Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
İslam dini’nin önemli kavramlarının manalarını
incelediğinizde, insan profilini de net bir şekilde
ortaya koyabiliyorsunuz. Bu sebeple de
insanlara bakışınızı, hareket alanınızı, rotanızı çizebiliyorsunuz.
Gelin bu tanımlamalara kafir, münafık, mümin, müşrik, mürai
kavramları üzerinde duralım.
Mümin: İçinden inan ve bu dili ile açıkça ilan eden kişidir.
Münafık: İçinden inanmayan ama diliyle aksini söyleyen kişidir.
Kafir: İçinden inanmayan bu durumunu da açıkça deşifre eden kişidir.
Müşrik: Allah’a inanan ama O’nun yanına yedek rab lar ekleyen kişidir.
Bu tanımlar tüm müslümanların yada
kendini böyle tanımlayanların ortak kabul ettiği manalardır.
Benim burada bahsetmek istediğim çok kimsenin de
bilmediği başka bir tipten bahsetmek istiyorum.
Bu tipin adı ise; Mürai’dir.
Mürai, yukarıda bahsedilen tiplerin en tehlikelisi
ve korkuncudur.
Mürai, sadece inanan insanların din sahiplerinin
en tehlikelisi değil, tüm mahluklarında en şerridir.
Mürai; inanç durumu nefaatlerine göre sürekli değişen
kahpe ve alçak tiptir.
Bu tip insanları piyasa da çokça görmeniz mümkündür.
Bu tip insanların taşıdığı temel inanç yada prensip
zahir de inanmışlık, ibadet ve taate devam,
riyakarlık Din ve ibadetle sağladığı itibarı
halkın malını talan etmek, çıkarcılık,
makamlara gelebilmek için dinin şekil ve şemasını
çok iyi kullanmaktır.
İşte Mürai’yi diğer insan tipinden ayıran
bu özellikleridir.
Kafir, açık ve nettir. En azından evrensel hukuk ve etik
kurallarına uyar.
İnsanlara saygılı, kul hakkı yemeye bilir.
Münafık, kendine göre korkuları ve zorlukları
Olabilen insandır. Ancak çıkarcılık peşinde koşmayabilir.
Müşrik, kendine göre bir düşüncesi, ve ideolojisi olabilir.
O da çıkar peşinde koşmayabilir.
Lakin Mürai için her şey mübahtır.
Hiç bir kaygısı korkusu olmaksızın daha çok
menfaat sağlayayım, bir yerlere geleyim,
durumumu muhafaza edeyim diye alçaldıkça alçalır.
Yalana, ria ya, sıkça başvurarak, kendi menfaatleri için
yapmayacağı iş yoktur.
Mürai tiplemelerine karşı tedbir de alamazsınız.
Çünkü toplumun benimsediği yaşam haline getirdiği
argumanların rolünü çok iyi oynarlar.
Mürai’yi çoğu islam fıkıhçıları nitelikli müşrik olarak tanımlar.
Çünkü bu tip insanların temel felsefesi riya olduğu için
gizli şirk içerisindedirler.
Burada dikkat edilmesi gereken husus
asla inançsız değillerdir.
Allah’a ve kitaba inanırlar.
İbadet ve taatlerini eksiksiz yerine getirirler.
Ancak çıkar ve menfaatleri, zenginlik, makam şehvetleri
bu tiplerin riyakar ve namussuzluğun zirvesine çıkarır.
Memleket ölçeğine baktığınızda siyasette, iş dünyasında,
sporda, sanatta göz önünde olan her alanda
bu insanları görmeniz mümkündür.
2002 öncesi ve sonrasına bakınız; dünya kadar gazeteci
müesses nizamı nasıl savunuyordu.
Düşmanın irtica ve etnik yapı olduğunu
bugün olduğu gibi televizyon ekranlarından
saatlerce halka şırınga ediyorlardı.
O zamanki güç unsurunun yanında durarak hem maddi
kazançlarını katlıyor, hem de koltuklarını muhafaza ediyorlardı.
Bugün geldikleri nokta tam tezat,
sözde mürtecilerin yanında yer alarak
yine konumlarını koruyor, servetlerine servet katıyorlar.
Hatta bunların içinde milletvekili olanlar bile var.
İş ve sanat dünyası aynı değil mi?
Müesses nizamın yanında yer alanların tamamı
istisnalar hariç şimdi müesse
Nizam yıkılsın diye uğraşıyorlar.
Yine çok para kazanıyor mevcudiyetlerini, konumlarını
daha da yükseltiyorlar.
Din adamları, bürokrasi, teknokrat, sporcu hepsi aynı.
Bir anda gücün yanında yer alarak her türlü mürai
tiplemesinin tüm rollerini oynayarak kervanlarını yürütüyorlar.
Benim esas bahsetmek istediğim ise siyasiler…
. Siyasetçi’nin bir hedefi vardır.
Siyasetçinin bir dünya görüşü bakışı olması lazım.
İddia sahibi bir lider zor şartlarda da olsa görüşlerini söyler.
Tutar tutmaz. Önemli olan doğrunun yanında olmaktır.
İnsanlar gücün yanında yer alıyor,
konjöktürel olarak bir yere yığılıyorsa, ya da mecbur ediliyorsa
orası doğru anlamına gelmez.
Bu ülkede Kenan Evren’den fazla oy alan bir siyasi figür yoktur.
Almanya’da Hitler kadar başarılı olan
yüksek oy alan bir lider çıkmadı.
Iraklılar Saddam Hüseyin’e tapıyorlardı.
Ama şimdi bu liderlerin aleyhinde konuşmayan
lanetlemeyen kimse de kalmadı.
İşte istisnalar hariç sürü toplumu böyle bir şey.
Bugünlerde bakıyorum iddia sahibi bazı liderler,
herkes gibi, herkesin toplandığı yere koşuyor.
Yani Kervan’a hücum ediyor.
Bende bir koltuk kapayım yerimi alayım diye…
Söylemlerine de baktığınız zaman yine vatan millet,
din, ahlak edebiyatı…
İddia sahibi yerinde durur.
Sıfır oy alsanda duracaksın yerinde.
Söylediklerinle icraatın çelişmeyecek.
Çünkü bir adam bir cemiyettir.
Kalırsan tarihe mal olursun.
Doğru adam olarak beyinlere nakşedersin.
Öbür türlü sürü mantığıyla kervana hücum ederek
yerimi alayım dersen,
başkalarının emeği üzerine oturursun
. Bu durumunda sırtına yapışır, gölge gibi takip edilirsin.
Bu bir zafiyet sorunu oluşturur.
Önemli olan yanlışları bildiğin halde
güce kuvvete koşmak Kervan’a son hücumu kaçırmamak değildir,
önemli olan gücü, güçlüye, makamı,
devletin ballı hazinesini elinin tersiyle iterek
sokaklara inip yoksulların yerinde yer almaktır.
Bunu yapan siyasetçiler oldu.
Makamı, parayı, gücü ve yanlışları elinin tersiyle iterek
dünyeviliği reddetti.
Ha, bu duruşu sergileyenleri bir şekilde
siyasetin Mürai’leri başka kalıplara sokarak
tasfiye yolunu seçtiler.
Sonuçta Mürai’lik tiplemesi en çok siyaset Arenasında var.
Öyle adamlar var ki 20 yıl Belediye Başkanlığı,
20 yılda milletvekilliği yapmış.
30 yaşında seçilmiş, partilerde dolaşmaya
başlayarak ve hep seçilmiş. 30-40 yıl çeşitli partilerde bulunmuş
hep mecliste olmuş.
70 milyonun en kabiliyetli adamları olmuşlar.
Bu tipler topluma kurtarıcı, düzgün adamlar
olarak lanse edilmiş, ama kimse
dönekliklerine, fırıldaklıklarına özetle Mürai’liklerine
bakmamış.
Esas konumuza dönersek;
Mürai insan tiplemelerinin en pis karakteridir.
Mürai’ler için inanmak, inanmamak diye bir mesele yoktur.
Onlar sadece kazanmayı daha çok dünyalığı
ve dünyalık makamları elde etmek için
her türlü aldatma yoluna giderler.
Habire kıvıran, çıkarların rüzgarına göre
yön ve söylem değiştiren,
kişiliğinden vazgeçerek ortamına göre pozisyon alan
münafıklardan daha kötü kahpelerdir.
Çünkü münafık durmadan dönmez
onun iki hali vardır. Dışarıya karşı inanmış görünmek,
kendi iç dünyasında inanmamak.
Mürai ise hiç bir samimiyeti olmayan çıkar ve hesabına göre
her türlü fitne ve iftirayı atabilen
sadece kendisi için çalışan fırıldaktır.
Mürai’lerin onlarca yüzü vardır.
Bugün Mürai’liğin 3.Dünya ülkelerinde
saltanatı söz konusudur.
Hal böyle olunca Mürailiğin Cirit attığı
bu topraklarda münafıklar itibarlı hale geldi.
Not: Mürai’likle ilgili geniş bilgi
Yaşar Nuri Öztürk’ün “Maun suresi böyle buyurdu”
kitabında bulabilirsiniz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları