logo

Moskova’da Paris’te Bile Camii Var, Maslak’ta Yok

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com

Geçtiğimiz hafta işim gereği Maslak 1453’e uğradım. Belki bir çok kimsenin bilmediği bir mekan. Mekan derken aklınıza bir Rezidans, AVM gelmesin …   Burası Türkiye’nin ünlü iş insanlarından Ali Ağaoğlu’nun yaptığı koca bir semt.  İsmini ise zannediyorum  İstanbul’un fethinden esinlenerek koymuş. Özetle;  ismi güzel ama ticaret sömürgeciliği için bire bir düşünülmüş  akıl .    Dedim ya burası tek katlı bir avm  ya da Rezidans değil koca bir mahalle … Belki de bu bölgede 10 bin den fazla insan yaşamakta… Gündüz sirkülasyonu ise on binleri bulmakta…. Konut alanları, avm’ler, cafeler, çok yönlü tesisler, restaurantlar aklınıza ne gelirse var. Daire,  dükkan  ve diğer unsurların fiyatlarını söylememe bile gerek yok çünkü ağzınız açık kalır. İçerisinde devasa Nişantaşı Üniversitesi var. Ayazağa  Mahallesi’ne ise tepeden bakarak tam bir Kapitalizm şovu sergilemekte…

Özetle her şey var  ama tek bir şey yok: ‘’Camii’…  Soğuk bir günde namaz kılmak için   1453 içerisinde belki 30-40 dakika cami aradım. Her kime sordum ise yok dedi  Ayaza Mahallesinde var şeklinde cevap verdiler. Sonra aklıma Nişantaşı Üniversitesi geldi ve oraya yönlendim. Üniversite giriş kapısındaki güvenlikçilere burada mescit var mı namaz kılabilir miyim dedim. Onlarda bu gün sınav günü sizi alamayız şeklinde cevap verdiler.  Güvenlik görevlisi kızcağız; ama ilerde ESAŞ  İş Merkezi’’nde  Mescit var 15-20 dakika yürüyün orada namaz kılabilirsiniz dedi. Ben de aynen öyle yaptım. Mescide bir süre sonra ulaştım. İş merkezi güvenlik görevlilerine burada Mescit varmış namaz kılabilir miyim dedim. Onlarda ne deseler: ‘’ Evet mescit var ama sadece Cuma Günleri açık, çok özür dileriz diye cevap verdiler. Özetle Müslüman bir ülkede maalesef namaz kılacak bir yer bulmadım. Aklıma yurt dışı geldi … Yurt dışında  çok sayıda ülkeyi gezen biri olarak söylüyorum: Moskova’da, Paris’te Amsterdam’da, Brüksel’de bile camiler, mescitler  var Müslüman  ülke  Türkiye’nin ve dünyanın gözbebeği İstanbul Maslak 1453’te  bir camii yok. Maalesef Muhafazakar dindarları sömürerek milyarlarca para kazanan  semtin ismini bile 1453 koyan Ali Ağaoğlu, buraya küçücük şık  bir mescit  ya da cami yapamamış çok yazık.

İnatla mescit armaya devam ettim… Dükkan dükkan sordum… Hemen herkes Nişantaşı Üniversitesini tarif ediyordu. Demek ki benim gibi bir çok kişinin başına gelmiş ki, herkes sadece mescidin üniversitede olduğunu biliyordu. Bende tekrar Nişantaşı Üniversite’sine gittim durumu izah ettim. Bu sefer beni okul mescidine yönlendirdiler. Nihayetinde namazı okulda kılabildim. Nişantaşı Üniversitesi,  özel bir vakıf Üniversitesi… Kendilerine teşekkür ediyorum.

Asıl konuma gelirsem: Belediyeler Kentsel Dönüşüm adı altında  bu kadar yerleri birilerine verirken, imar planlarını kolaylaştırırken neden 10 binlerce insanın yaşadığı bu bölgelerde ibadet yeri koymayı mecbur kılmazlar anlamış değilim. İnsanların en önemli ibadethane ihtiyacını  neden gidermezler? Milyarlarca paranın,  rantın döndüğü bu gibi yerlerde mutlaka en önemli ihtiyaçlardan biri olan mabetler için mecburiyet getirilmelidir.

Aynı sorun Vadi İstanbul’da da söz konusuydu. Konutlar,  avm’ otel, cafeler, sosyal donatı alanları, lüks alışveriş merkezleri, spor alanları her şey var, binlerce insan yaşıyor bir tek camii yada mescit maalesef burada da yok. Kaldı ki Vadi İstanbul’un içerinse kadar Metro,  Metrobüs bile gitmekte ama bir camii düşünülmemişti. Vadi İstanbul yönetimi bu baskıya dayanamayarak şimdi şık bir camii inşa etmek zorunda kaldı.   Sağ olsunlar değerli dostlarım Seydi Keleş ve Cevat Söğüt’ün uğraşları ve ön ayak olmakları sonucunda Vadi İstanbul’daki camii bitme noktasına geldi yakında hizmete girecek.

Özetle,  camiler Müslümanların sembolüdür. Bir ülkenin İslam ülkesi  imajını vermesi camii görüntüleri ile olur.  Balkanlarda, Avrupa’da camiler ve İslam mabetlerinin yıkılarak yok edilmesi , İslam’ın izlerinin silinmesi yerlerine devasa kilise ve havraların yapılması boşuna değildir. Ben onun için devasa şık tasarımlı camilerin yapılmasından yanayım. Örneğin Taksim Meydanı’na o güzel caminin inşası hem ihtiyaç hem de sembol açısından çok önemlidir. Koca Beyoğlu semtinden  Galata’ya kadar araya sıkıştırılmış sadece Ağa Cami bulunmaktadır. Oysa ki; Taksim Meydanı’ndan Galata’ya kadar irili ufaklı mezhep çeşitliliklerine göre  onlarca kilse vardır. Bu durum kilise ve havralara karşı çıktığımız anlamını taşımaz ama devasa camilerimiz neden olmasın. Turizm açısından bakıldığında İstanbul  Türkiye’nin 1 numaralı turist ziyaret mekanıdır. İstanbul’un cazibe merkezini ise camiler ve Osmanlı eserleri oluşturmaktadır. İstanbul’a her yıl  gelen milyonlarca turist sadece bu yapıt ve mabetler için gelmektedir. Balık ve kebap yemek için değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülük ettiği  Yeni yapılan Çamlıca Camii, Taksim Camii,  İstanbul Havalimanı’ndaki müthiş cami  sembol açısından çok önemlidir. İnsanların ibadet etmelerinin yanı sıra bu mabetlerin devasa oluşu görsellik açısından çok büyük mesaj vermektedir. Örneğin  İstanbul Havalimanı’na inen tüm gayri Müslim yabancı hatta Müslümanlar için  o girişte yapılan camii çok büyük mesaj vermekte ve direnç göstermektedir.

 Sonuç’ta , dindar insanların kendi öz varlıkları ile  her yere  camii her yere mescit yapması beni mutlu etmektedir. Avrupa’ya ve diğer Hristiyan memleketlerine gittiğinizde Kiliselerin çokluğu ve Çan seslerinin gürültüsünü sizlere ısrarla  hissettirirler . Hal Böyleyken camiden rahatsız olmak diğer gayri milletlerle paralel düşünmek anlamına gelir. )

Sözlerimi şu Ayetler  ve Hadis ile tamamlıyorum:

Müşriklerin, kendi inkarlarına kendileri şahit olup dururlarken, Allah’ın Mescitlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşunadır. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalıcıdırlar.” (Tevbe 17)

b)  “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.” (Tevbe 18)

 “Kim Allah için bir ev inşa ederse (mescit yaparsa) Allah’ta cennet’te onun için bir ev yapar.”  (Buhari, Salat 65,  Müslim,  Mesacid 4) 

Hani  Merhum Bilge Lider Aliya İzzet Begoviç diyor ya: ‘’ İstediğiniz kadar dağlara Haç koyun, Gökyüzüne her baktığınızda Hilal’i göreceksiniz… İşte o Camilerin her biri Hilal’i temsil etmektedir.

Allah tüm Milletimizi ezansız, bayraksız ve vatansız bırakmasın

CEMİL ÖĞÜTCÜ

22/01 /2020

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...