logo

KALBİM AVUÇLARIMDA BENİM

Derya Deniz Dinç

Derya Deniz Dinç
ddinc@windowslive.com

KALBİM AVUÇLARIMDA BENİM

Bir can dostum var benim. Adaşım, sırdaşım, kankam, yol arkadaşım. Bir gün bir konuşma sırasında bana dedi ki; -Deniz, biliyor musun kalbin avuçlarında senin… O geceden sonra çok kez düşündüm bunu. Bazen yaşarsınız hissedersiniz ama doğru kelimeleri bulamazsınız ya; Derya’da uzun zaman bulamadığım cümleyi armağan etti bana. Evet… En belirgin karakteristik özelliğim bu benim. Kalbim avuçlarımda. Kim görmek isterse sadece bakması yetecek. Üzgünsem, kırgınsam, yorgunsam, mutluysam, kederliysem, sevinçliysem yani o an ne yaşıyorsam bunu herkes görebilir, anlayabilir. Sırlarım yoktur; suskunluklarım vardır benim… Düşman olmadım kimseye ama bana düşman olan varsa bile gardını almak zorunda değildir. Çünkü her ne olacaksa bunu bilebilir ve görebilir. Dediğim gibi; Kalbim avuçlarımda benim. Hayatın içinde her birimizin bir dolu rolü var. Eşiz, anneyiz, babayız, evladız, arkadaşız dostuz, öğretmeniz doktoruz, iş adamı ya da kadınıyız, ev hanımıyız vs vs vs… Her rolümüzün değişik davranış beklentileri var. O beklentileri karşılamaya çalışırken zorlandığımız olur. Bazen de bir role diğerinden daha çok adapte oluruz ya da başarı sağlarız. Örneğin çok iyi bir anne ya da baba oluruz da çok kötü bir eşizdir. Çok iyi bir doktor oluruz da iyi bir dost değilizdir. Bu rollerin içinde her birimiz farklı davranışlar sergileriz. Ve kişileri acımasızca eleştirirken ne yazık ki rol farklılıklarını hiç hesaba katmayız. Oysa bu detay sosyal ve özel ilişkilerimizde temel teşkil eder. Biz kalem erbaplarında en belirgin özellik empati yeteneğimizdir. Empati yaşamasak ta hissetmemizi sağlar. Okurlarımız bazen büyük hata içine girerek her yazdığımızı yaşadığımızı sanırlar ve ona göre değerlendirirler. Evet, yaşadıklarımızı da yazdığımız olur ama hepsi değildir. Örneğin; kadına şiddet yazılarımda sürekli ‘Aman Deniz Hanım neler yaşamışsınız’ mailleri alırım. Unutulan şudur ki; bizler ne her yaşadığımızı yazıyoruz ne de her yazdığımızı yaşıyoruz. Toplumsal sorumluluklarımızı unutmadan kalemi oynatıyoruz o kadar. Yalnızca Deniz olarak tüm kamuoyuna, sevdiklerimize sevenlerimize itiraf edebileceğim tek bir gerçeğim var.

        İnanın KALBİM AVUÇLARIMDA BENİM. Ne isem ne yaşıyorsam bunu hiç yalansız aktarırım karşımdakine. Beni çözmek bir muamma değildir. Ne yazık ki beni Deniz DİNÇ olarak görenler hiçbir zaman dostum olamadılar ve olamayacaklar. Deniz Dinç başarmış, kariyer yapmış, meslek sahibi, hayatla savaşında aldığı mağlubiyetlerden bile zafer kazançlarını görebilen bir kadın. Tek başına ve dimdik ayakta…

     Eyvallahı yok Allah’ından gayrısına. Amaaaaa… Deniz başka biri… Deniz Dinç’ ten farklı olarak Deniz henüz 15 yaşında bir çocuk, bir genç kız… Eğer Deniz’e ulaşmak gibi bir niyetiniz varsa Deniz’in sonsuz şefkat ihtiyacını görmek zorundasınız. Deniz her şeyden daha çok şefkate hasret ve dahası muhtaç… Ve Deniz’i büyütmek için sınırsız bir sabra da ihtiyacınız olacaktır. Deniz ağlarken gözyaşlarını silmeniz yetecek, gözyaşına sebep olan nedenleri irdelemeyin. Deniz ağlamak için neden aramaz sevmek için aramadığı gibi. Sonsuz sever sınırsız sabrınıza karşılık ve hesapsız çıkarsız karşılıksız yanınızda durur. Yanınızda durması için hep haklı olmanız da gerekmez. Hatalıysanız da sizinle kalır Deniz. Çünkü bilir ki hep doğru, iyi, güzel seçilmez severken. Yanlış kötü çirkin de insana dairdir ve Deniz bu durumda da dostunun yanında yürür, yol arkadaşlığını kesmez. Yalnızca ihaneti ve yalanı affetmez Deniz. Hiçbir açıklama dinlemez ve hiçbir gerekçe onu ikna edemez. Fakat seviyesizlik yapmaz giderken; sessizce gider ama geri dönüşü yoktur eğer gitmişse… Ölmeden evvel kendisi için tek bir hayali var. Hayatının aşkını yaşamak… Sınırsızca ama onurluca… Yüreğinde ki tüm bentleri yıkarak ömrünün son günü edeceği adamı bekliyor. Kıblesi insandır, İmanı en büyük ibadetin insan sevmek olduğudur. Manifestom demiştir buna. Kimin ne fikri ne düşüncesi ne anlayışı varsa saygı gösterir; kabul etmek zorunda olmadığını bilir. Yaşayan her canlının yaşama hakkını teslim eder Deniz. Doğarken seçemedikleri için insanın yargılanamayacağına inanır. Bu nedenle de din, dil, ırk, etnik köken, mezhep, aile, ekonomik durum ve kartvizitlerle ilgilenmez. Deniz’e göre insan çıplaktır ve öyle de kalacaktır. Ve Deniz kendi fikrini beyan ederken asla korkmaz, korkmadı, korkmayacak, Hesap vereceği tek mercii vicdanıdır, buna inanır… İşte bu…

      KALBİM AVUÇLARIMDA BENİM… Bakmasını biliyorsanız mutlaka göreceksiniz. Aşk ile eyvallah

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNFAK’TA YARIŞ İNSANI ÖZGÜRLEŞTİR

    28 Mart 2025 Köşe Yazıları

    Sahabe İnfakı imanın en önemli gerçeği olarak kabul etmiş bu uğurda birbirleriyle yarışmıştır.  ‘’Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe  asla iyiliğe erişemezsiniz şüphesiz ne infak ederseniz Allah onu bilir’’  ayeti,  sahabenin İnfak anlayışının temelini oluşturmuştur.  Ayet, iyiliğe ve hayra erişmek için sadece  iman etmenin yeterli olmayacağını ifade ederken İnfak etmeninin dinde en belirgin ölçü olduğunu vurgulamıştır. Bu ayet aynı zamanda Müslümanları sınamaya tabi tutarak onların iman ölçülerini test etmiştir...
  • ACILARLA YORGUN DÜŞMÜŞ MEMLEKETLER NEFES ALMAYA BAŞLAMIŞ

    28 Aralık 2024 Köşe Yazıları

    6 Şubat Kıyametini yerinde görmüştüm. Allah’ım bu şehirler nasıl ayağa kalkar diye çok üzülmüştüm. Tekrar buraları yerinde görmek için bölgeye gittim. İlçeleri, köyleri gezdim. Ve devletin gücünü yerinde gördüm. Dağ, taş ova Toki konutları ile dolmuş. Yapılan köy evleri bile villa gibi olmuş ve her köye devletin şefkat eli değmiş. ‘’Maşallah’’ diyememek vicdansız insanlar için bile çok  zor. Enkazlar kaldırılmış yerinde dönüşümler bir hayli yol almış. Toki ise adeta kimsesizlerin kimsesi olmuş. Adıyaman’da 22 bin konut tamamlanmı...
  • Zonguldak, Bartın ve Karabük, ‘’Kağıthane’ de’’ buluşuyor!

    09 Aralık 2024 İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    Kağıthane Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan Karaelmas Tanıtım Günleri için hazırlıklar tamamlandı. 13-14-15 Aralık tarihlerinde Hasbahçe etkinlik alanında yapılacak olan etkinlik, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin kültürel ve yerel değerlerini tanıtmayı amaçlıyor. Tanıtım günlerinin açılış programının   Cuma günü öğlenden sonrası yapılması planlanıyor. Programa  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra İstanbul Valisi  Davut Gül, tanıtım günlerinin ev sahibi illerin vali milletvekili kaymakam ve belediye ba...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...