logo

ŞEHİR VE MEDENİYET

Mustafa Aygün

Mustafa Aygün
mustafaaygun3458@hotmail.com


Her şehrin bir hikayesi vardır. Kaynağını orada yaşamış olanların ilmek ilmek işlediği siyasi, sosyal, ekonomik tarihinden alan.

Şu bir gerçek ki şehirler insanı, insanlar şehirleri imar eder.

Bizim şehirlerin yapılaşmasında, köyden kente göçün getirdiği bütün sorunları görürsünüz. Karma karışıktır sokakları, caddeleri, mahalleleri. Nefes alacak yeşil alan, yürüyecek kaldırım zor bulursunuz. Görüntü kirliliği ile şehirlerimiz neredeyse eş anlamlıdır.

Bahçesiz evleri, ağaçsız, parksız mahalleleri, boyasız badanasız tamamlanmamış kırmızı kiremitli  binaları, kaldırımsız yolları, estetik ve mimari kaygı taşımayan kamu binaları olan yerlere şehir denilebilir mi?

Medeniyet göstergesidir şehirler.  Medeniyet şehirlerde doğmuştur. Medeniyet yine şehirlerde ölür. Gasp, yağma, hırsızlık, dolandırıcılık şehirlerin ayırılmaz parçasıdır. Yardımlaşma, dayanışma, fikir ve sanat toplulukları yine şehirler de hayat bulur.

İlk defa gittiğiniz bir şehir sizi etkiliyorsa, insanlarının neşesini, hüznünü, ruh iklimini yansıtıyorsa, size huzur veriyorsa güler yüzlü nazik insanları varsa değerlerini kaybetmediğine kani olabilirsiniz. Ama ülkemizde böyle bir şehir var mı bilmiyorum.

Bir milletin tarihini, kültürünü, değerlerini görebiliyorsanız ve kendinizi yabancı hissetmiyorsanız o şehir sizin şehrinizdir.

İnsanın üstüne yürüyen gökdelenleri, can çekişen yeşili, hiç açılmayan trafiği olan, hayatlarından bezmiş robotlaşmış insanların yaşadığı yerler şehir değil kahır desek yeridir.

            Bir şehirleşme sorunumuz olduğu açık.Bu sorunu çözecek, ülkenin tüm şehirlerine ilham verecekörnek bir “yapay bir şehir” imar etmek gibi bir ÇILGIN PROJE’de beklemiyor değil insan. Her bir büyükşehir belediyesinin kendi kültürel dokusuna göre bir mahallesini inşa ettiği, (bu sebeple kaynak sorunu da yaşanmaz), bisiklet ve yaya yollarının, motorlu taşıt yollarından fazla ve geniş olduğu; güneş, rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklarla enerji ihtiyacını karşılayan, tam geri dönüşümün sağlandığı, her evin bahçesinin bulunduğu, okula çocukların korkmadan tek başına gidebildiği, suç oranının sıfır olduğu,   çarpık yapılaşmanın olmadığı, doğa ile iç içe, insanların hayalleri ile teknolojinin, tarih ve kültürün buluştuğu; bilim, tarih, arkeoloji, doğa tarihi,jeoloji, etnografya sanat,bilim ve teknoloji, endüstri müzeleri ile ekomüzelerin bulunduğu; botanik ve hayvanat bahçelerinin olduğu; asık surat, kaba, görgüsüz insanların yaşamadığı, hava kirliliği, trafik sorunlarının olmadığı vb. bir şehir projesi yapsak ve hayata geçirsek her halde dünyada bir ilki başarmış olurduk.

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...