logo

MANEVİYAT DOLANDIRICISI, DİN BEZİRGANLARI

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Son zamanlarda sözde hayır oluşumu adı altında Sivil Toplum Kuruluşları, cemiyetler, dernekler,  vakıflar, tarikat ve cemaatler mantar gibi bitmeye başladı. Referansları ise ‘’İslam’’ yani bildik  söylem … Yapacaklarını, planlarını, projelerini öyle güzel anlatıyorlar ki adeta halkla ilişkiler uzmanı olmuşlar. Konuşmaları hazırladıklar metinler ayet ve hadislerle süslenmiş tam bir maneviyat dolandırıcılığı.  Halbuki  bu yolda çalışan halihazırda binlerce oluşum var… O oluşumlara da gerekçe buluyorlar; bu alanda ki boşluk doldurulacakmış. Yani eskiler demode oldu, haydi gelin yenilerine … Tam bir pazarlama tekniği ve stratejisi.

  Ey dini bütün insanlar, ey muhafazakarlar, ey vicdanı kanayan yoksul, fakir, yetim arayarak yardım etmek isteyen maneviyatı yüksek bireyler … Ey Ahlaklı  ve sosyal açıdan olaya bakan idealistler … Yardım etmek için bir kurum, kuruluş bulmak zorundamısınız?  İlla sömürülüp kandırılmak mecburiyetinde misiniz …  Geçmişteki acı olaylardan ders çıkaramadınız mı?

Yoksul yetim, fakir arıyorsanız sokaklara bakın … Etrafınıza, komşunuza, mahallenize akrabanıza bakın…  Yardımlarınızı  kendi ellerinizle teslim edin, okşayın yetimleri, sofranızı fakir komşunuzla paylaşın … Akrabanızı  ziyaret ederek hal hatır edip yardım edin …  Bire bir yardım yapıp din bezirganlarının tuzaklarına düşmeyin.

DEVLET BU İŞLERİ ZATEN YAPIYOR

Rahmetli Turgut Özal zamanında  kısa adı Fak- Fuk- Fon diye Fakir fukarayı koruma adı altında bir kurum kurulmuş  bütçeden  bu kuruma büyük pay ayrılmıştı … Özal’dan  Allah razı olsun .Bu Fon Rahmetli Erbakan Hoca zamanında biraz daha yükseltilmiş vali ve kaymakamlara adeta talimat verilerek hiçbir ilde aç açık insan kalmayacak mesajı verilmişti.  Bu talimatı bizzat Erbakan Hoca vermişti. Ak Parti Hükümet, bu yardımları sosyal Yardımlaşma adı altında çok daha artırarak bütçe payını anımsadığım kadarıyla yüzde 3.5 çıkarmış ..  Bu oran Avrupa ülkelerinde yüzde 1’in altındaymış . Yüzde 3.5 bütçe payı azımsanamayacak bir rakamdır.

 Kentlerde belediyeler  kırsalda ve keza şehirlerde  kaymakamlıklar yardım işlerini çok iyi yapmaktalar … Kaymakamlıklarda Sosyal Yardımlaşma Vakıfları kuruldu … Çok büyük bütçeleri olan devlete bağlı bu özerk kuruluşlar, çok iyi yardımlarda bulunuyor . Yaşlı, dul, yetim engelli, kimsesiz hiçbir sosyal güvencesi olmayan insanlar  buraları çok iyi biliyor ve yararlanıyor. Kömürden nakdi yardıma, hastane giderlerinden, bakımlara kadar ilgilenme var. Ayrıca bu kuruluşlar,   kılı kırk yararak evlerde tespit ve araştırmalar yaparak su istimal kapılarını da kapatıyor. Yeterli mi elbette değil…  lakin  istisnalar hariç din bezirganı, tüccar, maneviyat dolandırıcılarının sömürü kapıları kısmen kapanmışken, yeni dini ticaret hanelerin mantar gibi bitmesi düşündürücü. Keza belediyeler benzer yardımları daha ileri götürerek eğitim alanında da büyük yardımlar yapmakta, okulların fiziki giderlerinin yanı sıra fakir öğrencilere burs vermeleri de açıkçası takdir topluyor. Benim bu konularda ki düşüncem bu alanlardaki yardımların devlet dışına çıkmamasıdır.

Geçmişte insanların nasıl sömürüldüğünü gördük … Şirketler kurularak insanların nasıl kullanıldıkları, Holdingler  kurularak nasıl tüccarlık yapıldığı, vatandaşların dini duyguları sömürülerek nasıl paraya tedavül edildiğini daha kimse unutmadı. Üstelik bunlar din adına cemaatler, tarikatlar, İslami oluşumlar tarafından yapıldı. Paralar, din adamları, İslami kanaat önderleri kullanılarak toplandı. Hiçbir ekonomik geçerliliği olmayan vaatlerle on binlerce insan kandırıldı .. Ardından ocaklar dağıldı … İntiharlar, cinayetler geldi . Ocaklar söndü, Aileler dağıldı. Ne acıdır ki; bu paraları toplayanlar Karun gibi zenginlerlerken onların kılına bile dokunulmadı …

   Sözde yetim doyuracağız diyenler, yetimlerin hakkını yiyerek ahlaksızca insanların içinde gezdiler, zevk sefa içinde hayatlarını sürdürdüler. Aynı bildik senaryo yine sahnelenmeye başladı … Aman dikkat aman uzak durun … Yetim ve yoksul ortada gezerken, gözlerinizi açın ve yeni senaryoların  figüranları olmayın

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...