; Dünyaya hakim olan sultanlar, iktidarları için kardeşlerini, oğullarını hunharca acımasız bir şekilde öldürürken siyasetin ne derece acımasız olduğu realitesini ortaya koymaktadır. Bugüne gelindiğinde; tartışılan sayın  Erdoğan ve Gül ayrışması da aynıdır. Başbakan Erdoğan, açıkça Abdullah Gül’e kapıları kapatmış yeni dönemde mecbur olmadığı müddetçe Gül’ü istememektedir. Kimsenin kimseyi kandırmasına, kardeşlik sloganları atmasına gerek yoktur. Bu işler ilk işaret fişeklerini gezi olaylarında, Cumhurbaşkanlığı süresinin 5 yıla indirilmesi  ve mevcut Cumhurbaşkanının  bir kez seçilmesi çabalarında ortaya çıkmış o zamanlar ilk raundu Gül kazanmıştı. Hatırlanacağı üzere Sayın Erdoğan, bir ara ciddi bir rahatsızlık geçirmiş, 10-15 gün hastanede yatmış kimseye gösterilmemişti. İşte o süreçte Ak Parti’nin çok sayıda vekili hastane yerine, köşk kapılarını aşındırmış, Abdullah Bey için biat tazelemeye gitmişlerdi. Sayın başbakan, iyileştikten sonra toparlamış, tıpkı gezide olduğu gibi yeni mevzilere savrulanları tespit etmişti.

Şimdi sayın Erdoğan, sağa sola savrulanları imha tasfiye  ediyor  … Adeta partisinde bir devrim yapıyor. Yeni bir ekip kuruyor ..  Başarabilir mi, bilemiyorum.  Hal bu iken Ak Parti’de sular ısınmaya başlar mı çok zor…  Çünkü bu parti sitemi oturtturmuştur. Düşünün ki 19 milyon yetişkin insan  devletten direk maaş alarak bir şekilde sebepleniyorsa, mevcut durumunu rizk’e atar mı? Kaldı ki Muhafazakar kesimin gideceği bir yerde yoktur .. Bireysel haklarının tamamını almış, ritüel ibadetlerini özgürce açıkça yaparken yıllardır kangrenleşmiş başörtüsü ve kamuda yapılanma  kazanımlarına da ulaşmıştır. Muhafazakar geniş halk kitleleri ekonomik olarak rahat olmasa bile  mevcut iktidar erkini benimsemiş kendi konumunu da bu yörüngeye oturtturarak iktidarın sahibi benim diye caka sanmaktadır.Hal bu iken Davutoğlu gibi İslami motifleri üzerinde taşıyan bir lider figürü bu toplumu ve muhafazakar tabanın birlikteliğini sağlayacaktır.

GÜL’ÜN DURUMU NE OLUR

Abdullah Gül’e gelince; Sayın Cumhurbaşkanı mevzisini  koltuktayken yada yeni bırakmışken medyanın henüz ilgisi varken,  kaybetmek istemiyor.  O da yarın ilginin biteceğini bildiği için tüm atraksiyonlarını yapıyor.  Sayın Abdullah Gül, elbette güçlü bir figür. Lakin siyaset öyle acımasız ki, mevzii kaybettiğinde birkaç yıl sonra ‘’Abdullah Gül;’’ o da kimdi denilebilir.

Sonuçta şu sıralar Abdullah Gül gündemden düşmemeye çalışıp her türlü siyasi eforu sarf edecektir. İşi zor olsa da mücadeleyi bırakmayacaktır. Tasfiyeye uğratılan ekip, 73 ler harekatı, 3 dönemlikler, Gül’ün, etrafında toplanması muhtemeldir. Gül’ün yeni liderliği için bir müddet sıkı trafik akışı sağlanacak ondan siyasi ikbal bekleyenler ya parti kurmasını isteyecek ya da Ak Parti’yi ele geçirmesi için ikna gayretlerine girecektir. Bu girişimlerde normaldir ve siyaseten doğaldır. Lakin Ahmet Davutoğlu  gibi bir figürün ortaya çıkması Abdullah Gül ve başbakanlık, Genel Başkanlık bekleyen diğer isimlerin  işlerini zora sokmuştur. Çünkü Davutoğlu’nun artıları kişisel kariyeri, birikimi, tecrübesi, tanınırlığı diğerlerinden fazla olduğu gibi dış destekte sözkonusudur. Hal böyle olunca Ak Parti uzun süre Davutoğlu’na emanettir. İktidarı elinde bulunduran Yeni cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, zaten yeni oluşum ve atraksiyonlara izin vermez zemin hazırlamaz.

Abdullah Gül ise sadece beklemekle yetinecektir.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...