logo

Mescid-i Aksa Düşerse, Kabe’de Düşer

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Terörist İsrail Devleti’nin  Mescid-i Aksa’ya karşı akıl almaz sinsi planları devam ederken Müslümanları  tahrik edici  davranışları, zalimane tavırları ve katliamları son planın son anları olsa gerek.

   Bu çılgınlık   bu yüzyılda  belki de  din savaşlarının artçısı olacak.  Hal böyleyken  bu hamle beklide Terörist İsrail’in bölgede yok olması anlamına gelecektir. Bana göre İsrail’in bu hamlesi tüm İslam Coğrafya’sını mezhep, meşrep, etnik köken, cemaat ayrımı gözetmeden tevhidi yani tekliği ve birlikteliği  sağlayacaktır.Coğrafyamızdaki İslam toplumlarının uyanışına sebep olacak kardeşlik iklimini sağlayarak kenetlenme getirecektir.  Çünkü; Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesidir. Sözde  Filistin sorunun dan daha ileri geçmektedir. Bu coğrafyanın insanı  Mescid-i Aksanın düşmesi halinde sıranın Mekke’ye yani Kabe’ye geleceğini bilmeyecek kadar aptal değildir.

 İslam toplumları Mescid-i Aksa’nın işgal edilmesine asla müsaade etmez. Kaldık ki  mevcut durumlardaki işbirlikçi yönetimlerine rağmen müsaade etmez.  Ülkelerindeki yönetimler Müslümanları  bu uğurda engellenmeye kalksalar bile kimse durduramaz.

Hal bu iken yeni bir din savaşı çıkmasını kimse istemez. İsrailli eski Dışişleri  bakanını daha şimdiden korkular sarmıştır. Eski Bakan  Tzipi Livni, Kudüs’te yaşanan Mescid-i Aksa gerilimi ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Livni, İsrail’in Müslüman dünyayla dini bir savaşın kıyısında olduğunu söyledi.  Livni, İsrail hükümetine gerilimi artırmaması gerektiği uyarısında bulundu.

Buna benzer açıklamalar Avrupa Birliği ve Batı dünyasından da geldi. İslam Coğrafyasındaki kan göletlerini  kuşkusuz batı; Amerika, İsrail arka planda İngilizler ve diğer müttefikleri oluşturdu. Durum bu iken bölgemizde ölen Müslüman’ın  yüzde 95’i Müslüman’ın Müslüman’ı öldürmesiyle meydana geldi.

     Bana göre Batı direkt olarak Müslümanlarla savaşmayı göze alamıyor. Birbirimize kırdırma taktiğiyle bu günlere geldi. Eğer bir Yahudi Müslüman savaşı çıkarsa; Birde bu savaş  Mescid-i Aksa üzerinden olursa,  İslam toplumları her şeyi ile bu savaşa katılacağını, açıkça ölmeyi tercih edeceğini düşünüyorum. Bu durum da:  Korkak bireysel , menfaatçi, inançsız materyalist düşünen batı insanının ve aleminin işine gelmez.

 Hiçbir Batı Ülkesi,  kora- kor Mescid-i Aksa üzerinden İslam ülkeleri ile savaşamaz… Savaşsa da kıyameti hazırlar. Çünkü bu uğurda ölmeye hazır olan yüz milyonlar vardır.

Bazen şer görünen şeylerde hayır vardır … İnşallah İsrail’in bu zulmü tüm farklılıkları bir kenara bırakarak İslam Aleminin birliğini,dirliğini, uyanışını, vahdetini sağlar. İşte Batının da şimdiye kadar  Müslümanlar üzerindeki çabası İslam ülkelerini  kardeşlik ve birlik ilkesinden uzaklaştırmasıdır.

 Sonuç olarak: Haydi Mescid-i Aksa;  sağla bu birlikteliği … Ve zulmü, sömürüyü, işgalleri, durdur… Kan göletlerini kurut… İslam ümmetini kendine getir … Kur’an’a ve sünnete döndür.. . Ayrışmaları sonlandır … Batının yüz yıllardır  mezhep, meşrep, cemaat, tarikat, etnik köken  üzerinden sürdürdüğü sinsi planları tavsiye et. Bu sayede açlığı yoksulluğu, cehaleti bitir. Allah ile aldatanların sömürüsünü sonlandır. İslam Coğrafyasının göz yaşlarını dindir. Yıllardır ezilen sömürülen milyonlarca Müslüman’a gün yüzü göster. Onlara refah dolu bir yaşam sağla…  Tiranlara, firavunlara, zalimlere, kul olmaktan uzak eyle… Sadece ama sadece Allah’ın yolunda  gitmeyi nasip eyle … Şirk bataklığından kurtar … Kinden, hasetten, kibirden uzak eyle… Haramdan, kul hakkından, hırsızlıktan,talandan, yağmadan, faiz ve rantiyeden beslenenlerden eyleme…

Tüm Müslümanlara;  savaşsız, sömürüsüz,sıkıntısız,saldırısız,sınıfsız,sınırsız bir cennet düzeni  nasip eyle…  İslam Alemine tıpkı ibadetlerde olduğu gibi;  tıpkı mezara girdiğinde eşitlendiği gibi eşitlenmeyi, paylaşımcılığı, dayanışma ve kardeşliği, adalet  ve meşveret duyarlılığını, emaneti ehline verme Kur’an ilkesinin şuuruna ulaşmayı  tüm insanlığın kurtuluşu için çabalamayı nasip eyle…

Özetle sadece tek olan  Allah’a kul olmayı  nasip ve müyesser eyle Allah’ım . AMİN

Not: Benim Türkiye Müslümanlarından  ricam şudur:  Turistik geziler Kudüs ve Bosna’ya yapılmalıdır. Sık sık umre yapacaklarına bu bölgelere gitmeleri  bana göre daha önemlidir. Buralar tüm İslam düşmanlarının planları içerisindedir. Orada ki Müslümanları yalnız ve sahipsiz  bırakmamak adına mutlaka gitmeliyiz. Hem ticari olarak oraları kalkındırmalı hem de Müslümanlar buralara sahip çıkıyor diye,  bize düşman olanlara alan bırakmayarak korku salmalıyız. Unutmayalım ki gitmediğin yer senin değildir… ‘’Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ’’  yani başkalarının olur.

Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileğimle …

                                                                                       CEMİL ÖĞÜTCÜ

                                                                                              26/ 7/2017

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...