Son Dakika
Sahabe İnfakı imanın en önemli gerçeği olarak kabul etmiş bu uğurda birbirleriyle yarışmıştır. ‘’Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz şüphesiz ne infak ederseniz Allah onu bilir’’ ayeti, sahabenin İnfak anlayışının temelini oluşturmuştur. Ayet, iyiliğe ve hayra erişmek için sadece iman etmenin yeterli olmayacağını ifade ederken İnfak etmeninin dinde en belirgin ölçü olduğunu vurgulamıştır. Bu ayet aynı zamanda Müslümanları sınamaya tabi tutarak onların iman ölçülerini test etmiştir.
Bu çağrıya hemen uyanların başında Ebu Talha gelmiştir. Ebu Talha, Beyruha adlı bahçesini Allah katında kendisine bir azık olması nedeniyle Allah’ın resulüne takdim etmiş, peygamberimiz ise Ebu Talha’ya kazandıran mal olarak değerlendirerek takdir etmiştir. Bahçesini akrabalarına bırakmasını isteyen Allah Rasulü nün tavsiyesini hemen yerine getiren Ebu Talha, koca bahçeyi, akrabaları ve amca oğulları arasında bölüşmüştür.
Sevilen şeylerden İnfak etmeye davet etme ayetinin gelmesi üzerine Hz. Ömer, Hayber’de hissesine düşen en kıymetli mal varlığı olan hurma bahçesini infak etmek istemiş; Rasulullah, ‘’istersen aslını kendine bırak meyvelerini dağıt’’ tavsiyesi üzerine arazinin tüm gelirini, yoksullara, fakirlere, kölelere, savaşanlara, yolculara, ve misafirlerine sadaka olarak bağışlamıştır.
En iyiye ulaşmanın en sevileni infak etmekten geçeceğini bilen ve ömrünü bu uğurdaki mücadeleye vakfeden Ebuzer Gıffari ise yine örnek bir tablo çizerek ufuk açmıştır. Ebuzer , gelen misafirlerine infak etmek üzere çobanından en güzel devesini getirmesini istemiş; ancak çoban, en güzel devenin bir gün ona lazım olacağı düşüncesiyle en çelimsiz deveyi alıp getirmişti. Ebuzer’in infak ahlakını göz ardı eden bu çabana tepkisi sert olmuş ve sinirlenmişti. Ve muhterem şahsiyet Allah ondan razı olsun ‘’ ona muhtaç olduğum gün, çukura konulacağım gündür’’ demiştir.
EBUBEKİR VE ÖMER’İN İNFAK YARIŞI
Sahabenin infak yarışı zaman zaman tatlı rekabete dönüşmüştür. Nitekim Allah Resulü’nün ashabına sadaka vermeleri konusundaki tavsiyelerde bulunduğu bir gün Hz. Ömer, mali bakımdan iyi bir durumda olduğunu fırsat bilerek; ‘’eğer bir gün Hz. Ebu Bekir’i geçebilceksem o gün bugündür ancak bu gün geçerim’’ diyerek malının yarısını Hz. Peygambere getirmiştir. Hz. Peygamber, ‘’ Aile efradına geride ne bıraktın diye sorunca, getirdiği kadarını da onlara bıraktığını ifade etmiştir.
O esnada Allah’ın resulünün huzuruna gelen Ebu Bekir de aynı soruya muhatap olmuştur. İnfak etmek üzere malının tamamını getiren Ebu Bekir, ‘’Aileme Allah Resülü’nü bıraktım’’ cevabı üzerine Hz. Ömer, bir daha Ebu Bekir’le hiçbir konuda yarışa girmeyeceğini ifade etmiştir.
Vel hasıl kısa ömürde dünya da asla rahatlık yoktur. İster zengin, ister fakir ; mutluluk bu hayatta çok kısa olur. Hemen her insanın bir sıkıntısı vardır. Bir andaki mutluluğunuz aniden cefaya ve sıkıntıya dönüşebilir. Bu açıdan bakıldığında iyiye ulaşma ve huzur yolunun en önemli gerçeğinin infak’tan geçtiğini söylüyor rabbimiz.
İslam, insanlara infak’ı teşvik ederken toplumu madde ve maddi olanın esaretinden kurtarmayı ayrıca hedeflemektedir. Madde konusunda neredeyse farkında olmadan köle olan toplum, infak sayesinde özgürleştirilmekte, kölelik boyunduruğundan kurtarmaktadır.
Özetle; sahip olduklarından vererek özgürleşmek varoluşsal sorunların ve mutluluğun yegane yoludur. Mal- mülk, servet farkında olmadan köleleştirerek şirk bataklığına gömer. Kaldı ki Ramazan sadece aç kalmak değildir. Aç kalarak fakir fukarayı hatırlayıp yardımlaşma ve paylaşmanın bilincine de varmaktır. Allah hepimizi İnfak’ta yarışanlardan eylesin
Bayramımız Mübarek Olsun
CEMİL ÖĞÜTCÜ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
28 Aralık 2024 Köşe Yazıları
09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları