Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
Türkiye’de yıllardır Medyanın özellikle yazılı basının 4. Kuvvet olduğu algısı vardır. Medyanın bu durumu tarihi sürecinde hep topluma bir algı olarak yerleşmiştir. Önceleri gazetelerin yanı sıra sadece görsellik olarak TRT vardı. Rahmetli Özal ile birlikte beyaz cam, yani özel televizyonlar çoğalmaya başladı. Medyanın gücü iyiden iyiye hissedilmeye başlandı. Bu gün 300’ün üzerinde ulusal ve yerel televizyon yayın yapmakta… Medya halkı manipüle ederek yönlendirmekte en önemli ve etkili kitle iletişim aracı … Hal böyleyken artık çocuklarımızı bizler ana, babalar değil, televizyonlar yetiştiriyor.
Görsel ve yazılı basın 30 yıl önce biraz daha bağımsızdı. Bu sektörün sahipleri sadece gazetecilik yapıyordu. Yani direkt olarak basının gücü vardı. Özal’dan son bu algı yerini gücün basınına dönüştürdü. Artık basının gücü söz konusu değil gücün basını söz konusudur. Durum bu iken, işadamları, Holdingler, cemaatler, siyasi partiler, medya sahibi olmaya başladı. Halkı manipüle etmek, darbeler yapmak, iş ve nüfuz çıkarları sağlamak için en verimli saha idi. Siyasi partilerin iktidara en kısa yoldan gelmeleri için medya bulunmaz bir araç haline geldi. Medya son 20 yıldır bir silah olarak kullanılıyor. Bu sektör emek yerine, gasp olarak kullanılırken, büyük tehdit ve korkuları da beraberinde getiriyor. Medyası olan güçlü bir konuma gelirken, bu sayede her türlü imtiyaz sahibi oluyor.
Son operasyonla birlikte bu güç iyice kendini belli etmeye başladı. İstisnalar hariç tüm yazılı ve görsel basın, sahiplerinin tetikçisi olarak birbirleriyle acımasızca savaşıyor. Fikri alt yapısı olmayan bir çok genç adam güzel laflar ederek kiraya verdikleri beyinleriyle adeta her türlü manipülasyonu yapıyor. Öyle açık ki; ortada gerçeklerden, hukuktan adaletten, kişilik haklarından bahsetmiyorlar. Sadece sahiplerini kurtarmak_korumak için var güçleriyle aldıkları bedellerin karşılığını bir çalışan tekniker iletişimci gibi vermeye uğraşıyorlar. İşte bunlar medyanın saraylı, pahalı işçileri, Yalılarda deniz sahillerinde oturuyorlar. üç beş yılda Garun gibi servet sahibi oldular. Bildik argümanlarla papağan gibi tekrarlar yaparak sahiplerinin himmetlerinden saatlerce bahsederek topluma ezberletip beyinlere şırınga ediyorlar. Ayrıştırıp, kutuplaştırıp canbaza baktırıyorlar. Konjonktüre ve güce göre sürekli mevzii alıyorlar. Bazıları din, bazıları etnik yapı, bazıları ise sözde demokrasi bir kısmı ise Laiklik ve Kemalizm’den beslenerek beyaz camı ve gazete sütunlarını parsellemişler. Bu misyonlarıyla milyonlarca fino takımı, slogan hamalı taraftar bilinci oluşturmuşlar. Bu milyonlarca insan; medya sayesinde hayata gerçekler penceresinden değil, taraftar bakışıyla bakarak arabesk bir toplum haline gelmiş … Asla gazetecilik yapmıyorlar.. Asla halkın gözü, kulağı, avukatı değiller. Asla halkın haber alma özgürlüğünü yerine getirmiyorlar. Sadece grupların, fraksiyonların, cemaatlerin, holdinglerin siyasilerin çıkarlarını gözeterek mücadele ediyorlar.
Son Dershane ve 17 Aralık operasyonlarıyla birlikte medya’da yeni mevziler almaya başladı. Bu tarihlere kadar üstünlüğü ezici bir şekilde elinde bulunduran Ak Parti medyası ve destekçileri, irtifa kaybetmeye başladı. Bilindiği gibi Türk Medyası bu ülkede son yıllarda iyice tekelleşti. Doğan Medyası, cemaat Medyası, Ak Parti Medyası, TMSF Medyası Ulusalcı Medya ve diğerleri diye 6 bölüme ayrılıyordu. Elbette birkaç tane de marjinal gazete ve dergileri göz ardı etmiyoruz. Bugünlerde Cemaat Medyası’nın muhalif duruma gelmesi, Doğan Medyası’nın azda olsa tarafsız yayın yapması Ak Parti’nin basın alanındaki tüm hakimiyetini yarıya indirdi. Hatta özellikle gazetelerde tiraj üstünlüğü muhalefetin eline geçti. Yazılı basının Amiral Gemisi haline gelen Zaman Gazetesi’nin 1 milyon200 bin tirajı aşması bu konuda en büyük etken oldu
İşte Medya Gurupları
Cemaatin ya da destekçisi gazete ve televizyonları: Samanyolu, Samanyolu Haber, Bugün televizyonu, Kanal Türk, Mehtap televizyonu ve diğerleri. Gazeteler: Zaman, Today’s Zaman, Bugün ve Taraf Gazeteleri.
Ak Parti’yi destekleyen gazete ve televizyonlar : ATV, Kanal A, Kanal 7 Kanal 7 Haber Ülke TV, Hilal TV Kanal 24, TGRT, TGRT Haber, Gazeteler: Sabah, Takvim Star, Yeni Şafak, Akit, Milat, Türkiye Gazetesi.
TMSF aracılığı ile Ak Parti’ye destek veren gazete ve televizyonlar: Shov TV, Cine 5, Akşam ve Güneş Gazeteleri ve tün TRT Kanalları …
Ortada gibi görünüp Ak Parti’yi destekleyen Kanallar: Haber Türk gazetesi ve televizyonu, NTV Televizyonu. Demirören Gurubu’nun Milliyet, Vatan Gazetelerinin yanı sıra Star Televizyonu
Ortada Görünen Medya: CNN, Türk Kanal D, Hürriyet, Posta, Radikal gazeteleri, Fox ve Flaş TV
Tam muhalif Televizyonlar Ulusalcı Cephe: Sözcü, Yurt, Aydınlı, Yeniçağ, Sol, Cumhuriyet, Evrensel Bir gün Gazeteleri Televizyonlar: Halk, TV, Ulusal Kanal, Sokak TV.
Diğer Partilere bağlı iktidara muhalif gazete ve televizyonlar: TV 5 Mesaj TV, Bengü Türk. Gazeteler: Milli Gazete, Ortadoğu, Yeni Asya, yeni Mesaj Gazetesi
Son Söz; Medyaya sahip olan ülkeye sahip olur. Akıl Hastanesinden bir deliyi getirip her gün saatlerce yayın yapıp o delinin nimetlerini sürekli anlatıp balon gibi şişirerek makyajlasanız, o deliye üç beş olumlu cümle ezberleterek topluma sunsanız, tüm millet olarak şu kanıya varırız. ‘’Ne müthiş, karizmatik bir adam’’ İşte medyanın gücü böyle bir şey.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları