logo

İFTAR SOFRALARI MI İSRAF SOFRALARI MI?

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Müslümanlar için Ramazan Ayı’nın hasat ayı olduğu her zaman vurgulanır. Hayır- hasenatın bolca yapıldığı, hemen herkesin ibadetlere sarıldığı, sabır ve selametin en iyi uygulandığı, sevgi ve barışın zirveye çıktığı, nefis terbiyesinin en güzel şekilde icra edildiği, kardeşlik ikliminin rüzgar gibi estiği, paylaşma, kaynaşma ve yardımlaşmanın herkesi sevindirdiği, aç ve yoksulların karınların doyduğu mübarek bir aydır Ramazan …

Ayrıca Allah’ın kullarını mükafatlandırarak, ödüllendirdiği ve günahların affedildiği bir aydır Ramazan  …  Onun için başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur denilir  Ramazan’a …  Buraya kadar her şey çok güzel . Lakin Ramazan Ayı’nı yapılan israflarla cehennem azabına çevirenlerde var. Günün 15 saatini uykuyla geçirip akşam iftarda saray sofraları hazırlayarak oruç tutuğunu sanan, o açık büfe yemeklerin büyük bir bölümünü de çöpe gönderen sözde Müslümanlar var. Fakir sofraları, sokak ve yeryüzü iftarlarıyla garip- guraba ile  bir kez olsun ekmeğini paylaşmayarak 5 yıldızlı otellerde tıka basa iftar açanlar yaptıkları israflarla hangi ramazan ve orucun manevi iklimine uymaktalar.

 İftar sofralarını israf sofralarına çevirenler, her yıl Somali’de Afrika’da çoğu çocuk 100-200 bin ölen Müslüman’ı düşünmezler mi.?

Müslümanlar neden israf etmeyi önemsemezler. Neden Bu konudaki ayet ve hadisleri görmezden gelerek israf ve gösterişte adeta yarışırlar anlamış değilim. Kur’an bu konuda dindar Müslümanların çok önemseyerek yerine getirdikleri bir kısım ritüel nafile ibadetler ve giyim kuşam gibi şekil şemaların bile üzerinde uyarı yapmaktadır.

Allah, Araf Suresi 31. Ayette aynan şöyle demektedir:

Ey Âdem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.

İsra Suresi 27. Ayete de derki; ‘’Malını boş yere saçıp savuranlar şeytan’ın kardeşleridir’’.

Bu kadar açık bir ifade varken israfta yarışanların halini bir düşünün.

İnsanı israfa götüren temel etkenlerin başında hırs, tamah ve aç gözlülük gibi hastalıklar gelir. Bir şeye karşı aşırı istekli olma duygusunu ifade eden hırs, kişiyi ölçü tanımamaya ve aşırılığa sevk eder. Bu da israfa neden olur. 
İçinde israfa karşı meyil olanlara Efendimiz (sav) in şu mübarek sözü gönlümüze ilaç gibi gelmelidir: “Sizden biriniz, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca, nazarlarını bir de kendisinden aşağıda olana çevirsin. Böyle yapmak, Allah’ın üzerinizdeki nimetini küçük görmemeniz için gereklidir.” (Buharî)


Bir başka hadiste ; Hz. Peygamber (A.S.), ırmakta abdest alan sahabiye suyu israf etmekte olduğunu söyler. Sahabe: “Ey Allah’ın Rasulü ırmaktan abdest alırken de su israf olur mu?” diye sorar. Ölçüyü yine Peygamberimiz koyar: “Evet ırmak da olsa, su israf olur” buyurur. Halbuki çoğumuz abdest alırken ya da diş fırçalarken suyun akıp gitmesini önemsemeyiz.

İsraf; sapmaların, bozulmaların, haksızlıkların, bozgunun kaynaklarından biri olarak görülmektedir. Ayrıca Kur’an’da Firavun “O israf edenlerden idi.” diye kötülenmiştir.

  Hal böyle olunca israf artık alışkanlık haline geldi. Bir kısım zengin Kodaman muhafazakarlar bile bile  bu mübarek ayda bile haramda yarışırlarken, bir kez daha aç açıkların bedduasını alıyor. Elbette milyonlarca insan ramazanın ruhuna uygun olarak bu iklimi yaşıyordur, lakin yine öne çıkan bu zengin Kodamanlar oluyor.

Son söz: Allah bu mübarek ayın aç açıkların sonlanmasına, Müslümanlar için kan ve vahşetin durmasına, barış esenlik ve huzurun gelmesine, her kesin eşit hale gelerek sınıf ve sınırların ortadan kalkmasına, sömürünün, zulmün ve gözyaşının dinmesine, herkesin gülmesine ve aydınlık yarınlara ulaşmasına vesile kılar.

Ramazan Bayramınız, israftan uzak geçirmeniz dileğiyle, kutlu ve mübarek olsun.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...