Son Dakika
Kağıthane’de şüpheli ölüm; silahla başından vurulmuş halde bulundu
Kağıthane’dekontrolden çıkan panelvan devrildi
Kağıthane’de 18 yaşındaki genç balerin odasında ölü bulundu
Kağıthane’de minibüs park halindeki araca çarptı, 6 yaralı var
Kağıthane’de Elektrikli Araç Kazası
SEYRANTEPE’DE DEHŞET: 2 ÖLÜ, 4 YARALI
‘’ Senin İsmail’in Kim’’?
Okumayı seven bir insanım … Kabiliyetim dahilinde yazmaya da çalışıyorum. Bir çok yazar,düşünür,lider,felsefeci,siyasetçi beğenirim. Ama benin dünyamda; Aliya İzzet Begoviç, Ali Şeriati ve Mehmet Akif Ersoy’un ayrı bir yeri vardır.
Çok sever, takdir eder, hemen herkese de tavsiye ederim bu önemli şahsiyetlerin okunmasını. Üç insan da; söylemleri gibi yaşayarak hayat mücadelesi vermişlerdir. Ortak paydaları ise gelip geçici oyun ve oydaş dünyası olan bu alemde, gün yüzü görmemeleridir. Sürgünler, zindanlar, işkenceler, fakirlik, yoksulluk,tevazuluk, vatanperverlik, gerçek Kur’an Müslümanlığı onların ömür boyu yaşam biçimleri olmuştur. Ekoldür bu insanlar… Her sözleri, cümleleri bir kitaptır bu değerlerin… Allah onlardan razı olsun.
Buradan yola çıkarak yaklaşan Kurban Bayramı ve Ali Şeriati’nin Kurban yorumunu burada sizlerle paylaşmadan önce birkaç kelam etmek istiyorum. Kurban Bayramı yaklaşırken yine Türk İnsanı; bayramın ikliminden, dini ibadeti oluşundan ziyade bu ritüeli bahane ederek gününü gün etme ve tatil planlar yapma içerisinde. Esasen hiç kimseyi de ilgilendirmemekte Kurban Bayramı. Aylar öncesinde tatil planları yapanların sayısı 10 milyonları aşmış durumda… Turizm bölgelerinden gelen haberler tüm otellerin dolduğu şeklinde. Hal bu iken insanlar, 10 günü nasıl değerlendirip eğlencenin zirvesin nasıl yakarlımın peşinde … Hemen herkes.
Bir başka bakışta ; Kurban kesmeyi ,kavurma ya da et bayramına çevirip kasaplık mesleği olarak algılamaktadır. Elbette kaynaşma, dayanışma, paylaşma, sevgi ve kardeşlik iklimi olarak algılayan bu şekilde değerlendiren önemli bir kesimde vardır. Elbette Bu ritüeli, ibadeti olarak yapmayı ve bu geleneği sürdürenler vardır. Bir de benim gibi klasik cümleyi kullanalar var: ‘’Nerede o eski bayramla ’’…
Haksızda değiller doğrusu… Şimdi o gelenekten eser kalmadı. Yaşlılar, büyükler ziyaret edilmemekte, komşu kapıları çalınmamakta, akrabalar ise her geçen gün unutulmaktadır. Aileler, insanlar sosyal medya, televizyon, bilgisayar sayesinde iyice yalnızlaşmaktadır. Gelenekler tasfiye olurken bireysel pragmatist bir insan türü yeni model olarak yetiştirmekte… Yeni dünya, sistem ve vahşi Kapitalizm bunu istemektedir. Hal böyle olunca yardımlaşma ve dayanışma iklimi Müslümanların da elinden maalesef alınmaktadır. Gün gelecek insanlar bayramları sosyal medya üzerinden kutlamayı da unutacaklar.
Sonuçta bayram kuşakları her geçen yıl kaybolmaktadır.. Bayram, sadece Antalya ve Bodrum’daki turizm bölgeleri olarak algılanıyor. Kaldı ki kurban kesim oranları her yıl düşerken toplumun büyük bir bölümü, bu işleri banka dekontları ile hallediyor. Kısacası hem bu gelenek hem de bize ( Hanifilere) göre vacip, diğer mezheplere göre sünnet olan bu ibadet yok oluyor farkında değiliz.
Ama Kurban nedir bir de Ali Şeriati’nin bakışıyla okuyalım, dinleyelim.
Ali Şeriati: ‘’Senin İsmail’in Kim’’?
“Bu İbrahim’in dinidir; kana susamış tanrıların, mazoşistlerin ve işkencecilerin değil. İnsanın mükemmelliğe ulaşmasının, bencillikten ve hayvani arzularından kurtulmasının hikayesidir yaşanan. İnsanın daha ulvi bir makama ve aşka, ve bilinçli bir insan olarak sorumluluklarını yerine getirmesine engel olacak her şeyden azade olduğu bir iradeye yükselişidir…
…Hikaye, bir koçun kurban edilişiyle sona eriyor. Bu, Yüce Allah’ın tarihin en büyük insan trajedisinin sonuna ilişkin dileğidir – birkaç aç insanı doyurmak için bir koç kurban etmek.
Sen de İbrahim gibi kendi İsmail’ini getirmelisin Mina’ya. Senin İsmail’in kim? Ancak sen bilebilirsin, başkası değil. Belki eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs. Ne olduğunu bilmiyorum, ama İbrahim’in İsmail’i sevdiği kadar sevdiğin bir şey olmalı. Senin özgürlüğünden çalan, görevlerini yerine getirmeni engelleyen, seni eğlendiren, hakikati duymaktan ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meşrulaştırıcı sebepler ürettiren ve seni sadece gelecekte senden gelecek yardım için destekleyen ne varsa; işte bunlar onun işaretlerindendir. Onu arayıp bulmalısın. Eğer Allah’a yaklaşmak istiyorsan, İsmail’i Mina’da kurban etmen gerek.
İsmail’in yerine geçecek koçu (fidye) sen tespit etme, bırak Allah sana yardım etsin ve bir hediye olarak göndersin. O, koçu ancak bu şekilde kurban olarak kabul eder. Koç ancak İsmail’in bedeli olduğunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır.”
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Kasım 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
29 Ekim 2024 Köşe Yazıları
21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları