Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
” ‘’Siyasette uzun süreli dostluk ve düşmanlıklar olmaz’’ diye önemli bir laf vardır. Ayrıca Evrenin boşluk kabul etmediği tek şeyin siyaset olduğu söylenir. Bu cümleler çok doğru olduğu gibi bugüne kadar da geçerliliğini sürdürmüştür.
Hz. Peygamber vefat ettiğinde naşı ortadayken mübarek cesedinin yanında amcasının oğlu Ali, amcası Abbas ve 20’ye yakın aile efradı vardı. Tüm Müslümanlar Sakife denilen gölgeliğe koşmuşlardı. Daha peygamber defnedilmeden kavga başlamış Hazreç ve Evs kabileleri birbirine girmiş; lider bizden olacak diye mücadele etmişlerdi. Dört halifeden peygamberin en yakın arkadaşları, Hz. Ali hariç Hz. Ömer,Hz. Osman ve Hz. Ebu Bekir oradaydı. Sonuçta uzatmayacağım; Hz. Ömer’in girişimleriyle Ebu Bekir’in liderliğine, devlet başkanlığına diğer ifadeyle Halifeliğine karar kılındı.
Alemlerin efendisi, sevgilisi, son uyarıcı, müjdeleyici, tebliğci bir peygambere; en yakın arkadaşları ve ümmeti böyle yapabiliyorsa gerisi Laftır, hikayedir.
İşte onun için deniliyor ki; ’Siyasette uzun süreli dostluk ve düşmanlıklar olmaz’’ bu söz çok doğrudur … Asırlardır siyasi arenada işler hep böyle yürümüştür. Elbette siyasi birliktelikler anlaşmalar, insan ilişkileri olabilir. Bu durum siyasetçilerin birbirleriyle samimi ve ihlaslı kardeş olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki Osmanlı Saltanatının durumu bu cümleye en güzel örnek teşkil etmektedir. O; Dünyaya hakim olan sultanlar, iktidarları için kardeşlerini, oğullarını hunharca acımasız bir şekilde öldürürken siyasetin ne derece acımasız olduğu realitesini ortaya koymaktadır. Bugüne gelindiğinde; tartışılan sayın Erdoğan ve Gül ayrışması da aynıdır. Başbakan Erdoğan, açıkça Abdullah Gül’e kapıları kapatmış yeni dönemde mecbur olmadığı müddetçe Gül’ü istememektedir. Kimsenin kimseyi kandırmasına, kardeşlik sloganları atmasına gerek yoktur. Bu işler ilk işaret fişeklerini gezi olaylarında, Cumhurbaşkanlığı süresinin 5 yıla indirilmesi ve mevcut Cumhurbaşkanının bir kez seçilmesi çabalarında ortaya çıkmış o zamanlar ilk raundu Gül kazanmıştı. Hatırlanacağı üzere Sayın Erdoğan, bir ara ciddi bir rahatsızlık geçirmiş, 10-15 gün hastanede yatmış kimseye gösterilmemişti. İşte o süreçte Ak Parti’nin çok sayıda vekili hastane yerine, köşk kapılarını aşındırmış, Abdullah Bey için biat tazelemeye gitmişlerdi. Sayın başbakan, iyileştikten sonra toparlamış, tıpkı gezide olduğu gibi yeni mevzilere savrulanları tespit etmişti.
Şimdi sayın Erdoğan, sağa sola savrulanları imha tasfiye ediyor … Adeta partisinde bir devrim yapıyor. Yeni bir ekip kuruyor .. Başarabilir mi, bilemiyorum. Hal bu iken Ak Parti’de sular ısınmaya başlar mı çok zor… Çünkü bu parti sitemi oturtturmuştur. Düşünün ki 19 milyon yetişkin insan devletten direk maaş alarak bir şekilde sebepleniyorsa, mevcut durumunu rizk’e atar mı? Kaldı ki Muhafazakar kesimin gideceği bir yerde yoktur .. Bireysel haklarının tamamını almış, ritüel ibadetlerini özgürce açıkça yaparken yıllardır kangrenleşmiş başörtüsü ve kamuda yapılanma kazanımlarına da ulaşmıştır. Muhafazakar geniş halk kitleleri ekonomik olarak rahat olmasa bile mevcut iktidar erkini benimsemiş kendi konumunu da bu yörüngeye oturtturarak iktidarın sahibi benim diye caka sanmaktadır.Hal bu iken Davutoğlu gibi İslami motifleri üzerinde taşıyan bir lider figürü bu toplumu ve muhafazakar tabanın birlikteliğini sağlayacaktır.
GÜL’ÜN DURUMU NE OLUR
Abdullah Gül’e gelince; Sayın Cumhurbaşkanı mevzisini koltuktayken yada yeni bırakmışken medyanın henüz ilgisi varken, kaybetmek istemiyor. O da yarın ilginin biteceğini bildiği için tüm atraksiyonlarını yapıyor. Sayın Abdullah Gül, elbette güçlü bir figür. Lakin siyaset öyle acımasız ki, mevzii kaybettiğinde birkaç yıl sonra ‘’Abdullah Gül;’’ o da kimdi denilebilir.
Sonuçta şu sıralar Abdullah Gül gündemden düşmemeye çalışıp her türlü siyasi eforu sarf edecektir. İşi zor olsa da mücadeleyi bırakmayacaktır. Tasfiyeye uğratılan ekip, 73 ler harekatı, 3 dönemlikler, Gül’ün, etrafında toplanması muhtemeldir. Gül’ün yeni liderliği için bir müddet sıkı trafik akışı sağlanacak ondan siyasi ikbal bekleyenler ya parti kurmasını isteyecek ya da Ak Parti’yi ele geçirmesi için ikna gayretlerine girecektir. Bu girişimlerde normaldir ve siyaseten doğaldır. Lakin Ahmet Davutoğlu gibi bir figürün ortaya çıkması Abdullah Gül ve başbakanlık, Genel Başkanlık bekleyen diğer isimlerin işlerini zora sokmuştur. Çünkü Davutoğlu’nun artıları kişisel kariyeri, birikimi, tecrübesi, tanınırlığı diğerlerinden fazla olduğu gibi dış destekte sözkonusudur. Hal böyle olunca Ak Parti uzun süre Davutoğlu’na emanettir. İktidarı elinde bulunduran Yeni cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, zaten yeni oluşum ve atraksiyonlara izin vermez zemin hazırlamaz.
Abdullah Gül ise sadece beklemekle yetinecektir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları