logo

İnsanların vazgeçemediği tapınak : MAMON

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Hz. İsa diyor ki ; ‘’ Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya hem de Paraya (Mamon) kulluk edemezsiniz!’’ Hz. İsa’nın eşrafı, kutsal çağrıya uymayarak   2. efendi Mamon’u tercih etti.

   Hz. İbrahim’i ateşe atan Nemrut, gördüğü mucize karşında, ‘’tamam ben senin rabbine inandım ancak ben bu gücü, egemenliği, şatafatı, ve bu kadar serveti malı mülkü terk edemem’’  diyerek tercihini Mamon dan yana kullandı.

  Firavun’u terk ederek Musa’nın peşine takılanlar bir çeşit yemeği beğenmeyip Mamon uğruna özgür olmayı bile elinin tersiyle itenler, Hz. Musa’ya şöyle dediler: ‘’Rabbine yalvar da yerden topraktan bitenlerden acur, soğan biber, sarımsak yeşillik versin’’.  Hz. Musa onlara; sizin istedikleriniz mısırda Firavun’da var diyerek onları tersleyince bir anda Allah’ı ve Musa’yı terk ederek nefislerine kapıldılar, Mamon için diz çöktüler

  Hanif dininden gelen Kureyşliler, Allah’a  inanıyor, namazlarını kılıyor, oruçlarını tutuyor, Kabe’nin bakımı ve temizliği için adeta birbirleriyle yarışıyorlardı. Putları ise Allah’a ulaşmak için bir araç olarak kullanıyorlardı. Dolayısıyla şirk içindeydiler.  Hz. Peygambere elçilik görevi verildiğinde yağlı, kaymaklı, ballı düzenleri bozulmuştu. Mekke Kodamanlarının sömürü düzenine çomak sokan Hz Peygambere, her türlü rüşveti teklif ettiler. Dediler ki; seni başımıza hükümdar yapalım, servetlerimizin yarısını sana verelim   ne istiyorsan  verelim Mekke’nin en güzel kızlarıyla evlendirelim dediklerinde,  Hz. Peygamber,  ‘’bir elime Ay’ı bir elime Güneşi ‘’ verseniz asla davamdan vazgeçmem dediğinde, Mekke’nin servet sahibi sömürgeci Kodamanları, tehditler savurmaya başladılar. Peygambere ve Allah’a inandıklarını söylemelerine rağmen bu kodamanlar eski sistemin devamı için mücadele etmeye başlarken, gerçekte tek tapınakları Mamon’du.

  Hz. Osman halife olup makamına oturunca Ümeyye Oğulları halifelik makamını doldurup kapıyı kapatmışlardı.  Ebu Süfyan’ın gözleri görmüyordu  Sordu : ‘’ yabancı kimse var mı? Olmadığını öğrenince şöyle konuştu. ‘’ Ey Ümeyye Oğulları  bu devlet başkanlığı işine, süt çocuğunun anne memesine yapıştığı gibi yapışın.  Ebu Süfya’nın yemin edebileceği şeye yemin ederim ki, ne azap var ne hesap var, ne cennet var, ne cehennem ne kıyamet var. İş sadece bu makama  gelebilmek … Ebu Süfyan, peygamberin vefatından 15-20 yıl sonra  güce,  paraya eski tapınağı Mamon’a aşk ve şevkle geri dönmüştü.

   Hz. Ali’nin kardeşi Akil,  Halife Ali’den para isteyince Ali ; ‘’ben sana Kamu malından hazineden para veremem deyip bekle maaşımı aldığımda maaşımdan  yardımcı olurum demişti. Akil’de Mamon’u tercih etmiş,  koşarak Muaviye’nin kapısını çalmış, gerçek tapınağı Mamon’a teslim olmuştu.

  Asrı Saadetten bu güne istisnalar hariç  Peygamberin vefatından 10-15 yıl sonra tüm savaşlar ve mücadeleler Mamaon için yapılmadı  mı?

Alınları secdelerden kalkmayan  80-100 milyar dolarlık servetleri olan sözde Müslüman kralların tapınağı  acaba sahiden Allah’mı  yoksa para tanrısı Mamon’mu?

Bu gün Türkiye’de bile menkıbeler anlatarak sözde İslam Dini’ni anlatan İlahiyatçı Hocalar, dinin afyon yüzüyle tacirlik yaparak halkı manipüle etmeleri Mamon culuğun  bir göstergesi değil mi?  Televizyonlarda program başı 15- 20 milyonu kaldırarak Hz. Ayşe, Hatice menkıbeleri anlatarak gerçekleri gizleyen bu adamların Mısır’da Firavunların bahşiş vererek halkı kandırmaya çalıştırdıkları  Amon Rahiplerinden ne farkları var.

  Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, “Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın” denecek( Tevbe 34-35)

Ayetini anlatan bir hoca gördünüz’mü.

Kırkta ta bir zekatla milleti uyutan Momoncu İlahiyatçılar, dünyada 1milyar 200 milyon insanın  aç yaşadığını,  Sadece Afrika’da her yıl çoğu çocuk olmak üzere  250 bin Müslüman açlıktan öldüğünü bildikleri halde neden şu ayeti halka anlatmazlar

 Ve sana ne infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçlarınızdan artanı. Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklıyor. (Bakara suresi 219 ) Nerede kaldı 40 ta bir zekat

    Hz. Adem’den beri insanlığın gerçek tapınağının Mamon olduğu görülmektedir. Allah için fedakar olamayan insanlık, Mamon için savaşlar yapıyor, zulümler işliyor, körpe bedenler öldürülüyor ve  milyonlarca insanın kanı dökülürken her türlü kötülük mübah sayılıyor.

  Kimse  kimseyi kandırmasın İnsanlığın tapınağı Mamon’dur. Saraylarda, villalarda, yaşayanlar 100 lerce dönüm malikaneleri olanlar,  uçuk servet sahipleri,  özel uçakları yatları akıl almaz pahada çeşit çeşit otomobilleri olanlar, zevk şehvet, servet , metres ve cariyelerden oluşan manken grupları oluşturarak çılgınlaşan insanların hangi tapınağa taptıkları  belli olmuyor mu

   Çılgınlık boyutuna ulaşan israf,  kitabına uydurulan şehvet, akıl almaz derecede biriktirilen servet bugün ki  sözde Müslümanların en güzel yaptığı işler değil mi?  O halde alnı secdeden kalkmasa, onlarca kez haram paralarla umre yapsa, tanesi bin liralık Vakko eşarp takarak saçının bir tek telini göstermese,  Kur’an hatimleri indirerek mevlit korolarıyla toplantılar yapsa da asla  Mamon’culuktan kurtulamazlar. Hesapları çok ağır gidecekleri yer bellidir.

  Ve tapınakları Allah değil Mamon’dur.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...