logo

TEKNOSOSYAL  BAĞIMLILIK

Metin Zor

Metin Zor
metinzor58@gmail.com

İnsanlığın;  can, mal, akıl ve değerlerinin zarar görmesi, insanoğluna hakarettir. Hangi sebeple olursa olsun, hayatın tamamı için geçerli olan bu durum, teknolojiyi kullanırken de,internet ve sanal alemde gezinirken de aynıdır. Teknolojiyi; müspet konular için, ahlaklı ve aklıselimin hakim olduğu şekliyle kullanmak, insanın önemli ve diğer görevlerinden biridir. Bu alanın; amaçsız, kontrolsüz ve  bilinçsizce kullanımı, kişilerin sağlığını tehdit ediyor, can ve mal kaybına sebebiyet veriyor, nice yuvaların dağılmasına ve yıkılmasına da, vesile oluyor. Yine bu durum, zararlı yönelimlere, aşırı ve sapkın ideolojilere yönelterek ve akli melekeleri zayıflatarak, düşünme ve idrak etme kabiliyetini yok etmektedir. Kendisine sunulan, akıl ve hammaddeyi kullanarak, teknoloji üreten insan, bu meziyeti gelecek ve insanlık için, kullanmak zorundadır. Eğer, teknolojiyi kullanarak, insanlığa fayda yerine, zararlı yönde kullanıyorsa, helal kazancın yerine, kumara, tasarrufun yerine israfa, merhamet ve hoşgörü yerine şiddete yöneliyorsa, işte o zaman büyük bir yanlışın içindedir. Kendi eliyle zehir yayıyor, geleceğini tehlikeye atıyor demektir. Diğer yandan; telefon, televizyon veya bilgisayar, karşısında, vaktini harcıyorsa, kendisine, ailesine ve yaratılış gayesine zarar veriyor demektir. Aynı çatı altında, fakat birbirinden habersiz yaşayan ailelerin sayısı maalesef her geçen artıyor.                                 

İnsanoğluna zaman kazandırması gereken teknoloji, yanlış yönde kullanılmasından dolayı, günümüzde zaman kaybetmenin ve vakit öldürmenin, aldatıcı tuzağı haline geldi.  Hepimiz hayatında yerini alan sosyal medya; başıboş, ilkesiz ve sorumsuz bir alan olmamalıdır. İnsana yakışan, her zaman sorumluluk bilinciyle hareket etmek ve yaratılış gayesine uymaktır.  Her durumda, gerçeğin ve doğrunun yanında yer almaktır. Unutmayalım ki; normal hayatta olduğu gibi, internet veya sosyal medyada da, insanların haklarını ve özel hayatlarını ihlal etmek, yasalarımıza da aykırılık teşkil eder. Günlük hayatta, yalan, dolan ve riya ile, insanları karalamak, iftira atmak, insanlığın kabul edeceği bir durum değildir. 

Bugün için ve yaşadığımız çağda, teknolojiden tamamen uzak kalmak, veya teknoloji olmadan hayat sürdürmek elbette ki mümkün değildir. Ancak, teknolojiyi insana saygı hassasiyeti taşıyarak, ahlaki ilkeleri koruyarak, insan hak ve özgürlüklerini ihlal etmeden, kullanmak öncelikli sorumluluğumuzdur. Böylece vaktimizi daha verimli ve emeklerimizi daha anlamlı hale getirebiliriz. Yeryüzünü, iyilikten ve huzurdan yana imar edebiliriz. Yeter ki;  her nimet gibi, teknolojiyi de, ölçü ve sınırlara riayet ederek kullanalım. 

İnsanlığın, geçmişten günümüze,  birçok evrimlerden geçtiği malumdur.  İçinde yaşadığımız çağ; bilgi ve bilişim çağıdır. Bu devirde; gazete, radyo, televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve en önemlisi de,  internet, hemen herkesin hayatına az veya çok girmiş durumdadır. Yeni neslin, daha bebek yaşta, cep telefonu, bilgisayar gibi teknolojik aletlerle tanışıp, onlarla büyüdüğü bir gerçektir. Hatta bariz fakat iyi olmayan bir örnek verecek olursak, ağlayan veya huysuzlaşan çocuğun eline, işin kolayına kaçarak, ( birçok annenin) telefonu tutuşturduğu gibi. Teknolojik vasıtalar; haber, eğitim, ticaret ve sayısız daha birçok konuda, insanlığa kolaylıklar sağlamış, dünyayı adeta küçük bir semt haline getirmiştir. Ancak bilişim ve kürselleşme çağı, insanlığa getirdiği kolaylıklar, çok pahalıya mal olmuştur. Küreselleşmenin ben merkezli, kapitalist kültür anlayışı, insanlığa sağladığı dünyevi kolaylıklar karşılığında, onların maneviyatlarını, kültürel değerlerini, ruhlarını esir almaktadır. Böylece İnsanların hayat tarzlarından tutun da, yiyecek ve giyeceklerine kadar dizayn edilmekte, bellekleri silinmekte, her yönüyle, belli bir anlayışın emellerine hizmet eden, fertlerin şekillendirdiği bir popüler tüketim kültürü oluşmaktadır. Zira, küresel kültürün, eğlence ve haz esaslı yaşantı modeli,  biz merkezli, hizmet ve insanlık esaslarını sarsmakta, özellikle gençler, bu kültürün cazibesine kolaylıkla kapılmaktadır. Çocuk ve gençler, meşru olmayan fiillere, sürü psikolojiyle alıştırılmakta, gerçeğin farkında olmayan fertler, zaman içinde, yaşadığı gibi inanmaya başlamaktadır. 

Hiç şüphesiz, insanlığın faydasına olan her vasıta gibi, çağın sunduğu bilişim, haberleşme vasıtaları, bizler için bir nimettir. Ancak,  Suiistimalden kaynaklanan problemler,  bu gün sorumluluk sahibi hemen herkesi düşündürmektedir. Bu olumsuz durum; İnsanların ferdi, ailevi ve sosyal hayatını tehdit etmekte, onları her yönüyle sıradanlaştırmakta, ebedi hayatlarını mahvedecek gelişmelere sebep olmaktadır.  Sosyal medya arkadaşlığı, adı altında, suiistimale açık (güya) dostluklar kurulmakta, söz konusu (sözde) arkadaşlıklar sebebiyle, ahlak erozyona uğramakta ve birçok aile bundan zarar görmektedir.  

Vesselam.

Metin ZOR                                                                            

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...