logo

Ne Okuyan Anladı; Ne de Dinleyen … Geriye Kalan Hafızın Sesi Güzel miydi

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ‘Kuran ses yarışmalarının güftesi olarak kullanılacak bir kitap değildir. Kuran bir hayat kitabıdır’ diyerek TRT ekranlarında yayınlanan ‘Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmasını eleştirdi.

İşte bizimde yıllardır eleştirdiğimiz konu da  budur. Kur’an’a  operasyon çekenler bu kitabın yaşam kitabı olduğunu gizleyerek ticaret aracı olarak kullandılar … Mezarlıklara, mevlitlere sonradan uydurulmuş dini tören ve merasimlere, sofra  dualarına,sünnet ve düğün merasimlerine ,yarışmalara mahkum ederek itibarsızlaştırdılar

Ali Şeriati’nin dediği gibi ; ‘’ne okuyan ne de dinleyen … Geriye kalan hafızın sesi güzel miydi’’ diyor. Hepimiz, koro halinde hafızın sesi de ne kadar güzelmiş’’ deyip sadece ilahi ya da kaside gibi dinledik, sevap kazandığımızı zannettik. Halbuki o kitap Allah’ın bize gönderdiği bir mesaj yani mektuptu. Bizler o mektubu  evimizin en değerli yerinde başımızın üstünde hep sakladık ama hiç okumadık.

Kur’an’ı 4 defa mealinden tekrar tekrar ayetlerin altını çizerek okudum… Emin olun ki Allah’la konuşmaya başladım. Çıkardığım sonuç özetle şudur; Allah kendine ortak koşanları( şirkçileri) yüzlerce yerde uyararak tehdit ediyor, ateşi gösteriyor… Yanarsınız diyor. Allah, inkarcıların  ve münafıkların adresini cehennem olarak gösteriyor. Allah asla kendine ortak koşanı, aracılar kullanılmasını yasaklıyor. Allah, emaneti ehline vermeyenleri, kibirlenip sınıf ayrımı yapanları, adaletli davranmayıp kul hakkı yiyenleri, hırsızları,zanileri, katilleri,yalan yere yemin edenleri,yalan söyleyenleri, fitne çıkaranları, peygamber ve kitabıyla alay edenleri, katilleri,zalim zorbaları hep uyararak cehennemin  adresini gösteriyor.

 Allah, köle cariye pazarları oluşturarak insan üzerinden sömürü yapanları lanetliyor. Allah, dünyaya özetle şu mesajı veriyor ve tüm peygamberlerini de şu prensipleri yeryüzüne yerleştirip insanlar arasındaki eşitlik adalet ve kardeşliği sağlayın diyor. Sınıfsız, sınırsız, saldırısız,  sömürüsüz savaşsız bir dünya inşa edin diyor. Kur’an’ın neredeyse 3’te ikisi ise ders alınacak kıssalardan bahsediyor.

   Kur’an’ın ritüeller bölümüne girmeyeceğim …  Allah, Kur’an da sürekli kapitalist kodamanlara ayar çekiyor…  Ben sizlere binlerce çeşit nimet verdin. Neden şükretmeyerek beni anmıyorsunuz diyerek de sürekli öğüt veriyor. O, Allah’ın gönderdiği mektupta benim en dikkat çeken gördüğüm uyarıda hep zenginler, biriktirenler üzerinedir. Yüzlerce yerde Namazı kılın, zekatı verin, infak edin, verin… verin… verin… Diyor.  Allah’ın  yoksul ve fakirler için hiçbir tehdidi yoktur. Hümeze, Tekasür, Tevbe suresi 34-35’e  bir bakmanızda yarar var.

 Tüm  Yerdekilerin  ve göktekilerin sahibi benim…  Mülkün sahibi benim …  O  halde neden biriktiriyor,  yoksulların haklarını gasp ediyorsunuz diye hep zengini tehdit ederek adresi ateş olarak gösteriyor

Durum bu iken, namaz kılmak, oruç tutmak, haç ve diğer ritüelleri yapmakla cennete gideceğini sananlar yanılıyorlar… Öyle olsaydı  Kureyş’in en zengini; peygamberin en yakın arkadaşı 1. Halife Ebubekir servetini sıfırlayarak bir tas tencere, kaşık  bırakarak bu dünyadan göç eder miydi? Sadece ibadetlerle cennet olsaydı; Bedir’de Uhut’ta, Hudeybiye ve Hayber’de Müslümanlar oluk oluk kanlarını akıtır mıydı? Yan gelip yatar, evlerinde sabahlara kadar ibadet ve dua ile meşgul olurlardı. ‘’Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’’  peygamber sözü ne anlama gelmektedir, hiç düşündünüz mü? Hal bu iken Allah kullarından eylem istiyor … Mal ve bedenle fedakarlık istiyor.

Detaylara takılmayacağım… Fıkıhçılarla, Akaitçilerin yorumlarına asla karşı değilim. Lakin ben bu Kur’an’ı okuduğum zaman neyin bana yasak olduğunu, neyin de beni doğru yola ileteceğini açıkça gördüm ve mutlu oldum. Diyanet işleri başkanının dediği gibi ses yarışmalarının güftesi olmak ve  Allah’ın mesajını şarkılaştırmaktan, uzaklaşarak hayat kitabı olarak seçtim ve neden yıllar önce en azından gençlik  yıllarımda okumadım diye pişmanlığımı hep  dile getirdim. Belki yüzlerce  hoca dinledim ama açıkça  hiç etkilenmedim. Anladım ki bana Kur’an’dan bahsetmiyorlarmış.

Allah bu Kitabı apaçık herkesin anlayacağı bir dille sizlere öğüt olarak gönderdim diyor. Hal bu iken hemen herkesin mutlaka Türkçe olarak okuması şarttır. Belki ilk okuduğunuzda sıkılacaksınız ama birkaç kez okuduğunuzda tüm mesajı alacaksınız.Çok rahatlayıp, kendinize çeki düzen verip, kurtuluşa ereceksiniz.Bu kitap size nasıl abdest alacağınızı bile  açıkça açıklarken, ‘’siz anlamazsınız okumayın’’ diyen soytarıların; okuduğunuz zaman sizleri yanılttığını göreceksiniz.

   İnsanlığın başkaca kurtuluşu yoktur. İnsanların yeryüzünde dizayn ettiği tüm sistemler sömürü üzerine odaklanmış köle üretmek ve  marjinal gurupları dünyanın efendisi yapmak içindir. Beşerin sistemleri sürekli Firavunlar, Kisralar,despot diktatörler üretmiştir. . İnsanların yaptığı, vahye dayanmayan tüm  sistemler zalim ve zulüm üretir. İnsanlığın doğuşundan bu güne hep ezenler ve ezilenler olmuştur. İşte Allah, zulüm düzenlerine son verdirmek,  bu gidişi durdurmak için peygamberler, nebiler, kitaplar göndermiştir. İşte biz bu kitaplara Kur’an, tüm peygamberlerin getirdiklerine de İslam diyoruz. Allah’ın mesajı yeryüzüne geldiği zaman huzur gelmekte, huzura direnen toplumlar ise helak edilmekteydi. Ancak son kitap, son peygamber ve son mesaj geldikten sonra Allah, noktayı koydu ve hesabı Kıyamete bıraktı. Lakin insanlık Allah’ın mesajını tekrar terk ederek kendi sistemlerine döndü. Kendi sistemlerine döndükten sonra da firavunlar, Kisralar, diktatörler tiranlar, tekrar tapınak olarak seçilmeye başladı.

 İnsanlık, yeryüzündeki nimetlerin bu insanlar tarafından pay edildiğini sanarak taptıkça taptı ve şirk bataklığında boğulmaya başladı. Ardından sorunlar çoğalmaya başladı hemen her çeyrek yüz yılda onlarca hatta yüzlerce milyonun insanın oluk oluk kanı akmaya başladı. Ve akmaya da devam edecek. Çünkü Allah’ın mesajı terk edilmeye başladı. İnkarcı, şirkçi bir toplum dizayn edildi. Şimdi insanlık bocalamaya dursun. Asla Allah’a ve o’nun kitabına dönmedikçe kurtuluş yoktur.

Sonuç:  Kim ne derse desin;  Kur’ansız kurtuluş olmaz. İnsanlığın kurtuluşa ermesi içinde Kur’an’ı okuyarak anlayarak sarılması lazım. Kuran’ı kaside, şarkı güftesi, edebiyat, şiirsel bir mantıkla okuyarak bir yere varamayız. Bu tip okuma ve dinlemeler zaten Kur’an’dan uzaklaştırma projesiydi. Ve başarılı da olundu.

Mallarınız, makamlarınız, evlatlarınız,kariyer ve lüks yaşamlarınız,biriktirdiğiniz servetleriniz bu dünyada asla iftihar vesile olmamalıdır,imtihan meselesi olmalıdır… İşte Kur’an’ın en büyük uyarısı bu konu üzerinedir.

Allah’ın bizlere gönderdiği mektubu hiç olmazsa bir kez Türkçesi’nden okumanız dileğiyle  Kurtuluşunuz Kur’an’la olsun … Bayramınız mübarek olsun.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...