logo

İslam’ın Şartı 5 Değil, Onlarcadır.

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Modern çağın insanı kendine hep hedefler seçer. Bu hedeflere ulaşmak içinde adeta robotlaşır. Hedefine ulaştıktan sonra diğer hedefe, ardından bir başka hedefe…  Sonra bu hedefler kendisini esir alır lakin farkında bile olmadan hayatının sonuna gelir.,

Hepsi dünyalıktır, konformizm, Kariyerizm, Kapitalizm vs. vs.  Hedefler, tapınak haline gelirken şirk bataklığına düştüğünün farkında bile olmaz. Daha çok kazanayım, daha lüks yaşayayım, daha fazla koltuk sahibi olayım, yetkilerim artsın, alkışlanayım, seçici olayım derken tüm hedefler dünyalık üzerinedir.

 Dünyada tok iken açlık peşinde koşan canlılar arasında sadece insanlar vardır. Diğer canlılar, gündelik yaşar; karnı doyduğunda av peşine çıkmaz. Ama İnsanoğlu biriktirmek, yığmak için tüm hayatını bu temel uğraşı üzerine kurar.

Oysaki; Bizim inancımızda böyle bir inanış söz konusu değildir. Bu bakış Kur’an’a aykırıdır.

    Yunus Emre’nin şu sözü esasta Kur’an mesajını özetlemektedir.’’ Malda Yalan Mülkte Yalan. Gel Birazda Sen Oyalan.’’ Nitekim hiçbir peygamber servet bırakmadı. İslam’ın 3 Halifesi, Ebubekir, Ömer ve Ali, mal ve mülklerini bu dünyadan sıfırlayarak gittiler. Sade ve yarı aç yaşadılar. Hal bu iken, coğrafyamızdaki sözde seçkin insanlara bir bakın; servetleri dünyadaki tüm açların bırakın karnını doyurmayı, refah içinde bile yaşamasını sağlar.

  İnsanların bu tüketim mücadelesi, acıma ve şefkat duygusunu da götürürken bambaşka bir karakter haline getirmektedir. Tıpkı av Hayvanları gibi sabah evinden dışarı çıkarken Allah’ın rızasını kazanmak yerine, şeytanın arkadaşı olmak için var gücüyle efor sarf eder.

Sabah evden çıkınca gördüğü her şeye sahip olmak ister… Tıpkı av hayvanları gibi. Dünyalık hedeflemesine kavuşmak içinde her şeyi mubah sayıp, sapkınlığın, ahlaksızlığın her türlüsünü dener.

  Hedefi sadece dünya olan insan Modernizm’in kendisini köle yaptığının  farkında bile olamıyor. Etrafına bile bakamıyor, adam gibi özgürce yaşayıp, paylaşma, kaynaşma ve kardeşlik iklimi içersine giremiyor. Yalnızlaşarak dünyalık tapınakları ile beraber oluyor. Hele birde zenginleşip kariyer sahibi olduğu zaman kendini en imtiyazlı sanıp kibir kulesi oluşturuyor. İşte bu kibirleşmede kendini ayrıştırarak neredeyse ilahlaştırıyor.

  Tıpkı Şeytan Kibri…  Malum Şeytan’da Allah’a itiraz ederken kendisinin farklı olduğunu Adem’in topraktan, kendisinin ise Ateşten yaratıldığını söyleyerek imtiyaz istemiş secde etmemişti. Şeytan, Ateist değildi Allah’a en iyi inananlardandı. Durum bu iken modern Müslüman ve diğer din mensuplarının da Allah’la bir problemleri yoktur. İnanıyorlar ama hep imtiyaz isteyerek kibirli bir şekilde kendilerini ayrıştırıyor, Allah’ın nimetlerini paylaşmayarak biriktirip yoksul üretiyorlar. Sözde Allah’a tapıyorlar, Ritüelciliği çok iyi yapıyorlar lakin İslam’ın özünden saparak adalet yerine imtiyaz, hukuk yerine, seçkincilik,emanet ve ehliyet yerine kayırmacılık bizim adamımız, istişare yerine ben merkezcilik,istiyorlar.

Halbuki Kuran’ın mesajı ve buyrukları çok açıktır. Nedir onlar: Emaneti ehline ver, adaletli davran. istişare et, israf  etme,paylaş, ihtiyaçtan fazlasını ihtiyaç sahibine ver,Kibirlenme.Çalma, hırsızlık etme. adam öldürme, İmtiyaz isteme Kamu malına dokunma. zina etme. faiz yeme, iftira atma, yalan söyleme,Komşun açken tok yatma.biriktirme,Kibirlenme,haksızlık karşısında susma, kardeş ol.Günün belli vakitlerinde beni an, hatırla  benim için secdeye git,( namaz kıl) asla bana şirk koşma.

İşte bunları yapanlar Allah’ın sevgili kullarıdır. İşte bu buyruklar İslam’ın şartlarıdır .İslam’ın şartı 5 değil onlarcadır. Gücün ve korkunun kölesi olan sözde modern muhafazakar ve Müslümanlar esastan devşirilerek ritüellerle kendisinin kurtulacağını sanıyor. Yanı kıl 5’i bitir işi … Yok öyle bir şey.

  Bunları yerine getirenler dünyalık tapınakların kölesi olmazlar. Bunları yerine getirenler bu dünyada ve öbür dünyada cennet nizamını sağlarlar. Bunlara uyanlar özgür bir dünya inşa ederler.

Böyle bir buyruk yeni dünyanın hangi sisteminde var. Ya da böyle bir İslam toplumu var mı? Bugünkü İslam toplumları detaylara hapis edilerek ritüelcilik dininin kölesi haline getirilip zalimlere alkış tutturulup uydurulmuş dinin ayakta kalması için var güçleri ile biat ve itaat ettirilmektedir.

Bugünün İslam toplumları Mankurtlaştırılarak slogan hamalı haline gelmiştir. Bugünün İslam toplumları liderleri ilah edinip her şeyin Allah’tan değil de liderden geleceğini zannederek neredeyse şirk ve küfür bataklığına sokulur hale getirilmiştir.

 Sonuçta; dünyalık tabular yıkılmadıkça, beklentiler insan merkezli değil de Allah merkezli olmadıkça, en önemlisi de akıl çalıştırılmadıkça, her iki dünyada da kurtuluş yoktur. Modern insan maalesef aklını kullanarak Allah’a ve onun evrensel yasalarına yönelemiyor.Kurtuluşu kendini yaratanda arayamıyor.

Beklide bu köle sistemini oluşturan Emperyalist şeytanlar,oluşturdukları iletişim algılarıyla galip gelebiliyorlar.Doğrusu bu algıyı yıkmakta Allah’tan ümit kesilmez ama köle pazarlarının dehlizlerinde sürünen toplumların çözmesi zor görünüyor..Hal bu iken insanların kendi çaplarına göre irili ufaklı hedeflemeleri, yani esirliklerinin devam edeceği bekleniliyor.

 Kurtuluş ise aklını çalıştıran, bilgiye ulaşan yeni gençlikte olabilir. Eski kuşaklardan bir cacık olmaz.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNFAK’TA YARIŞ İNSANI ÖZGÜRLEŞTİR

    28 Mart 2025 Köşe Yazıları

    Sahabe İnfakı imanın en önemli gerçeği olarak kabul etmiş bu uğurda birbirleriyle yarışmıştır.  ‘’Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe  asla iyiliğe erişemezsiniz şüphesiz ne infak ederseniz Allah onu bilir’’  ayeti,  sahabenin İnfak anlayışının temelini oluşturmuştur.  Ayet, iyiliğe ve hayra erişmek için sadece  iman etmenin yeterli olmayacağını ifade ederken İnfak etmeninin dinde en belirgin ölçü olduğunu vurgulamıştır. Bu ayet aynı zamanda Müslümanları sınamaya tabi tutarak onların iman ölçülerini test etmiştir...
  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...