logo

TEŞEKKÜR EDERİM…

Derya Deniz Dinç

Derya Deniz Dinç
ddinc@windowslive.com


İnsanların kendilerini tanımaları hem çok iyi hem çok kötüdür. Güzeldir; çünkü kararsızlıktan kurtulur insan ne istediğini çok iyi bilir ve hedefleri belirgindir. Kötüdür; çünkü ne istediğini çok iyi bilenler ne yazık ki ne istemediklerini de çok iyi bilirler. Bu ise hayatınızdaki grileri yok eder, Her şey ya siyah olur artık ya da beyaz… Belli bir yaşa ulaşıldığında adına tecrübe denilen yaşanmışlıklar sizi acımasızlaştırmaya başlar.

     Eski merhametinizi, hoşgörünüzü, samimiyetinizi artık yavaş yavaş kaybetmeye başlarsınız. Zira o kadar çok darbe yemiş, o kadar çok kandırılmış, o kadar çok aldatılmışsınızdır, o kadar çok yanılmışsınızdır ki; güvenmemek için birçok sebebiniz olur. Güven duygusunun kaybı ise hayatınızdaki birçok güzelliği alır götürür sizden. Nicedir bu durumdayım ve eminim içinizden birçoğunuz ‘ben de’ diyorsunuz… Aşkı yazan ya da yazmaya çalışan bir insan olarak empatiyi kuvvetle yaşadığımın farkındayım. Lakin gerçeği yaşıyor muyum? Hayır… Ben çok uzun yıllardır aşkı yaşamadım ve yaşamıyorum. Ruhla, akılla, bedenle, tenle yaşanan gerçek bir aşktan söz ediyorum. Kalbinizin yerinden çıkacak gibi attığı, heyecandan kendi nefesinizin sesini dinlediğiniz, her şarkının aklınızı karıştırdığı, varsa bir fotoğrafı mütemadiyen açıp baktığınız bir aşk… Bu heyecanı yaşamak insanın ömrüne ömür katacaktır mutlaka. Gerçekse, menfaate dayalı değil ise. O, aklınıza düştüğünde geri kalan her şey önemini yitiriyorsa hayata çok daha güçlü bakarsınız. Aşktan vazgeçtiğiniz gün, yaşam mücadelesinden de vazgeçtiğiniz gündür. Aşkın tezahürü her kişi de farklıdır ama özü aynıdır. Bir gün hiç ummadığınız bir anda hiç beklemediğiniz bir dönemde doğru kişi doğru zamanda karşınıza çıkabilir. İlk başlarda anlamazsınız. Yorgunluktan uyuyamayacak kadar yoğun çalışıyorsunuzdur fakat yastığa başınızı koyduğunuzda aklınıza o gelir ve darmadağın eder sizi. Artık uykular haram, saatler yıla dönüşür. Hüzün besler en çok aşkı bilirsiniz. Bir daha görme umudu yaşatır ve her sabah günaydın demek için güne bir sebebiniz olur. Özlersiniz, özlediğinizi söyleyemezsiniz, bir kerecik sesini duyabilmek için neleri feda edeceğinizi bilir ama bunun için hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü siz artık tecrübelerini heybesine koymuş, kimilerinin adına korku, kimilerinin vazgeçiş dediği noktaya gelmişsinizdir. Yeniden denemek için inanılmaz istekli bir o kadar da güçsüzsünüzdür. Yıkılırsanız tekrar ayağa kalkmaya gücünüzün olmadığını düşünürsünüz… Yıkılmak ürkütür sizi. Reddedilmek hiç sorun değildir zira egonuzla ilgili, derdiniz kalmamıştır ki artık

Susarsınız. Her gece en son düşündüğünüz, her sabah uyandığınızda ilk aklınıza gelen O’ dur ama siz susarsınız. Platonik olarak size hissettirdikleri için bile O’na minnet duyarsınız. Oysa o bilemez sizin için yaptıklarını… Bir selamının bir kıyamet kadar güçlü olabileceğini… Bir gülüşünün hatta tebessümünün sizi yeniden 20 li yaşlarınıza taşıyabileceğini bilemez. Belki de hiçbir zaman bir kez daha bir araya gelemeyeceksinizdir. Lakin gelme umudu bağlar sizi hayata dört elle hem de… İşte o bilmez ama içinizden O’na teşekkür edersiniz. İçten, samimi, tertemiz…

TEŞEKKÜR EDERİM. Aşk ile eyvallah…

 DERYA DENİZ DİNÇ 20/10/2017-İSTANBUL  

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...