logo

TÜRKİYE NİHAYET DOĞRU YÖRÜNGEYE GELDİ

Cemil Öğütcü

Cemil Öğütcü
cemil@sadabadhaber.com


TÜRKİYE  NİHAYET DOĞRU YÖRÜNGEYE GELDİ

Asırlardır bizim düşmanımız olan, hiçbir zaman bizim iyiliğimizi düşünmeyen,  fırsat buldukça tepemize çökmeye çalışan, tarihi düşmanımız, Haçlılarla bizim ne işimiz olabilir. Biz asla Batılı olamayız… Bizim genlerimiz, soyumuz, sopumuz, kültürümüz,geleneğimiz,medeniyetimiz Doğu’dur.

        Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Hükümet yetkililerinin son açıklamaları bizleri rahatlatmıştır. Cumhurbaşkanının ‘’Suriye,Libya ve Irak’ta ki tüm oyunları bozacağım’’ diyerek Asya Paktına yönelmesi oldukça iyi bir söylemdir. Hükümet yetkililerinin; ‘’ Suriye Politikası bizi batırdı’’ demesi gerçek bir itiraftır. Tüm bunların anlamı şudur; artık özümüze dönüyoruz.Coğrafyamızda barış ve istikrarı yeniden temin için var gücümüzle çalışacağız.  BOP’un  planlarını alt üst edeceğiz. İslam ülkelerinde yeniden kardeşlik iklimi kuracağız. Bizim çıkarlarımız batı da değil,Ortadoğu’da, Asya’da, Avrasya’da dır … İnşallah gelecek yıllar bu yörünge dahilinde ilerler

Son FETÖ Darbe girişimi de gösterdi ki; ‘’Ayıdan Post Gavurdan dost olmazmış’’…  Adnan Menderes’in Amerika  yardımlarının Türkiye’ye getirdiği  yıllardan  bugüne sözde Amerika , bizim dostumuz ve müttefikimiz. Atlantik ötesinden gelip yıllardır bizleri ve coğrafyamızı sömüren ABD, sadece sömürmekle yetinmiyor, milyonlarca Müslüman’ın da katili olarak insanlığın kalplerinde bir kin ve düşman olarak yer ediniyor. Topraklarımızı parçalıyor,şehirlerimizi talan ederek 100 yıl geriye götürüyor,milyonlarca insanı sakat,öksüz,yetim,dul  bırakıp kadın ve kızlarımıza tecavüz ediyor.Ama bu coğrafya maalesef; acziyetinden ve güçsüzlüğünden bu köpeklere biat etmeye devam ediyor. Yetti artık … Bir şekilde; haykırma, itiraz etme ve baş kaldırma zamanı gelmiştir… Bu Köpek, Emperyalist vahşi; Amerika, İngiliz, İsrail ittifakına dur demenin, ilişkileri kesmenin zamanı bugün değilse ne zamandır.

Tek rehberimiz, tek kılavuzumuz,  Allah’ın kitabı Kur’an  bizleri hep Yahudi ve Hıristiyanlar’dan dost olunmayacağını yüzlerce sayfa kıssalarında zaten anlatarak bizleri uyarmıyor mu?

Tüm yer altı zenginlikleri: Petrol, doğalgaz,su,kömür,elektrik,bor hepsi bizde … Tarım,  zengin verimli topraklar, dört mevsimi bir arada, coğrafyamızın her bölgesinde yaşamak bizde… Denizler, güneş, su,cennet nimetleri bizde… İnsan potansiyeli, genç nüfus bizde. En önemlisi de Müslüman’ız … Bu kadar dejenerasyona karşın yine de Allah korkusu, iman ve Ahlak bizde. Bir coğrafyanın, milletin, ülkenin silkinmesi ayağa kalması için bunlar yetmez mi?

NELER YAPILMALI ?

Türkiye tez elden darbe girişimi sendromuna atlatarak şu sıralar doğru giden  dış politikasını hızlandırarak bölgeyi de istikrara kavuşturmalıdır. Toplumsal barışın temlerini atan Türkiye, çok önemli bir hamle yapmıştır. Barış ve huzur olmadan hiçbir şey olmaz. Kısır çekişmeleri ,siyasi atraksiyonları bırakıp toplumsal barış ve kardeşlik üzerine projeler hazırlandırılarak kardeşlik,birlik ve beraberlik iklimi pekiştirilmelidir. Ardından tez elden; ordu, yargı, polis, milli eğitim yeniden dizayn edilmelidir.  Ekonomide yeni planlamalar, teknolojiye dayalı üretim için seferberlik ilan edilmelidir. Üretemeyen ülke güçlü olamaz  …. Üretemeyen ülke  istikrarlı olarak sömürülen  ülkedir

Terör bir şekliyle bitirilmelidir. Esasen terörün bitirilmesi dış politikaya bağlıdır. Batı ile ilişkiler kesildiği zaman yörüngenizi  Asya’ya  çevirdiğiniz takdirde bu işlerde biter. Terörün bitmesi Türkiye’nin daha da kalkınması ve üretmesi anlamına gelir.

Ahlak ve maneviyat üzerine köklü çalışmalar yapılarak din; Özgür bir diyanet eliyle toluma sunulmalı, Kur’an Müslümanlığı halka anlatılmalıdır.

Devlet yönetimi asla adaletten vazgeçmemeli, kadrolaşma da liyakat ve ehliyeti öne almalıdır. Zaten bu Allah’ın buyruğu, Kur’an’da  insanlara yazılı beyanıdır. Her zaman kamu yararı gözetilerek israftan kaçınılmalıdır. İnsanları ayrıştırmadan istişareye önem verilmelidir.

Artık, yalaka ve Mürai  karakterli  insanları ayrıştırılarak; servet peşinde koşanları, mal stoku yapanları, zenginlemek için her şeyi mübah görenleri, makam ve mevki  ve  koltuklarını korumak için adeta dünyalık savaşı verenleri , kamudan temizlemek gerekir. Bu tip insanlarla devlet yürümez, milletin barışı sağlanmaz, adalet tesis  edilmez…  Huzur ve refah gelmez…

Sonuçta; önce devlet güven sağlamalı, millet devletine güvenmeli… Son darbe girişiminde şehit olanlar, gaziler, sokağa çıkanlar, hiçbir beklentisi olmayan saf, temiz fakir Anadolu çocuklarıydı. Makam, mevki, mal ve  şöhretleri  yoktu … Millet gerekeni yaptı, vatanına sahip çıktı.Darbeyi halk önledi … O halde halkın istediği çok basit; adalet, gelir dağılımında eşitlik,ahlak maneviyat,dürüstlük, liyakat,sosyal devlet,  huzur ve refah hepsi bu kadar.

Hükümetin bundan sonraki hedefleri de bu kavramlar üzerine olacaktır, zaten ilk adımlar atılmaya başlanmıştır. Geleceğimiz için başka çıkış yoktur. Irkçılık yaptığım sanılmasın … Hani bir slogan var ya;  ‘’Türk’ün, Türk’ten başka dost yoktur’’ bu söz bugünlerde daha iyi anlaşılmıştır.

Huzur dolu yarınlar temennisiyle  30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun

Paylaşın:
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI-II

    05 Kasım 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) Bir önceki yazımızda, Cumhuriyet Dönemine kadar geçen süreçte yabancı okullar meselesini ele almıştık. Bu yazımızda ise Cumhuriyetin ilanından sonraki süreci ele alacağız. Özetlemek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı okullar ile tanışması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlamış, Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın sağladığı fırsatları kullanan misyonerlerin gayreti ile sayıları bu okullarınhızla sayıları artmıştır. Örneğin 1908 yılında Osmanlı’nın sadece taşra vilayetlerinde, 2.948 Gayrimüslimve 297 Ecne...
  • SÖMÜRGECİLER VE OKULLARI

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    (Yabancı Okullar Meselesi) “İnsan insanın kurdudur.” anlayışını rehber edinmiş sözde medeni ülkeler için sömürgecilik, önemli bir geçim kaynağıdır. Tarihin bize öğrettiği en önemli gerçek ise ekonomik değeri olan her şeyin sömürgecilerin ilgi alanı içerisinde olmasıdır.Ancak sömürgeciliği sadece ekonomik alan ile sınırlamak fazla safdillik olur. Sömürgecilerin askeri ve ekonomik güçlerini devam ettirebilmelerinde “böl, parçala, yut” taktiğinin yeri yadsınamaz. Bir ülkenin içindeki farklılıkları derinleştirmenin en kesin yolu eğitim ve kü...
  • İKİ EFENDİYE KULLUK EDEMEZSİNİZ

    29 Ekim 2024 Köşe Yazıları

    Zamansız gelme ve zamansız gitmeler her zaman insanoğlunu üzer. Dünya gelmelerle, gitmelerle dolup boşalıyor. Tüm canlılar doğuyor, gelişiyor büyüyüp sonra da ölüyor. Kural ve kaide Allah tarafından böyle koyulmuş. İnsanlık topraktan geldiği için tekrar toprağa dönerek geldiği yerde eşitleniyor. Lakin servet yığma hayallerine kapılıp ömrümüzü tüketiyoruz. Mallardan , evlatlardan, makamlardan vazgeçemiyoruz. Hangi İlah’a taptığımız belli olmuyor… Sonunu bildiğimiz filmin senaryosunda figüran rolleri almaya devam ederken hırsla...
  • KÂĞITHANE’DE YÜZ BİNLERCE VATANDAŞ GİRESUN’UN KÜLTÜRÜYLE BULUŞTU

    21 Ekim 2024 Gündem, İstanbul, Kağıthane, Köşe Yazıları

    17-20 Ekim tarihleri arasında Kâğıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilen 17. Giresun Tanıtım Günleri büyük bir katılımla sona erdi. Giresun’un kültürel zenginliklerinin ve yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı etkinliklere İstanbul’da yaşayan Giresunlular başta olmak üzere birçok vatandaş büyük ilgi gösterdi. Dört gün süren etkinlik boyunca Giresun’un geleneksel halk oyunları, Karadeniz müziği ve yerel mutfağı katılımcılarla buluştu. Giresun yaylalarında yetişen doğal ürünlerin sergilendiği etkinlikte el emeği göz nuru ürünler de büyük beğeni t...