logo

Sahi Siz Kimin Kulusunuz?

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


Rivayetlere göre Hz. İbrahim küçük bir çocukken annesine  sorar:  ‘’ Benim rabbim kim?

Annesi benim diye cevap verir.

Küçük İbrahim yine sorar . senin rabbin kim?

Annesi  ‘’baban’’  der.

‘’Peki babamın Rabbi kim?’’

‘’Nemrud’’ der annesi.

İbrahim, ‘’ Nemrud’un rabbi kim’’ diye sorunca,  annesi korkar ve’’ sus’’ der.  Sonra İbrahim’in annesi kocasına olanları anlatıp  ‘’gördün mü? Halkın, dinini değiştireceği söylenen  çocuk,  işte; senin oğlundur der. Anlatılan hikayede efendi köle ilişkisi açık ve net olarak resmedilmiştir.

 Dünya asırlardır bu ilişkisi çerçevesine yönetilir. Krallar hariç tüm toplumlar köledir. Esasen tüm alemler,  yeryüzündeki canlı ve cansız varlıklar tek bir kişinin kölesi ve kuludur.  O da Allah’tır. Fakat insanlar sadece Allah’ın kulu ve kölesi olduğunu gerçekten inanarak bilseler sorun yoktur. Dünyayı perde arkasındaki yönetenler,  hala Nemrud dönemindeki uygulamalarını yeryüzünde çok güzel bir şekilde sürdürmektedir. . Perde gerisindeki Firavunlar, doğrudan kölelik sisteminin sıkıntılar getirdiğini görünce metot değişikliğine gitmişlerdir.

 Esasen Kralları seçenler marjinal güçlerdir.  Halk, Krallara isyan edince; dünyayı yöneten gizli güç, Monarşileri yıkma kararı alarak yeni metoda başvurmuştur. Yeni metot,  Krallıklar devam etsin ama yeni krallarımızı halkımız  isteyerek seçsin denilmiştir. Bu da Fransız devrimi ile başlamış,  Monarşi kaldırılmış, Kralları Halk kendi arzusuyla seçmiştir. Yani bir bakıma Demokrasi gelmiştir. Sadece metot değişikliği ile çağa uygun Krallıklar ve modern kölelikler oluşturulmuştur. Batıya baktığınız zaman herkes müthiş bir Demokrasiden bahseder. Adalet ve  huzurun adresi  Batı  olarak gösterilir. Ama Krallarını Demokrasi yoluyla seçen batı Halkları, huzur içinde, kardeşçe,  karnı tok olarak  yaşamak ister. Bu haklarda  onlara belki verilir ama halk hiçbir zaman:  şu ülkeleri işgal edin, sömürün, kan dökün  diye asla demez. Zaten Krallarda bu vaatlerde bulunmaz. Realite böylemidir? Asla… Demokrasi yoluyla seçilen Krallar,  yeryüzünde kan dökmeye, işgal etmeye kendi halkları da dahil  modern köle üretmeyi sistem haline dönüştürmüş olup tıpkı eski çağlardaki uygulamalarının sadece üzerini örterek yada Kamufle yaparak  istikrarlı bir şekilde sürdürmektedir.

Buradan hemen Malkom X’in şu cümlelerine geçmek istiyorum. Malkom derki:  2 çeşit köle vardır.

Bir: Tarla Kölesi

İki:  Malikane Kölesi  …  Malikane Köleleri iyi yaşar, güzel giyinir güzel yer içer, güzel yerlerde kalır, kuş tüyü yataklarda uyur,  bolca bahşiş alır. Efendisinin asla ölmesini istemez. Hatta tırnağının bile acımasına razı gelmez. Çünkü efendisi yok olduğu zaman kendisinin de yok olacağını sanır. Tapınağı efendisidir. Malikane Köleleri,  Tarla kölelerini beğenmez. Çünkü onlar  bir üst sınıf oluşturmuştur. Malikane Köleleri  halktan kopuk olup  adeta Getto’laşmıştır.  

Tarla Kölesi ise ya ölmek ister;  yada efendisinin hemen gebermesini bekler. Efendisini öldürmek için fırsat  bile kollar…  Tarla Kölesi’de mecburen efendisine tapmak zorundadır. Tarla Köleleri sürekli isyan içerisinde olup bir çıkış için nafile hayaller kurar.

Dünyanın geldiği nokta budur. Tarla Köleleri  her geçen;  gün,  ay, yıl, çoğalırken, Malikane Köleleri hayatından ve efendinsin istikrarından oldukça  memnundur. Efendilerinin tırnağına bir zarar gelmesin diye var gücüyle hizmet eder.  Burada esas olan Yeryüzünde Tarla Kölelerini sonlandırmaktır ve  her insanın vazifesidir. Hatta dini vecibesidir. (Beled Suresi ayet  13 Fekku Ragabe) Boyundurukları kırın yani köleliği kaldırın der.

Çözüm : Tüm insanlığın gerçek Rabbe , efendiye, Kral’a yani Allah’a köle olmasıdır. Özgür iradeyle kısacık ömürde herkesin dünyalık efendilerinden vazgeçmesi gereklidir. Yoksa bu savaş Tarla Köleleri ile Malikane Köleleri arasında devam ettirilecek, Tarla Kölelerinin çığlıkları arşa yükselecektir.  Bir daha peygamber, kitap gelmeyeceğine göre,  sistemin sahibi Kralların çöküşü  ya;
   Tarla Köleleri ile olacak yada Cenabı hak hesap  (Kıyamet) gününü erkene alacaktır. Ben yeryüzündeki bu kadar adaletsizliğin, vahşetin, kan ve göz yaşının açlık ve sefaletin devam etmeyeceğini düşünenlerdenim.

Sonuç: Batlılar,  Müslümanlar için istisnalar hariç  şu tespitlerde bulunmuşlar:  ‘’Allah’a inanırlar lakin güvenmezler…  İşte gerçek bu cümlede yatmaktadır. Hal böyleyken,  insanlık kendi kendini sorgulamalıdır. Gerçekten  biz Allah’ın mı  efendilerin , kulların mı  köle siyiz?  Tarla mı; Malikane mi kölesiyiz? Bu tespitten sonra;  Allah’ın kulu – kölesi olmamız halinde;  yeryüzünde tüm insanlık kardeşçe,  sınıfsız, sınırsız, savaşsız bir dünya inşa ederek adalete, eşit paylaşıma ve huzura kavuşacaktır. Ve böylece  Kralların dayattığı ya da kandırdığı kölelik sisteminden kurtulacaktır. Bununda Anayasası sadece Kuar’an’a dönmektir …. Başkaca alternatif yoktur.

Bayramınız Kutlu,  Geleceğiniz Aydınlık Olsun

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...